Melih ALTINOK
Ertuğrul Özkök Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Evet kardeşim, senin yaşadıklarını biliyorum. Hayat tarzını değerlerini anlıyorum. Taleplerini ve arzularını biliyorum" şeklindeki sözlerini "takdir" etmiş. Cuma günkü "İşte böyle harbi olalım" başlıklı yazısında "Sen Kasımpaşalı hissiyatıyla söyledin ben kahraman hissiyatıyla anladım" demiş.
Erdoğan'ın pek çok miting-grup konuşmasında ve beş balkon konuşmasının tamamında tekrar ettiği bu sözleri Özkök'ün niçin şimdi "anladığını" merak bile etmiyorum. Daha dün Ahmet Davutoğlu'nun Orta Doğu politikalarına "AK Parti musibetinin alameti farikası" türünden eleştiriler getirirken, bugün "hocadaki lider kumaşını" keşfedenlerin tavrı kafamı netleştiriyor.
Dolaysıyla beni ilgilendiren, Çözüm Süreci'ne karşı tavrı Cemaat'ten hallice olan Özkök'ün, Beşir Atalay'ın kabine dışı kalmasına "Ya barış ne olacak kuzum" şeklinde verdiği tepki, klasik goygoyculuğu değil. Devletlülerle ilişkisini nasıl kurarsa kursun. Derdim, yeni dönemde kendisini "dışlanmış" hisseden vatandaşların kaygılarını gidermek için atılan adımın muhatabı kendisiymiş gibi devreye girip onu değersizleştirmesi. Kurulacak sağlıklı bir diyaloğu kişiselleştirerek heba etmesi.
Açıkça söyleyeyim, Özkök'ün Erdoğan'ın endişeli vatandaşlarla kurmaya çalıştığı diyaloğa değil katılması, izlemesi bile müşterek zeminin dinamitlenmesi anlamına gelir. Zira Özkök'ün söz konusu kutuplaşmadaki yegane rolü bir kısım vatandaşın AK Parti karşıtlığının şizofrenik boyuta taşınmasındaki katalizörlükten ibarettir. Yani bu ayrışmanın tepkileri yönlendirilen edilgen bir öznesi değil, aktif azmettiricisidir.
Yetenekli Bay Ripley ve çetesi, AK Parti iktidarı boyunca, dükalıklarına zarar vereceklerini düşündükleri her türlü reform adımını ustalıkla muhalif seçmene mal etmeyi başardılar. Gazete ve TV'lerini takip eden yüz binlerce insanın asgari mantık sınırları içindeki muhalifliğini envaiçeşit manipülasyonla iflah olmaz bir düşmanlığa çevirdiler. İnsanları âdeta "delirttiler!"
Açık siyaset kanalları vasıtasıyla değiştirilebilecek, politikaları ve icraatları sandıkta tolere edilebilecek hükümetten ve onun başındaki isimden bir nefret objesi oluşturdular.
Şimdi kalkmış Cumhurbaşkanı'nın sorumlu olduğu endişeli kesimlere uzattığı eli çekiştiriyorlar. Taleplerinin karşılanmasından ziyade sistemle çelişkilerinin keskinleşmesi için çabaladıkları, yani aleyhine iş tuttukları, hassasiyetlerini kullandıkları muhaliflerin sözcülüğüne soyunuyorlar. "İkna olursak ikna ederiz" deyip Erdoğan'ın uzattığı zeytin dalından yağ çıkarmaya çalışıyorlar.
Kemal Bey ne yapıyorsunuz Allah aşkına?
Size de oluyordur, zor durumda kalan insanlar adına mahcup oluyor, belki de yüzünüz kızarıyordur. Televizyonda dünkü 30 Ağustos töreninde Tayyip Erdoğan'ın uzattığı elin Kemal Kılıçdaroğlu tarafından havada bırakıldığı görüntülerini izleyince işte bu hislerle âdeta utandım.
Yo Erdoğan için değil, Kılıçdaroğlu için.
Siz de izlemişsinizdir. Erdoğan gösterileri izlemek için şeref locasına geliyor. Protokoldeki herkesle tokalaşıyor. Sıra ana muhalefet liderine geliyor. Erdoğan tereddüt etmeden elini Kılıçdaroğlu'na uzatıyor ama nafile. Kemal Bey oturmaya yelteniyor ve Erdoğan da gayet rahat şekilde elini geri çekiyor. Ardından Kemal Bey kalkıyor ama İstiklal Marşı başlayınca eller buluşamıyor.
Mevzu gün içinde sosyal medyada çok konuşuldu. Kimileri İstiklal Marşı'na geçildiği için vakit olmadığından tokalaşmanın gerçekleşmediğini söylüyorlar ama görüntüler net. Kılıçdaroğlu görevli askerin "hazır ol" komutu gelmeden yerine oturmaya kalkıp yüzünü çeviriyor. Kaldı ki en fazla iki salise sürecek üstelik de protokol icabı elzem bir ritüele her zaman vakit vardır değil mi?
Belki "Ne var, adam bir gün önce yemin törenine katılmadığı, 'tanımıyorum' dediği, dahası partisinin Grup Başkanvekilinin Meclis'teki seremonide tüzük fırlattığı Erdoğan'a tavrını sürdürüyor" diyorsunuzdur. Sizden ricam eğer izlemediyseniz görüntülere bir bakın lütfen. Eğer ortada bir önceki tavrın devamı niteliğinde net bir protesto olsaydı, inanın tasvip etmeyenler bile saygı duyardı. Ancak karşı karşıya olduğumuz bariz bir panik hâli.
Hani olur ya, arkasından konuşulan biriyle karşılaşınca insan utanır, göz göze gelmemeye çalışır. İşte Kemal Bey de muhtemelen bir gün önce yaptıklarını, söylediklerini hatırlayıp "elini uzatmaz" dedi ve bu yüzden Erdoğan'ın yüzüne bile bakamadı; panikleyince de her şey birbirine karıştı.
Elbette bu ilk değil ama lütfen son olsun! Zira milyonlarca oy alan ana muhalefet lideri adına bir de seçmenler olarak biz utanmak istemiyoruz!
Çözüm mü? Aslında gayet basit, muhatabıyla karşılaşınca elinizi ayağınıza dolaştıracak sözler söylemeyecek, hareketler yapmayacaksınız. Tek kelimeyle net olacaksınız.
Geçmiş olsun.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019