Melih ALTINOK
Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat ve Şike perdelerindeki tiratlarıyla katarsisi doruğa çıkartan “Şeffaf, demokratik ve sivil yeni Türkiye’yi beklerken” oyununun finali hayal kırıklığı yaratacak gibi.
Türkiye toplumunun çoğunluğunun “katılarak” izlediği, Avrupalı demokrat “eleştirmenlerin” de takdirini kazanan oyununun niteliği, kategorik “sanat” tavırlarından milim taviz vermeyen “militanların” dalaşına kurban ediliyor.
“Silivri’den darbeci kaçırma” operasıyla “eylenen” ulusalcılar, düne kadar “sanat düşmanı” dedikleri Yeni Türkiye oyununun başrolündeki aktörü neredeyse diva ilan ettiler. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri’nde (ÖYM) düzenleme sinyali veren AK Parti’yi, bu girişime karşı olan Cemaat’e karşı destekliyorlar, hatta “uyarıyorlar”.
Hükümetin figüranları ise, başrol kapma derdinde. Dün bizler yazınca kızdıkları halde, şimdi Başbakan’a karşı pankart açtı diye 8,5 yıla mahkûm edilen Ferhat Tüzer ile Berna Yılmaz’ın dramını hatırlatıp ÖYM taşlaması yapıyorlar.
Cemaat’se, sözkonusu mahkemelerin Ergenekon cephesine malzeme sağlayan dava süreçlerindeki hatalarını yine tartışma konusu yapmıyor. Sanki oyuncu değil de izleyiciymiş gibi “yekpare” söylemini sürdürüyor.
Hâl bu olunca da, yapacakları jestleri, mimikleri “gözler tamamen kapalı” iken bile “bildiğimiz” ezberciler, demokratların “oyun sarkıyor” çıkışları karşında afallıyorlar.
Neymiş, CMK 250’deki olası düzenlemesinden ötürü hükümeti eleştiriyorsan Cemaatçiymişsin.
Bak sen!
İyi de, henüz birkaç ay önce, MİT krizinde Başbakan Erdoğan’ın tavrını onaylanıp Cemaat’in çıkışını eleştirdiğimde de, adımı “Taraf’ın Erdoğancıları” listesine dâhil etmemiş miydiniz?
Tek örnek bu değil elbette.
Referandum sonrası HSYK seçimlerinde “Hani Adalet Bakanlığı bürokratları listeye alınmayacaktı” diye isyan ederken AK Partili olmuştuk.
Şike soruşturmasında “Sonuna kadar gidilsin” deyince Cemaat’e kaydedilmiştik.
Oslo, Habur derken “müzakere” sürecine destek verince yeniden AK Parti cephesine postalanmıştık.
Vs. vs.
Ortada kriminal bir mevzu yok. Ne AK Parti’li olmak suç, ne de Cemaatçilik, tarikatçılık... Bir şeyci olsam da çıkar açıkça söylerim.
Ama gözleri o kadar körleşmiş ki araçları amaçları olmuş. Durup bir an için aklıselimle düşünemiyorlar.
Bir ihtimal daha olamaz mı? Mesela demokratlık. Üstelik bu ihtimali destekleyen, yukarıda birkaçını sıraladığım oyunlar karşısındaki “tavır kronolojimiz” de apaçık ortada dururken.
Hâsılı, bu sıkışma hâlinden yakamızı sıyırmamız şart. Demokratlar, bu tartışmada repertuarlarını kendileri belirlemeli.
Daha önce DGM’leri hangi gerekçelerle eleştirdiysek, bugün halefi ÖYM’lerde bu arızaların izini sürmeli.
Uzun gözaltı ve tutukluluk süreleri, zanlıların savunma hakkını engelleyen iddianameye ulaşma engeli gibi mevzuların düzenlenmesi talep edilmeli.
Mahkemelerin, pankart açan çocuklara onyıllarca ceza öngören devletçi reflekslerini “koşturacakları” yetki sahalarının, özgürlükler lehine sınırlandırılması istenmeli.
Ancak konuyu yalnızca hukuki alana hapsetme hatasına düşmemek de önemli.
Çünkü hepimiz biliyoruz ki, ÖYM eliyle yürütülen darbe davalarının, Türkiye’nin içinde bulunduğu dönüşüm sürecindeki katkılarının siyasi boyutu ağır basıyor.
“Halkı yargılayan” DGM’ler, bugün ağırlıklı olarak “halka karşı suç işleyen darbecileri,” yani bir bakıma “DGM’leri doğuran zihniyeti” yargılıyor.
Bu davalar ÖYM’de değil, sıradan mahkemelerde görülse “etkilenmelerinin”, “yıldırılmalarının” çok daha kolay olacağı da gözardı edilmemeli.
Kaldı ki “DGM’leri kaldırın” diyen AB ve AİHM, Çetin Doğan ve Tuncay Özkan başvurularında görüldüğü üzere oldukça “rahat” (Bkz. Orhan Kemal Cengiz’in Radikal’deki yazıları).
367 ve başörtüsü kararlarında, referandum iptallerinde, parlamentonun yok sayılmasına, Anayasa Mahkemesi’nin “esastan girmesine”, yani yargı vesayetine ses etmeyen Kılıçdaroğlu’nun “Dedik dinlemediniz, bakın o yargı dün de müsteşarınız Fidan’ı ifadeye çağırdı” feveranlarına karşı da uyanık olmalı.
Zira Sayın Kılıçdaroğlu hemen ardından, İlker Başbuğ’un “bile” tutuklanmasından yakınıyor. Yani niyetini açık ediyor.
Ve ne yazık ki Sayın Başbakan da bir doğrudan yola çıkıp yanlışa kayıyor. Müzakere sürecinde karar kılmış siyasete yargının müdahalesindeki son derece haklı çıkışını, şimdi kimi çevrelerce “siyasete müdahale eden bürokratlara destek” olarak okunabilecek bir tepkiyle zedeliyor.
ÖYM’lerin insan hakları ve demokrasi açısından yanlışlarının düzeltilmesini talep eden oyuncularla, tıpkı İtalya’da olduğu gibi, savcılık mekanizmasını güçlendirip kozmik odaların kapılarını daha güçlü zorlayacak kahramanların başrol paylaşacağı bir oyun pekâlâ yazılabilir.
Kaldı ki bugüne değin de fena gitmiyordu prodüksiyon, gişede de iyiydi üstelik. Ahali özgürce istediği oyunu izliyor, alkışlıyor, isteyen arada mescide gidip namazını bile kılıyordu.
İyi seyirler olsun.
Bu arada, az daha bekleseniz gelecekti sanki.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Konser iptalleri baydı
2.06.2022 - Elçiye zeval olmaz
17.05.2021 - 31 Mart’ta Binali Bey’e verdim, bu kez oyum...
11.05.2019 - Ekrem Bey size soruyorum ama cevabı Murat Bey’den bekliyorum
10.05.2019 - Sınırları aşmak
6.05.2019 - Pardon, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı olmayan belediye mi var?
1.05.2019 - Yine ne varsa Atatürk de var!
29.04.2019 - Kılıçdaroğlu’na yumruk!
22.04.2019 - Erdoğan’ın yükü
17.04.2019 - Bu saatten sonra...
8.02.2019
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları



























































el kürdi
sayin mahcubyan o gelecxin ne olduxunu tanimlamasini yaparsaniz yoksa siz o tasavur ettixiniz gelecekten korkuyormusunuz yoksa suani yasamak icin o bildixiniz gelecexi düsünmek bile istemiyorsunuz cünki hayal edilen gelecek dine dayali pis bir fashizimdir onun bugün örnekleri bile var isid elkaide elnusra denen pis kirli örgütlerdir akp yahut hirsizlari secen halkin coxu akp görülen emperyal hayallarin gerceklestirilecexine inaniyor ama gelgörki dünya tam hirsizlarin tersine dönüyor bu günün dünyasinda bunun zerre kadar gercek olmiyacaxini sizde adiniz gibi iyi biliyorsunuz ve neden akp yani hrsizlari destekledixinizi az cok tahmin edmek zor dexil yani bu tahmini sizin yazilariniz satir aralarinde okumak mümkün neyse gün olur sizde vicdan azabi cekersiniz