Mücahit BİLİCİ
Kürdistan kelimesini görünce sinirlerinde Kemalizm kıvılcımları çakmaya başlayan nice Türk ve Kürt var. Bu insanların yüreğini ağzına getirip sonra o yüreğe su serpen bir kelime dolaşıma girdi yakınlarda: Kürdinsan. Kürdinsan’ın damakta bıraktığı tat, bir ölümün eşiğinden dönmenin verdiğikorku sonrası rahatlık duygusuna benziyor. Şairane bir sürprizle şunu dedirtiyor: “Önce Kürdistansandım, Allah’tan değilmiş.”
Bu kelimeyi duyar duymaz çok beğendim. Kıymetli yazar Vahdettin İnce’nin dakik kaleminden çıkan yazıların biraraya geldiği, Kürt milletinin iç acılarına, tercümesi zor sızılarına değinen özgün bir çalışmaya uygun bir isim olmuş. Kürdinsan, bir anlaşılma nesnesi olarak Kürtleri tanıma sürecinde zamanın ruhunu en iyi yakalayan başlık. “Kürdlük” ile “insanlık”ı biraraya getiriyor. Kürdüm diyenlerin insanlığı şüpheli olduğu için ve insanım diyenlerin Kürt olmalarına ihtiyaçkalmamalı sanıldığı için bu iki şeyin biraraya gelmesi önemli. Kürt olunsa da insan olmanın mümkün olduğunu kayda geçiriyor Kürdinsan.
Aslında Kürtler için insan olmak hep mümkündü: Mesela, biyolojik veya ekonomik olarak insandı Kürtler. Fakat politik olarak Kürtlerin insaniyeti tescil edilmiş değil. Konuşması ve siyasi iradesi tanınmayan insanlık bir sadece insanlık hâli olarak hayvaniyetten ayrışmış değildir. Kürt tek başına vahşi bir şey olduğu için Kürtlük ile insanlığın biraraya gelmesi önemli bir ameliyattır. İnsan olmayan Kürtlük (buna PKK da deniyor) ile Kürt olmayan insanlığın (“doğudaki vatandaşlarımız”ın) bu kavram üzerinden yapış(tırıl)ması bu sebeple tarihîdir.
Hayvan da nihayetinde Yaradan’dan dolayı hoşgörülen bir yaradılandır. İnsan gibi hayvanın daezilmesi zulümdür. İnsanda bazı şeyler var ki pre-politik bir insan olan hayvanda yoktur: irade gibi. İnsana özgü olan şey acılar değil tanınmadır. Kürtlerin ihtiyacı olan şey acılarının anlaşılması değilKürt olarak tanınmalarıdır. Eşyaya bile eziyet edemezsin ama sadece eşitin olan insana eziyet etmemekten fazlasını borçlusun. Kendisine hiç eziyet edilmeyen, lüks hapishane konforuyla muamele edilen bir insanın acaba nesi eksiktir ve neresi acır? Evet, acılar olmasa bile esaret mümkün. İnsan hür olduğu için mes’uldur, acı çektiği için değil.
Bir haber diyor ki “Şanlıurfa Hilvan’da Yunus ve Elif Toprak çifti kız çocuklarına ‘Kürdistan’ adını koydu. Nüfus Müdürlüğü, anne ve baba hakkında dava açtı. Mahkeme, itirazı haklı buldu ve aynı mahkeme çocuğa ‘Helin’ ismini uygun gördü. Ancak Yargıtay, isim verme hakkının anne ve babaya ait olduğunu belirterek çiftin çocuklarına verdiği ‘Kürdistan’ ismini yerinde buldu.” (Y. Şafak, 13.07.2013)
Anne-babanın iradesini reddeden mahkemenin Kürdistan yerine bir Kürdinsan (Helin) ismini “takdir” etmesi de bir tevafuk (tesadüfün tesadüfî olmayanına tevafuk deniyor). Çünkü mahkemenin kararı, Kürt anne-babanın temel hakkı olan çocuğuna isim verme egemenliğini kabul etmiyor. Onların egemenlik alanına, kendi seçtiği bir ismi vermek suretiyle tecavüz ediyor. Mahkemenin reddettiği Kürdistan bir insani vatana, bir politik-kültürel coğrafyaya atıfta bulunuyor. Kürdistan evet bir evdir, bir vatandır, bir insan yuvasıdır.
Mahkemenin uygun gördüğü Helin ismi de bir vatana işaret ediyor. Ama bu hayvani bir vatan (Helin Kürtçe “kuş yuvası” demektir). Yani Kürde mahkemenin layık gördüğü ev biyolojik-kültürel bir yuva olan Helin. Neyse ki Yargıtay Kürt anne-babaya çocuklarına isim koyma egemenliğini iadeediyor. Ve minik Kürdistan nüfus kayıtlarına böyle girebiliyor.
Irak Kürdistan’ından Saddam zulmü dolayısıyla Türkiye’ye mülteci olarak gelmiş bir aileden yıllar sonra dinlemiştim. O zaman henüz küçük olan kızlarının ismi Kürdistan’mış. Kürtlere de Kürt dememek için hararetle “peşmerge” denen bir dönem. Kürdistan (hanımkız), mülteci kampında, askerlerin ona ismiyle hitap etmediğini, ısrarla her seferinde ona Gülistan dediklerini anlatmıştı. Kürtlerin derdi, kafesin altından olması yahut isimsiz olarak tutuldukları yerin bir gül bahçesi olması değildir. Kürtlerin ihtiyacı eşit ve egemen olmaktır. Bunun için de Kürtlerin anayasal seviyede tanınması gerekiyor. Nüfusta ve coğrafyada varolan Kürdistan nüfus müdürlüğüne de, coğrafya kitaplarına da girmeli, ta ki Kürdistan korkutmasın, Kürdinsan da mümkün olsun.
Twitter: @mucahitbilici
Yazarlar
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
22.07.2025
10.07.2025
1.07.2025
28.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025