Mücahit BİLİCİ
Kürdlerin eşitlik ve egemenlik arayışını, kendi amir konumlarını bozacağı için rahatsız edici bulan bazı din kardeşleri, Kürdlerin kendi olma haklarını onlara sanki bir ihlal, bir sapma olarak sunmayı başardılar. Sayıları daha kalabalık diye Kürdlere tahakküme hak kazandıklarını sananların kardeşlik, ümmet gibi rızai ve manevi kavramları hâkimiyet aracı olarak suiistimal ettiği artık çuvala sığmayan mızrak gibi vicdana batan bir hakikattir. Mesele Kürdlerin devlet gücü ve dindarâne bir söylemle sıkıştırıldıkları bu zihnî esaret ve maduniyetten nasıl çıkacakları meselesidir. İşte burada “milliyetçilik” bir potansiyel kurtarıcı ideoloji gibi görünebiliyor. Peki, milliyetçilik doğru ilaç mıdır? Bu soruyu cevaplandırmak için önce milliyetkavramını ve onun temelini oluşturan benlik duygusunu anlamaya çalışalım.
Allah, onu yaratırken, diğer yarattıklarından farklı olarak insana yeryüzünde egemenlik (hilafet, Tanrı adına hükmetme) kapasitesi verdi. İsmine “ene” de denen bu emanet kapasite (“ben(im)lik” duygusu, ego) insanın insan olması için şart idi. İnsanın egemenliği/ hilafeti, insanın Allah’tan bağımsız olabilmesi anlamına da geldiği için melekler dehşete düşerek, bütün şükürleri biz güzelce yapıyoruz, yeryüzünde kan dökecek bu terörist varlığı niçin yarattın anlamında hayretli bir soru sordular. Allah da onlara “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” diyerek, insanın Allah’ı bilmesinin anahtarı olan bu egemenlik kapasitesini meleklerin anlayamayacağını ve bu sebeple insanın yaradılışındaki farkı ve önemi bilemeyeceklerini hatırlatarak memur kafalı meleklere “oturun yerinize” dedi.
İnsanın insaniyeti ve insan olarak imtihanı bu egemenliğe sahip olup olmamasıyla ilgilidir. Allah’ın, insan dâhil bütün kâinatın sahibi olmasının insan tarafından anlaşılmasının anahtarı insandaki bu geçici ve sınırlı sahiplik/ hükmetme yani tabir caizse Allah gibi hissetme kapasitesidir. Bu egemenliğin temelinde “benlik” duygusu var. Benlik duygusu bir metal parçasına giren mıknatıslık özelliği gibidir. Bu duygu ve kapasite, nesneyi özne yapar. Sorumluluk sadece öznededir. Hürriyet özne için mümkündür.Din sadece hür olanlar için vardır. Bir tekliftir. Zorunluluk olan yerde insaniyet askıya alınır. Ayrılınamayan birliktelikler, iradeyi devre dışı bıraktığı için insani değildir. Özgürlük ve egemenliğin yokluğunda insan hayvan ve bazen da nesne seviyesine düşer.
İnsanın Allah’a iman etmesi ile insanların birbirleriyle medeniyete girmeleri (yani bir toplumsal sözleşmenin tarafı olmaları) aynı eylemdir. Sadece adı ve imzası olanlar imza atabilir. Ben(im)lik kapasitesine sahip olmayan hayvan, taş, toprak, hükmün kaynağı değil alıcısı ve maruz kalıcısıdır. Hükümsadece hilafet/ egemenlik sahibi olanlardan çıkar. “Haklar” dediğimiz şeyler hep bu kapasitenin sonucudur. “Hak” kavramı insanın benimlik duygusunun mıknatıslığından başka bir şey değildir.
Dolayısıyla insandaki benlik duygusu insan olmak için zaruridir ve faydalıdır. Bu benliğin doğru kullanımı, insanın özgürlüğün ve hilafetin tadına bakması (yeryüzünde egemen olması) ve oradanAllah’ın egemenliğini anlayarak Allah’a memluk olmasıdır (Allah’a yapışması). Benlik hem insanın kendi sahibini tanıması/ anlaması hem de O’na yolculuk yapabilmesi için gerekli bir hayati yol yakıtıdır. Demek ki benlik sermayesi olmadan insan olunmuyor, varlıkta yolculuk yapılamıyor. Benlik müsbet ve faydalı bir anahtar hazinedir.
Bencillik ise insandaki benlik duygusunun kötüye kullanılmasıdır. Kendi dışına kör olup başkasına ait mülkü de temelluk etmek istemesidir. Bu benim- payım deyip hakkına sahip çıkmak benlik, sendeki de benim deyip hepsini kendine hak görmek ise bencilliktir. Sahip olma, tutma, tatma, bilme duygusu benlik, sahiplenme, kendinden başkasına bırakmama, kendinden başkasını bilmeme yahut sadece kendini bilmek bencilliktir. Benlik müsbet (olumlu, pozitif) bir şeydir, bencillik ise menfi (olumsuz, negatif) bir şeydir.
Peki, milliyet nedir?
Milliyet benliğin kolektif olanıdır. İnsana lazım olan “ben” duygusunun “biz”deki karşılığıdır. Cemaat, kavim, millet, ulus bu açıdan hepsi aynı kolektif benliğe (yani bir “biz”e) işaret eder. Milliyetin maddi bir temeli olmak zorunda değildir. İradi milliyetler olabileceği gibi, coğrafi, dinsel, dilsel ve ülkesel milliyetler de mümkündür. Amaç şahs-ı manevinin teşkilidir. Mesela Müslümanlık bir milliyet olduğu gibiTürkiyelilik de bir milliyet hâline gelebilir. Avrupalılık da bir milliyettir veya olabilir. Herhangi bir milliyetin diğerine bir üstünlüğü yoktur. Milliyetler doğabilir ve ölebilir. Milliyet cem olma, cemaatleşme, komünleşme, toplumlaşma imkânı sağlayan ve bireyleri tespih taneleri gibi biraraya getirenbir iptir. Milliyet, insanı sosyal (medeni) olmasının gerektirdiği birbirine yapışmayı mümkün kılandayanışma zemininin adıdır. Milliyet insanın kolektif özgürleşmesi için ihtiyaç duyduğu bir hissetme ve bedenleşme aracıdır. “Fikr-i milliyet, hürriyetin pederidir.” Yani insanın kolektif özgürlüğü ancak toplumsal dayanışmayla (milliyet ipi) ile mümkündür.
“Birbirinizi tanımanız için sizi farklı kavim ve kabilelere ayırdık” diyor Allah. Allah’ın yarattığı insan bireylerin farklı farklı olması ile Allah’ın yarattığı insan toplulukların farklı farklı olması arasında bir fark yoktur. Her birinde bir rengin, bir şahsiyetin olması Allah’ın isimlerinin bir yansımasıdır. Kâinattaçokluk ve renklilik vardır. Ancak amaç renkleri inkâr etmek değil o renkleri buluşturarak ve tanıştırarak, çokluktan büyük bir birlikteliğe gitmektir. İnsanın doğayı tahribe hakkı olmadığı gibi insanın insanı ezmeye de hakkı yoktur. Doğayı tahrip insanın benliğinden değil bencilliğindendir. İnsanın insana tahakkümü insanın benliğinden değil bencilliğindendir. Milletlerin milletlere zulmü milliyetlerinden değil milliyetçiliklerindendir. Demek ki milliyet müsbet (olumlu, pozitif) bir şeydir.
Sonraki yazıda devam edelim.
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.06.2025
21.05.2025
11.05.2025
4.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
5.04.2025
28.03.2025
15.03.2025
2.03.2025