Mümtazer TÜRKÖNE
Hükümet’in dün gece Meclis’e alelacele gönderdiği HSYK’nın yapısını yeniden düzenleyen kanun teklifi, yargı erkini Adalet Bakanı üzerinden Başbakan’a bağlamayı amaçlıyor.
Tasarıdaki hükümler çok açık. Bu teklif yasalaştığı zaman Bakan, elindeki yetkilerle bütün yargı mensuplarının tek patronu oluyor. Hâkimler ve savcılar üzerinde bütün denetim bakana geçiyor. Adı üzerinde hâkimlerin ve savcıların özlük işlerini ve denetimini sağlayan bu yüksek kurul üzerinde bakan tek hâkim olunca, yargı bağımsızlığı ortadan kalkıyor ve yargı erki yürütmenin -denetim kelimesi hafif kalacak- emir ve komutasına geçiyor. Başbakan’ın “onlar atanmış kişiler” veya “onlar memur” dediği yargı mensupları, bakanın tek amir olduğu gerçek bir memur statüsüne indiriliyor. Ha yargıç ha tapu memuru; hiçbir fark kalmıyor. Bundan sonra Başbakan, Adalet Bakanı vasıtasıyla, o da HSYK’nın amiri sıfatıyla bütün soruşturmalara müdahale edebilecek. Beğenmediği yargı kararlarını değiştirmeleri için, kendi memuru olan savcılara ve yargıçlara keyfince karışacak. İsterlerse uymasınlar, kurul üyeleri hakkında disiplin işlemlerine tek başına karar veren, idarî görevlerini bir imza ile değiştiren bakanın gücüne kim direnecek?
Şayet bu önerge yasalaşırsa, kuvvetler ayrılığı prensibine veda edeceğiz. Yargı bağımsızlığı dediğimiz şey, sadece kitaplarda kalacak. Peki, bu önerinin yasalaşması ve bu yasa ile yargı bağımsızlığının bütünüyle ortadan kalkması mümkün mü?
Görünen o ki, gücü elinde tutan ve başı yolsuzluk soruşturmaları ile dertte olan Hükümet, hukuku, siyasî rekabetin can sıkıcı bir ayrıntısı olarak görüyor. Ergenekon ve Balyoz davaları için Meclis’ten alacakları destek ile bu tasarıyı hızla ve büyük sayılarla geçireceklerini düşünüyorlar. Ancak mümkün olmayan başka şeyler var.
En başta dünyanın güneş etrafında dönmesini durdurmaları lazım. Hükümet bir yolsuzluk soruşturmasını engelleyebilmek için, kesin çözüm olarak hukukun tamamını iptal etmeye çalışıyor. Yargı bağımsızlığını tamamen kaldıracak bir teşebbüsün gerçekleşebileceğini hayal edebilmek için sadece Meclis’teki AK Parti çoğunluğunun değil, daha birçok kişinin aklını peynir ekmekle yemesi lâzım.
Öncelikle AK Parti’deki işini çok iyi bilen hukukçular var. Diyelim ki sustular; bu tasarı yasalaşırsa Cumhurbaşkanı’nın aynı gün veto edip geri göndermesi galip ihtimal. Aksi takdirde, siyasî sistemin emniyet sigortası gibi iş gören cumhurbaşkanlığı makamının hiçbir değeri kalmaz. Basit bir mesele değil; kuvvetler ayrılığı prensibi ortadan kalkıyor, anayasal düzen ters-yüz oluyor ve Cumhurbaşkanı noter gibi onay veriyor. Olmaz ama diyelim ki onayladı, Anayasa Mahkemesi’nin çok gecikmeden bu kanunu iptal etmesi ve hükümete de dersini iyi çalışması için kapı gibi bir gerekçe yazması beklenir. Yoksa? Yargıçlar, hukuk devletini ortadan kaldıran bu yasama kalkışmasına sessizce onay verirlerse, artık ortada ne anayasal düzen ne hukuk ne de kendileri kalır.
Yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi, hukuk devletinin vazgeçilmezlerindendir. Kuvvetler ayrılığı prensibi, yargının yürütme ve yasamayı denetleyebilmesi içindir. Yargı bağımsız değilse, hiç kimse için hukuk ve adalet işlemez. Hukuk, devletin de demokrasinin de vazgeçilmezidir. Hukuku işletecek yargı bağımsızlığını kaybedince demokrasi de devlet düzeni de ortadan kalkar.
Türkiye’de bir erkler çatışması yaşanmıyor. Yürütme, yasamayı da seferber ederek kendisini hedef alan bir yolsuzluk soruşturmasını engellemeye çalışıyor. Bunun için yargıyı, baskı altına alıyor, yargıya karşı bir yıpratma kampanyası yürütüyor, yargının adli kolluk yetkilerini tırpanlıyor ve en nihayetinde yargı üzerinde hiyerarşik bir denetim kurmaya kalkışıyor. Nihayet, mevcut temsil yetkisi bile tartışmalı olan Adalet Bakanı’nı yargının tek amiri haline getirmek için tasarı hazırlıyor.
Orman kanunlarına boyun eğiyorsanız, hukuktan tamamen vazgeçiyorsanız mümkün. Bu kadar ilkelliğe müstahak olmak için ne kusur işledik?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025