Mümtazer TÜRKÖNE
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Cumhurbaşkanı’nı göreve çağırmasına Köşk’ten gecikmeli de olsa bir karşılık geldi.
Devlet Denetleme Kurulu’nun soyut başlıklar altında harekete geçmesi, hiç yoktan iyi sayılmalı. Demokratik iktidarların en bariz vasfı şeffaf ve denetlenebilir olmaları. İçinden geçmekte olduğumuz kriz, özünde iktidarın denetlenmesi ile ilgili. Ortada çok ağır ithamlar var; ve siyasî, idarî ve hukukî hiçbir denetim mekanizması işlemiyor. Hukukun bütünüyle askıya alındığı bir ara dönemden geçiyoruz. İşte bu yüzden Cumhurbaşkanı’nın emri altındaki DDK’yı, dolaylı yollarla da olsa harekete geçirmesi önemli bir gelişme.
DDK, Cumhurbaşkanı’nın bir emniyet supabı olarak kriz anında devreye girmesi için tasarlanmış bir denetim organı. Yani tam bugünler için gerekli. Dikkatli bir okuma, Cumhurbaşkanı’nın beş maddeden oluşan talimatlarının tamamının Hükümet’in hukuksuzluğunu ve bu hukuksuzluğu doğuran sebepleri hedef aldığını gösteriyor. Biraz da olsa şeffaflık sağlaması bile yeterli. Yolsuzlukla mücadele ve Kent rantı ile ifade edilen iki madde, hükümete isnad edilen yolsuzlukların vücut bulduğu alanlar. Dinlemeler konusu ise, Hükümet’in ithamlardan kurtulmak için arkasına sığındığı bir gerekçe. DDK, Hükümet’in usulsüz dinlemelere neden engel olamadığını, şu yılan hikâyesine dönen böcek iddiaları da dahil aslını-astarını araştırarak açıklasın. “Devlet memuriyetinde eşitlik”, zaten doğrudan Hükümet’in sorumluluğunda. “Devlet sırrının korunması” başlığını da hepimiz merak ediyoruz. Hükümet kendi sırrını neden koruyamıyor?
Ancak Cumhurbaşkanı’nın görevlendirmesinde çok önemli bir eksik var. Bütün bu yolsuzluk iddialarının merkezinde TÜRGEV isimli bir vakıf yer alıyor. Son olarak Maliye Bakanlığı, Tuzla’da 57 dönümlük bir arazinin bu vakfa tahsis edildiğini doğruladı. Ortaya dökülen iddialar yolsuzluklarla ilgili tutarlı bir genel tablo ortaya çıkartıyor. Hayrettin Karaman’ın verdiği genel bir fetva mesned alınarak, kamu ihaleleri ve rantlarından alınan komisyonların bir kısmı “hayır işi” adıyla bu vakfa kanalize edilmiş. Vakıflar, DDK’nın denetim yetkisine sahip olduğu kuruluşlar. Cumhurbaşkanı’nın bir akademik bilirkişi heyetinin soyut inceleme başlıkları ile sınırlı görevlendirmesinin somut alana intikali için TÜRGEV’in talimatlara dahil edilmesi gerekli.
Cumhurbaşkanı’nın sembolik yetkileri toplumun kutuplaştığı ve ortak paydaların azaldığı bu tür kriz anlarında büyük önem kazanıyor. HSYK ile internet kanununu imzalayan Abdullah Gül’ün ortalığı kasıp kavuran gündemler hakkında harekete geçmesi salt devletin denetim organlarından birinin görevlendirilmesi ile sınırlı değil. Dahası da var.
Erdoğan’ın üzerinde yürüdüğü kırmızı halı, ayaklarının altından çekildi. Başbakan’ın kendisi de dahil, herkesin Erdoğan sonrası siyasete hazırlanması ve Türkiye’yi de hazırlaması lâzım. Yaşadıklarımız sürdürülebilir bir durum değil. Türkiye Erdoğan’ı artık taşıyamaz. Erdoğan da Türkiye’yi artık kontrol edemez. Hayal edin: Başbakan bugün istifa ettiğini ve siyaseti bıraktığını açıklasa, 30 Mart’ta AK Parti oyları ne kadar yükselir? Başbakan’ın Türkiye’yi kilitleyerek güç ve kontrol kaybını telafi etmeye çalışması kendisi için bile çözüm değil.
Geçen akşam televizyon karşısında oturup saydım. İkisi TRT’ye ait olmak üzere tam 11 TV kanalı Başbakan’ın mitingini canlı olarak veriyordu. Etkili seçim kampanyaları mesajın gücünü artırır. Erdoğan’ın hesabında seçim yok; toplumu mümkün olduğu kadar keskin hatlarla kutuplaştırıp, birlikte “Türkiye’yi yakarız” diyeceği bir kitleyi seferber etmeye çalışıyor. Bu yüzden sesinin çok çıkması ve her yerde bulunması ona sandıkta bir avantaj sağlamayacak; belki oylarını geriletecek.
İşte ölümüne siyaset karşısında Erdoğan sonrası aktörlerin inisiyatif almaya başlaması ve toplumu rahatlatması gerekiyor. Cumhurbaşkanı tecrübeli bir politikacı. 30 Mart tarihinin, farklı aktörlerin yer aldığı yeni bir dönemin başlangıcı olacağını kestiriyordur. Roller yeniden dağıtılırken, ana aktörlerin başında Abdullah Gül’ün geldiğini unutmayalım...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025