Mümtazer TÜRKÖNE
Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşesinde Ergin Yıldızoğlu, ülke olarak girdiğimiz “Erdoğan çıkmazı”na açıklama getiren bir yazı kaleme aldı.
“İmkânsız Sentez” başlıklı yazı (13 Ağustos), demokrasi ile siyasal İslâmcılık arasında “halk egemenliği” ve “hak egemenliği” ayırımına dayanan tartışmayı, AK Parti tecrübesi ve Erdoğan realitesi üzerinden irdeliyor. Bildik-tanıdık bir eleştiri, ancak ilerleyen zamanda yaşadıklarımıza anlam vermek için sıklıkla müracaat edilecek olan argümanın doğru zamanda hatırlatılması olduğu için çok kritik bir uyarı barındırıyor. Şöyle diyor Yıldızoğlu: “Siyasal İslam'ın bu kültürel-ideolojik özelliği (egemenliğin kaynağını halka değil tanrı iradesine bağlayan prensip) lider kadrosunun yönetici düzeyine Tanrı'nın iradesi ile yükseldiği varsaymasına açılır. Böylece, lider kadrosu, “güçler ayrılığını”, “atanmışları”, Tanrı'nın iradesinin ürünü olan bir yönetime, dolayısıyla o iradeye şirk koşmak olarak algılar, yok saymak ya da tasfiye etmek ister. AKP yönetimi döneminde tam da böyle olmuştur.” Yazar 13 yıllık iktidar tecrübesinden sonuç olarak “İslam'ı demokrasi ile uzlaştırmak, İslâmcı demokrasi sentezine ulaşmak imkânsızdır” genellemesine ulaşıyor.
AK Parti üzerinden yapılan “İslâmcılık öldü mü, yaşıyor mu?” tartışmasına, tam zamanında zihin açıcı “laik bir katkı” niteliği taşıyan bu eleştiri, Erdoğan'ın “fiilî durum” çıkışını da önceden yerli yerine oturtmuş oluyor. Malûm Erdoğan uzun zamandır “millî irade”, yani “halk egemenliği” kavramını kullanmıyor ve demokrasiden bahsetmiyordu. Sandıktan istediği “Türk tipi başkanlığı”, yani yürütme, yasama ve yargının kendi elinde toplanacağı otokrasiyi bu sefer sahip olduğu fiilî güce dayandırmış oldu. “Fiilî durumda güç onun elinde, hukuk ona uyacak” veya “fiilî gücü varsa, sandık ne demek?” Tam olarak demokratik yoldan iktidara gelen bir gücün, demokrasiye ve hukuka dayanmayan güç temerküzünden ve en nihayetinde seçimle gitmeyeceğini ilan etmesinden bahsediyoruz. Demokrasi tramvayı gideceği yere vardı, artık anlamı kalmadı. Başımızda gücünü, “fiilî durum”un içinde saklı olan İlahî kaynaktan alan bir yönetici duruyor. O artık gücünü halkın vekâletinden değil, Allah'ın emirlerini uygulamaktan alıyor. İslâmcıların, “demokrasi iktidara gelmek için bir araçtır, amacınıza ulaştığınız zaman vazgeçersiniz” tezi hayat bulmuş oluyor.
Ergin Yıldızoğlu'nun imkânsız dediği sentezin de, İslâmcıların arrivizminin de siyasetin ve tabii iktidarın doğasına aykırı olduğunu düşünüyorum. Egemenlik kavramının ve kuramının modern çoğulcu demokrasilerde bir karşılığı ve anlamı yok. Egemenliğin kaynağı ne halk, ne de ilahî bir kaynaktır. Çünkü egemenliğin kaynağı tezi, Hıristiyan ilahiyatının Sezar ve Tanrı ikiliğine dayanır. Aynı şekilde “İslâm demokrasisi imkânsızdır” tezinin önüne “İslâmî herhangi bir devlet düzeni imkânsızdır” tezini aldığımız zaman problem bütünüyle çözülüyor. Erdoğan bütün İslâmcıları çuvallatacak şekilde İslâmî bir düzen kurmuyor, sadece halk desteği ile sağlayamadığını ideolojik dayanaklarla elde etmeye çalışıyor. Eğer seçimde 400 vekili alsaydı, Türk tipi başkanlık düzenine geçseydik burnumuza “fiilî durum”u dayatır mıydı?
Belki sonuç değişmiyor, ama İslamcılık demokrasiyi gerçekte sadece iktidardan aynı yolla ayrılması gerektiği zaman terk ediyor. Erdoğan fiilî gücü, yani finans-kapital üzerinden ekonomi üzerinde oluşturduğu hegemonyayı, kendisine bağladığı bürokratik hiyerarşiyi, bilhassa yargıyı ve medya desteğini sürdürdüğü sürece, iktidardan vazgeçmeyecek; sadece sandığın yerini dinî meşrulaştırmalar alacak. Erdoğan bu sefer millî iradenin değil İlahî iradenin temsilcisi olarak çıkacak.
Demek hikâyenin sonuna yaklaşıyoruz. Demokratik yollardan iktidara gelen biri, aynı yoldan iktidarı bırakmayı kabul etmiyorsa ne yapacağız? İslâmcılığın sadece ellerinden kayan iktidara tutunmak için elverişli bir kulp olarak devreye girdiğini artık anlamayan kalmadı. Biz iktidarı yine sandıkla geri alacağız. Vermezse meşruiyetini bütünüyle kaybedecek ve bu sefer biz “fiilî durum” yaratacağız. Erdoğan İslâmcı mı? Sandıkta yenildiği zaman evet. Öyleyse İslâmcılık salt bir iktidara tutunma problemi, başka hiç bir zamanda ve yerde işe yaramıyor, esamisi okunmuyor.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025