Mümtazer TÜRKÖNE
Cumhurbaşkanı'nın Ensar Vakfı'nda söyledikleri, Can Dündar hakkındaki AYM kararı için "tanımıyorum", "saygı duymuyorum" sözlerinin gölgesinde kaldı ve hak ettiği ilgiyi pek göremedi.
Gerçi biraz dağınık, muhakemesi aksayan, muhtemelen bir metinden değil irticalen yapılan hamaseti ağdalı bir konuşmaydı; ama yine de "hedefimiz dindar nesildir" mesajı güneşli bir gökyüzü kadar aydınlıktı. Yıllar önce Erdoğan başbakan sıfatıyla bu sözü söylediğinde yer yerinden oynamış, uzun tartışmalara yol açmıştı. Şimdi ne bu söz, ne de imam-hatiplerin genel eğitim kurumlarına dönüşmesi yadırganıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın işi büyütüp bütün liselerde imam-hatip sınıfları açması üzerinde ise hiç durulmuyor. Türkiye'de çok şeyin değiştiği aşikâr. En azından Kemalistler, laikler, ulusalcılar hem "dindar nesil hedefi"nden, hem de "profesör imam hatip müdürü" profilinden ve -eğitim kalitesi çok düşse de- bu okullarda öğrenci sayısındaki patlamadan şeriat devletinin adım adım kurulduğu sonucunu artık çıkartmıyorlar.
Zaman gerçekten değişti; Anayasa Mahkemesi'nin AK Parti kapatma davasının (Esas: 2008/1) iddianamesi de kararı da "şeriat devleti" veya "din devleti" kurma suçlaması üzerine inşa edilmişti. Peki bugün "dindar nesil hedefi" neden "şeriat devletinin esaslı bir adımı" olarak görülmüyor? Cevap çok sade: Şeriat devleti diye bir hedef yok; onun yerine diktatörlüğe giderken lider kültüne uygun bir teoloji oluşturma çabası var. İmam-hatiplere dindar nesil değil, totaliter bir diktatörlüğü benimseyecek nesiller yetiştirme görevi veriliyor. İlahiyat fakültelerine, Diyanet görevlilerine, imam hatiplere müdür olarak atanacak profesörlere şeriat esaslarına dayalı bir devlet düzeni kurma değil, bir yandaş teolojisi oluşturma ve bunu genç nesillere aşılama görevi veriliyor. Bu iddianın amprik bir dayanağı var: Türkiye'de dindarlık Erdoğan'ın liderliğinde hızla geriledi. Son olarak Diyanet Sendikası'nın Başkan'a sunduğu rapora bakmak bu iddiayı kanıtlamak için yeterli.
Son yazımda, cuma namazı kıldığım Mihrimah Sultan Camii'nde genç vaizin, cehennem azabıyla korkutarak nasıl "lider kültü" propagandası yaptığını aktarmıştım. Bunun tam karşılığı Ensar Vakfı konuşmasında bulunuyor. Erdoğan vesayetçileri, paralelcileri, bölücü örgütü, yedi düveli ve "kifayetsiz muhteris" sıfatıyla kendisine muhalefet eden eski yol arkadaşlarını "düşmanlar" olarak tek tek sıraladıktan sonra, yiğitçe hepsine "hodri meydan" çekiyor. Sonra? Bu kadar düşmanın hakkından gelmek üzere lafın bağlandığı hüküm, işte bu teolojinin iman sahiplerini gerçekten rahatsız edecek bir misali: "Çünkü biz, 'lâ galiba illallah' emrine boyun eğmiş, galip olanın sadece Allah olduğuna inanmış insanlarız." Bir dakika durun ve lafın bütünü hakkında düşünün: Özne kim, Allah mı, yoksa düşmanlarına galebe çalacak olan siyasetçi mi? Allah'ın her daim galip gelmesi, neden siyasetçinin galip gelmesi anlamına geliyor? Vekâlete dair bir senet mi var elinde?
Geçen sekiz sene zarfında Türkiye'de laik-Kemalistlerin öcü gibi korktuğu bir "şeriat devleti" ihtimalinin bulunmadığı, bu yandaş teolojisi marifetiyle ispatlanmış olmalı. Machiavelli'nin ortaya koyduğu gibi iktidarlar halka boyun eğdirmek için dini, bir meşruiyet aracı, bir payanda olarak tereddüt etmeden her fırsatta kullanır. İktidarlar ve politikacılar gücün sınırına dayandıkları zaman kendilerini tanrılaştırmaya, dolayısıyla kendi teolojisini üretmeye, hakkında dinî duygular uyandırmaya çalışır. Carl Schmitt'in "siyasî ilahiyat" kavramına müracaat edebilirsiniz.
Yandaş sosyolojisinin işleyişini çözebilmek için önce işte bu yandaş teolojisini deşifre etmemiz gerekiyor.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025