Serdar KAYA

1. Şükran Günü
Şükran Günü, Kuzey Amerika’ya özgü, (kültürel ve tarihi boyutları da güçlü olan) dini bir gün. ABD’de, Kasım ayının dördüncü perşembesinde, Kanada’da ise, Ekim ayının ikinci pazartesi günü kutlanır. Aile ziyaretleri ve hep birlikte yenen yemekler itibariyle, Türkiye’deki dini bayramları andırır. Akşam yemeği ve yemekten önce Tanrı’ya şükretmek ise, Şükran Günü’nün en merkezi öğesidir – ki, şükrandan kasıt da zaten budur.
Hindi, bu akşam yemeğinin en vazgeçilmez parçasıdır. Söz konusu olan herhangi bir hindi yemeği de değildir. Sofranın orta yerinde, içi farklı yiyeceklerle doldurulmuş olan bütün bir hindi yer alır. Hindinin neler ile doldurulacağı ise, ayrı bir tercih ve maharet konusudur. Şükran Günü yaklaştıkça televizyonlarda bu konuda tarifler yer almaya başlar.
Bu konuda ABD’ye özgü bir hoşluk ise, Başkan’ın her sene bir hindiyi affetmesidir. Başkan’ın yargi tarafından verilen cezaları af yetkisine gönderme yapan bu gelenek doğrultusunda affedilen hindi, bir daha öldürülmez. Bu şanslı hayvan, doğal nedenlerle ölene dek, çiftlikteki diğer hindilerin yanında gezer durur…
2. Noel
Genellikle, Katolik ve Protestanlar 25 Aralık’ta, Ortodokslar ise 6 Ocak’ta İsa’nın doğumunu kutlarlar. (1,2) Elbette, İsa’nın değil doğduğu gün, doğduğu yıl dahi belli değildir. (Hatta, İsa’nın bugün itibariyle milat kabul edilen sıfır yılından birkaç yıl önce doğduğu tahmin edilir.) Ancak, burada kutlanan da zaten İsa’nın doğum günü değil, doğumudur. Bu kutlamanın yapıldığı güne ise, Noel Günü adı verilir.
Noel, daha ziyade Türkiye’deki kandillere, spesifik olarak da, Hz. Muhammed’in doğum gününün kutlandığı Mevlid Kandiline benzer. Tıpkı kandillerde camilerde yapıldığı gibi, Noel’de de kiliselerde programlar düzenlenir. Ancak (müslümanların kandillerinden farklı olarak) hıristiyanlıkta Noel’e daha merkezi bir önem atfedildiği için, Noel program ve ayinlerine olan ilgi ve katılım çok yüksektir. Şöyle ki, sene içerisinde kiliselerin en kalabalık olduğu iki gün, Paskalya ve Noel günleridir. (ABD’de Şükran Günü ve Noel’in günlük hayata yansıması, diğer dini günlere nisbeten daha büyük çaplı olur. Örneğin, 7/24 çalışan bir işyeri şayet senede sadece bir ya da iki gün kapalı ise, bu günlerin Şükran Günü ve/veya Noel olması kuvvetle muhtemeldir.)
Her dini gün gibi, Noel’in de kültürel hayata önemli yansımaları vardır. Evin bir köşesine çam ağacı koyup süslemek, 24 Aralık gecesi çocuklar yattıktan sonra bu ağacın altına hediye paketleri koymak ve sabah uyanan çocuklara hediyeleri Noel Baba’nın getirdiğini söylemek, Noel’in popüler kültürde en fazla yer etmiş öğeleri arasındadır. (Noel’den bir süre önce, alışveriş merkezlerinde açılan standlarda Noel Babaların boy göstermeye başlaması, ailelerin çocuklarını bu Noel Babalar ile fotoğraf çektirmeye götürmeleri ve çocukların bu esnada Noel Baba’ya ne hediye istediklerini söylemeleri, 25 Aralık sabahı konusunda atlanmaması gereken önemli bir detaydır!)
Özetle, tıpkı Şükran Günü gibi, Noel de dini bir bayram. Son yıllarda hıristiyan olmayanların (ve özellikle de Asyalıların) çam ağaçlarına ve diğer Noel eksenli popüler kültür öğelerine ilgi göstermeye başladıkları doğru olsa da, bu eğilimi (en azından bugün itibariyle) genellemek ya da dini ritüelleri de içine alacak şekilde genişletmek pek mümkün değil. Bu durumun belki de en iyi örneği, ABD’li yahudi aktör Adam Sandler‘ın Noel döneminde kendilerini dışlanmış hisseden yahudi çocuklara moral verme amacıyla yazdığı Hanuka Şarkısı‘dır. Sandler’ın yıllar içinde farklı versiyonlarını da yazdığı şarkı, yahudi çocuklara, mahallede Noel ağacı olmayan tek çocuk olsalar bile kendilerini yalnız hissetmemelerini öğütler ve dünyaca ünlü olan yahudi sanatçıların isimlerini sayar. Ardından da, onları (Noel’e yakın günlere denk gelen bir Musevi bayramı olan) Hanuka‘yı kutlamaya çağırır.
3. Noel Baba
Noel Baba, 1600′lü yılların İngiltere’sinde Noel’in eğlenceli geçmesine tepki gösteren geleneksel hıristiyanlara karşı ortaya çıkarılmış olan ve daha neşeli bir Noel’i temsil etmesi umulan hayali bir karakter. Ancak, Türkçeye Noel Baba şeklinde yapılan çeviri biraz hatalı. Zira, “Father Christmas” kelimesindeki babadan kasıt, biyolojik baba değil, bir din adamı olan peder. Dolayısıyla, İspanyolların Padre Noel dedikleri gibi, bizim dePeder Noel dememiz daha isabetli olurdu.
Noel Baba’dan müstakil olarak bir de 300′lü yıllarda Antalya yakınlarında yaşadığı tahmin edilen Aziz Nikola var. Bugünkü Noel Baba imgesi, işte bu 300′lü yıllarda Antalya civarlarında yaşamış olan Aziz Nikola ile 1600′lü yıllarda İngiltere’de üretilmiş (yani hiç yaşamamış) olan Father Christmas’ın bir karışımı.
4. Yılbaşı
Yılbaşı, bütün bunlardan farklı olan, seküler bir gün. Yılbaşı kutlamalarının seküler nitelikte olması da bu nedenle doğal.
Yine de, kutlanan yılbaşının Gregoryen takvimdeki yılbaşı olduğu, dolayısıyla da hıristiyanlıktan tamamen bağımsız değerlendirilemeyeceği de söylenebilir. Zira, aynı şekilde (sözgelimi) Çinliler, İranlılar ve müslümanlar da kendi kimliklerinin bir parçası olan takvimlerin yeni yıllarını kutlarlar. Ancak, Gregoryen takvimin küresel çapta kullanılıyor olması, Gregoryen yılbaşına yönelik ilgiyi hıristiyan dünyanın ötesine taşır.
5. Türkiye
Şükran Günü ve Noel’de yenen hindiyi, Noel Baba’yı ve Noel çamını yılbaşı ile birleştirmeyi bir şekilde başaran Türkiye’de, yılbaşı kutlamaları hep bir çatışma konusu olageldi. Bu kutlamaları sahiplenen laik kesim, dünyanın farklı yerlerindeki insanlar gibi sadece yeni yılı kutlamadılar; bu kutlamaları hayat tarzı eksenli bir ifade haline getirdiler.
Bu konuda yaşanan kimlik eksenli tartışmaların merkezinde, yılbaşı kutlamalarındaki Noel’e özgü sembollerin hıristiyanlık ile ilişkisi yer aldı. Laik söylem, Noel sembollerinin hıristiyanlık ile ilişkisini reddetmeye odaklandı. İslami reaksiyon ise, ısrarla bu ilişkiyi vurguladı. Ne var ki, her iki tarafın da aslında ne Noelden ne de yılbaşından pek haberi yoktu.
6. Türkiye’ye özgü bir protesto
AGOS gazetesinin sitesinde yayınlanan 24 Aralık 2013 tarihli iki yazıya (1,2) göre, Saadet Partisi’nin gençlik kolları olarak faaliyet gösteren Anadolu Gençlik Derneği, bir Noel protestosu düzenlemiş ve bu protestoyu, Noel Baba’ya yumruk atan takkeli ve sakallı bir adamın resminin yer aldığı bir afiş ile yapmış. (Sonradan, bu afişin orijinali de ortaya çıktı. Meğer, Noel Baba’ya yumruk atan sakallı bir adam resmine bir de takke ilave edilerek “müslüman” bir portre üretilmiş.)
Haberde yer verilen afişte, “Yılbaşı ve noel Kutlamalarına HAYIR!” şeklinde bir cümle var. Aynı grubun hazırladığı bir reklam panosunda ise, şu sözler yer alıyor: “Siz hiç kurban bayramı kutlayan Hristiyan gördünüz mü? Biz Hristiyan bayramını kutlayan Müslüman gördük! Yılbaşı (NOEL) kutlamak Hristiyanlara göre bir ibadettir.”
Grubun yaptığı açıklamada, şu ifadelere de yer verilmiş:
(1) “Hz. İsa (A.S.)ın 1 Ocak’ta doğup doğmadığı kesin olarak belli değildir. 25 Aralık-6 Ocak tarihleri arasında doğduğu kabul edilmektedir. Bu tarihler arasında Hıristiyanlar Noel adı altında yılbaşı eğlencelerine başlarlar. Görülüyor ki, aslından uzaklaştırılmış ve tahrif edilmiş Hıristiyanlık, Peygamberinin doğum gününde bile bir kesinlik ve bir açıklık getirmekten uzaktır.”
(2) “Noel bayramı akabinde ise, yeni yıla giriş büyük bir çılgınlıkla, lüks ve israfla kutlanır. Hıristiyan ülkelerdeki dinden kaynaklanan bu eğlenceler, 31 Aralık günü en yüksek seviyeye ulaşır. İnsanlar adeta çılgınlaşarak kendilerinden geçerler. Kumar, içki, dans partileri düzenlerler.”
Bu cümlelerin istisnasız hepsi doğrudan hatalı olduğu rahatlıkla söylenebilir. Yılbaşı eğlencelerinin hıristiyanlıktan mülhem olduğunu ileri sürmek ise, (şayet ciddi bir cehaletin ürünü değil ise) açık bir iftira.
Bazı Sorular
1. Richard Dawkins ve Daniel Dennett gibi dünyanın önde gelen ateistleri, zaman zaman Noel’de ilahiler söylemekten mutluluk duyduklarını ifade ettiler. (1,2) Türkiye’deki (ateist olan ve olmayan) laikler, İslami ilahiler söyler ve bundan mutluluk duyarlar mı? Şayet duymazlarsa, bunun nedeni ne olabilir?
2. Kendi hallerinde dini bayramlarını kutlayan insanları çılgınlaşarak kendilerinden geçen bir güruh imişler gibi görmek (ya da öyle tasvir etmek), nasıl bir psikolojinin eseri olabilir? Burada konu gerçekten Noel ya da yılbaşı mı? Yoksa, Batı karşısındaki ezikliklerinden ötürü artık ağızlarından çıkanları kontrol dahi edemez hale gelmiş olan insanlarla mı karşı karşıyayız? (Peki ya aynı cahilane tavrın tersini sergileyerek yılbaşı savunusunda bulunanlar? Onların psikolojileri de aynı eziklikle malul olabilir mi?)
3. Müslümanlar, 300′lü yıllarda (yani Hz. Muhammed’den önce) yaşamış bir Aziz’in Kuran’daki ölçülere göre “müslüman” sayılabileceğinin ne kadar farkındalar? (1,2)
4. Mustafa Akyol, Star gazetesinde yayınlanan 25 Aralık 2013 tarihli yazısında şöyle diyor: “Batı’nın Noel Baba üzerinden oluşturduğu ve dünyanın dört bir yanında insanları (bilhassa çocukları) çeken renkli kültürü, biz neden İslami bir şahsiyet üzerinden yapamamışız? Sözgelimi Nasreddin Hoca’dan veya Hacivat-Karagöz’den böyle bir mit çıkaramamışız?” Akyol’un sorduğu sorular önemli. Ama, dünyaya (ve hatta belki kendi inancına ve onun öncüllerine) dair bilgisi bu denli sınırlı ve çarpık olan, dahası, tepkilerini ilkel ve kavgacı bir üslupla ifade eden insanların, dünyanın hayranlık duyacağı imgeler ortaya çıkarabilmeleri mümkün olabilir mi?
4. Peder Noel’in iyi, bizlerin kötü olması ihtimali nedir? Bizi bu denli öfkeli ve kavgacı kılan, böyle bir ihtimalin varlığının için için farkında olmamız olabilir mi?
–––––
Karikatür: Penguen dergisi.
http://serbestiyet.com/hiristiyanlarin-bayramlari-yilbasi-ve-peder-noel/
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya medyasına bıraksanız… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolToplu iğne hikayesi 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli tavır mı koydu? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt çözümüne neden olumlu bakmalı? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRSavcı ‘İngiliz casusu’ olmakla suçluyor! Yöneticisi olduğu şirkete siber güvenlik ihalesi verildi 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye üstündeki baskı artar mı? 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî casusluk suçu 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Fırsata Sahip Çıkalım... 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-1 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014