Serdar KAYA
Öğretmenlerin performansları konusunda öğrencilerden geri bildirim almak, Türkiye’de çok fazla alışkın olunan bir şey değil. Hatta böyle bir uygulamanın pek akla dahi gelmediği bile söylenebilir. ZiraTürkiye’deki hâkim kültür, öğretmenleri “bilen”, öğrencileri ise “bilmeyen” olarak konumlandırır ve eğitimin başarılı olmasını, (bilmeyen) öğrencilerin, (bilen) öğretmenlerin sözünü dinlemelerine bağlı görür.
Bu yaklaşım, Türk milli eğitimini tek yönlü ve otoriter bir iletişime indirger. Bu hiyerarşik işleyiş çerçevesinde, öğretmenler, öğrencilerin sadece başarılarını değil, davranışlarını da sınayıp değerlendirebilmektedirler. Ancak bunun tersi düşünülemez.
Ancak dünyada, öğretmenlerin beceri ve uzmanlıklarını sorgulamadan veri kabul etmeyi makul bulmayan eğitim kurumları da elbette yok değildir. Bu kurumlar, öğrencilerden öğretmenler hakkında aldıkları geri bildirime büyük önem verirler. Bu geri bildirimi almanın en yaygın yolu, her dönem sonunda öğrencilerden bir değerlendirme formu doldurmalarını istemektir. Öğrencilerin bu formları doldururken düşüncelerini rahatlıkla ifade edebilmeleri özellikle önemlidir. Bu nedenle, formlara isim hanesi konmaz. Zaten amaç, hangi öğrencinin hangi öğretmen hakkında ne düşündüğünü öğrenmek değil, dersler ve öğretmenler hakkındaki yaygın kanaatleri tesbit etmektir.
Tipik bir değerlendirme formu
Değerlendirme formları, dünyanın pek çok ülkesinde her eğitim seviyesinde kullanılır ve hemen hepsi öğrencilere aynı çerçevede sorular sorar. Örneğin, bizim Kanada’daki üniversitemizdeki formlar, beş kısımdan oluşur.
Birinci kısımda, öğrenciye not ortalaması ve ilgili dersi seçme nedeni sorulur.
İkinci kısım, dersin kendisiyle ilgilidir. Öğrenci, bu kısımda, dersin zorluk derecesi, içeriğinin değeri ve hocanın derste kullandığı kitap ve materyallerin içeriğe uygunluğu gibi konularda puan bazlı değerlendirmelerde bulunur.
Üçüncü kısım, notlandırma ile ilgilidir; verilen ödevlerin dersin içeriği ile ilişkisini, hocanın ödev ve sınavlarda kullandığı notlandırma sisteminin ne derece adil olduğunu sorgular.
Dördüncü kısımda, ders ve hocası hakkında son derece can alıcı sorular yer alır. Bu kısım, “Dersler ne derece bilgilendiriciydi” gibi bir soruyla başlar. Bu soruyu, “Öğretmenin derse hazırlığı ve organizasyonu ne seviyedeydi”, “Öğretmenin ders materyalini yansıtabilme yeteneği ne seviyedeydi”, “Öğretmen, ders ile ilgili öneri ve şikâyetlerinizi dikkate aldı mı”, “Öğretmenin öğrencilere karşı tavırları genelde nasıldı” gibi sorular takip eder. Son soru, en önemli sorudur: “Bu öğretmenin öğretme yeteneğine [5 üzerinden] kaç puan verirdiniz?”
Beşinci ve son kısım, (öncekilerin aksine) puanlama sistemi üzerine kurulu olmayıp açık uçludur. Bu kısım, öğrencilerin, ders ya da öğretmen hakkındaki önerilerini ve (olumlu ya da olumsuz) yorumlarını boş bırakılan bir kutucuk içerisinde ifade edebilmelerine imkân tanır.
Formun bazı işlevleri
Öğretmen-öğrenci ilişkisini hiyerarşik bir temelde algılamak, bir yandan öğrencilere yapılan haksızlıkları gerekçelendirirken, diğer yandan da öğretmenlerin performanslarını değerlendirmeyi zorlaştırıyor. Değerlendirme formları bu noktada büyük bir önem arz ediyor. Çünkü, bu formlar, (içerikleri bir yana) sadece varlıkları ile dahi bu hiyerarşik algıya tek başına büyük bir darbe vurabilir.
Her şeyden önce, öğretmenin performansının dönem sonunda değerlendirileceğinin (hem öğrenciler hem de öğretmen tarafından) bilinmesi, aradaki ilişkide bir karşılıklılık olduğu yönünde güçlü bir ima içerir. Bir diğer önemli ima ise, eğitim sürecinin başarılı olabilmesinin, ancak her iki tarafın da işini iyi yapabilmesi durumunda mümkün olabileceğidir. Dahası, (1) dönem sonunda performanslarının değerlendirileceğini, (2) bu değerlendirmenin diğer öğretmenler için de yapılacağını ve (3) sonuçların karşılaştırmalı olarak inceleneceğini bilmek, öğretmenlerin keyfi davranışlarını önemli ölçüde sınırlandırır.
Sonsöz
Türkiye özelinde, böyle bir uygulama, hakaret ve şiddete başvuran ya da işini iyi yapamayan öğretmenlerin tesbit edilebilmelerini ciddi derecede kolaylaştıracaktır. Okul idarelerinin formlar üzerinde tasarrufta bulunmalarının önüne geçme amacıyla formlar internet üzerinden doldurulur ve sonuçlar müfettişlerin de değerlendirmelerine sunulursa, bu konuda Türkiye’de kısa sürede çok şey değişebilir.
Bu çerçevedeki sorunların çözümü adına atılması gereken bir diğer kritik adım da, öğretmenliktekariyer sistemini terk etmek ve (işini iyi yapmayanların işten çıkarılabilmelerini mümkün kılan)pozisyon sistemine geçmektir.
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyasette kim kiminle yürür? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya medyasına bıraksanız… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolToplu iğne hikayesi 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli tavır mı koydu? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt çözümüne neden olumlu bakmalı? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRSavcı ‘İngiliz casusu’ olmakla suçluyor! Yöneticisi olduğu şirkete siber güvenlik ihalesi verildi 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHaram paranın faizi helal midir? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye üstündeki baskı artar mı? 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî casusluk suçu 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Fırsata Sahip Çıkalım... 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMami, IKE ve Hüseyin-1 29.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2019
17.06.2018
6.04.2015
23.03.2015
16.03.2015
20.01.2015
15.01.2015
17.11.2014
1.10.2014
12.08.2014