Sezin ÖNEY
Türkiye'de toplumsal kutuplaşma yeni bir durum değil. Masum insanların durduk yerde "terör örgütü" üyesi ilan edilmesi de...
Zakariya Mildanoğlu'nun 2011'de Agos gazetesinde yayınlanan "Emporio Armani Nasıl Ermeni Krallığı Oldu?" haberi bugünlerde yeniden gündeme geldi. Mildanoğlu, 1988'de yaşanan ve kendisine anlatılan bir trajikomik "terör" davasının izini sürmüş, olayı yaşayanlarla konuşmuştu. 1980'lerin sonunu hayal meyal anımsıyorum; "dış kaynaklı malların" Türkiye pazarına girmeye başladığı zamanlar... Darbe sonrasının aşırı baskıcı, kontrolcü, dışa kapalı dönemlerinden sonra Türkiye sınırları ötesinden gelen ürünler, markaların eğlence ve ilgi kaynağı olduğu günler... Üzerinde marka yazılı şeyler giyme tutkusunun da tavan yapmaya başladığı zamanlar...
"Emporio Armani" yani, "Armani İmparatorluğu" yazılı giysiler de, dönemin moda hezeyanları arasında...
Ancak, Avşa Adası'nda sokakta incik boncuk satan işportacısından vatandaşlarımızdan üniformalı diğerlerine kadar bir grup yerli ve milli vatandaşımız durumdan vazife çıkarıyor ve "Emporio Armani" yazılı giysileri olanların gözaltına alınmasına vesile oluyorlar. "Muhbirlik" ve "kraldan fazla kralcılık" müesseselerinin ülkemizdeki tarihi eski; 1988'den de çok derin köklere sahipler...
İşportada satılan "Emporio Armani" yazılı giysilerle havalı ve keyifli bir tatil geçirmek isteyen (biri sadece 16 yaşındaki) üç kişi de, kendini Marmara Adası Sulh Hakimliği'nin önünde buluveriyor. "Ermenistan İmparatorluğu kurmak için terör örgütü kurmak" ve "Ermeni propagandası" ile suçlanıyorlar.
O meşum "Hero" t-shirtleri hikayesi oldu bu haberi gündeme getiren...Darbe zanlısı bir eski ordu mensubunun mahkemede giydiği t-shirt onlarca kişinin başını yaktı malum. Aralarında 13 yaşında çizgi kahraman "Batman"lı bir t-shirt de giyen bir çocuğun da olduğu bu kişilerin çoğunun günahı, "gündemden uzak yaşamak".
Cumhuriyet Davası'nda suçlanan gazeteciler, kimi de dostlarım, editör ve muhabir abilerim olan masum insanların "örgüt destekçiliği" ile suçlanması 1988'deki "Emporio Armani" davasından farklı mı peki?
Ahmet Şık, Akın Atalay, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Güray Öz, Musa Kart, Bülent Utku, Hakan Kara, Önder Çelik, Mustafa Kemal Güngör ve Turhan Günay aleyhindeki suçlamalar "terör örgüt destekçiliği" ekseninde dönüp durdu da, "terör örgütü" bir türlü bulunamadı.
Duruşmalarda kendilerine yöneltilen soruların "terör" ile hiçbir alakası da yoktu.
Ahmet Şık'ın da mahkemede dile getirdiği gibi, "Terör dosyası diyorsunuz, üç gündür gazeteci faaliyetlerimizi soruyorsunuz. Tek örgüt sorusu sormadınız. Nokta".
Aralarından Güray Öz'ün 9 ay hapis yatmasına neden olan "deliller" arasında, doğum gününde pide ısmarladığı işyerindeki kimsenin "FETÖ'cü olduğu iddiası" var. Tane tane açarsak; "FETÖ'cü denilen pideci ile telefonda konuşup pide ısmarlamak terör örgütü desteği" sayılıyor.
Öz, neli pide ısmarladı bilemiyorum ama sembolik olarak, Cumhuriyet Davası'ndan "çıkan örgüte", "kıymalı kaşarlı örgütü" diyebiliriz sanırım.
Tüm bu olup bitenler, bana teyzem Sevgi Soysal'ın 1970'lerde, "Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu" romanını tefrika ederken hikayesini yazdığı "Abdullah Örgütü"nü de anımsattı. Cezaevi anılarını naklettiği ve 1976'da "Politika" gazetesinde yayınlanan yazılardan aktarırsak:
"İster Sofular’da, ister Çember köyünde, bu cennet Anadolu’nun fazla cennetlikten olacak, kuş uçmaz kervan geçmez köylerinden birinde, öğretmen okulunu yeni bitirmiş, göreve de yeni başlamış ol. İstersen adın Meral, Zehra, Gülşen ya da Ayşe olsun. Aman aman sakın 'Ayşe' olmasın. Yaşın en fazlasından yirmibir, yirmiiki olsun isterse, ama sen seni bil sen seni, silah kaçakçılarının geceye sıktıkları kurşunlarla geçmek bilmeyen kış gecelerinde, yalnızlık duygularına falan kapılıp öğretmen okulundan arkadaşın olan Meral’e, Zehra’ya, Gülşen’e ya da Ayşe’ye hele Ayşe’ye mektup yazmaya kalkma.
Hele hele okuldayken, karşılıklı hatıra defterleri yerine sol yayınlar değiştokuş ettiğin arkadaşlarınla, istersen cehennemin öbür ucuna git, sakın mektuplaşma. Öğretmenlik yaptığın köyün günlük olayları olan, eşek tecavüzü ve tavuk hırsızlığı ötesinde kafanı kurcalayan bazı memleket sorunlarını, bu da yetmiyormuş gibi örneğin Hikmet Kıvılcımlı’nın kitabında okuduğun bir bölümü mektubuna yazıp boşaltmaya kalkarsan, yandığının resmidir. Gün olur, 12 Mart gelir, gün olur, safkan Türk bir Sherlock Holmes bu mektuplardan birini, öğretmen düşkünü muhbir vatandaşlarımızın ihbarı üstüne yapılan bu aramada ele geçiriverir.
Geçirmekle kalsa iyi; geçirmekle kalsa, işin eni sonu, 142. Ama bununla kalmaz safkan Türk Sherlock Holmes, bir Anadolu turnesine çıkar. Yakaladığı her mektubun gönderildiği adrese gider. Kuş uçmaz kervan geçmez yurt köşelerine mektuplardan önce gider. Böylece Meral’in mektubundan Gülşen’i, Gülşen’in mektubundan Zehra’yı, Zehra’nın mektubundan Mehtap’ı, Mehtap’ın mektubundan Ayşe’yi daha nice nicesini, suç delili mektuplarla yakalar.
12 Mart döneminde mektupla 142’lik ya da 159’luk suçlar işleyenleri yakalayan savcılar oldu, ama mektupla örgüt kuranları yakalama şerefi bu safkan Türk Sherlock Holmes’e kaldı.
Şimdi Meral Güneş’e; Gülşen Zehra’ya; o da Mustafa’ya mektup yazıyor, yazmakla kalmayıp sonunda 'Devrimci selamlar' diyor. Burun bundan âlâ 141’lik suç olur mu?
Hele mektupların birinde, 'Ayşe’ye selam' denmiş. Kendini bilen bir savcı şimdi bu 'Ayşe’nin kim olduğu üstünde durmaz mı? Yeni bir Anadolu turnesi ve sorgulaması sonucu' Ayşe’yi bulup tutuklamaz mı? Böylece de TÖS davasının bütün ilmiklerini birbirine bağlamaz mı?
Bağlar elbet. Bağladı da ve yirmiyi aşkın öğretmen kız, Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşunu dolduruverdi. Böylece, Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu 12 Mart’ın ilk dönemlerinde tam bir yatılı öğretmen okulu yatakhanesi oldu çıktı.
Abdullah, meşhur Abdullah: Onun adını duymayan yok. Bizim öğretmen kızların başını yakan o. Mehtap’a Abdullah’ı soruyorum.
Anladım kadar Abdullah, şairane özlemlerini mektuplara döken nice taşra gencinden biri. Devrime de inanmış, inanmış ama, kız arkadaşlarının mektuplarını, aynı şiir biriktirir gibi biriktirmeden edememiş.
O ilk öğretmen tutuklamaları furyasında evinde yapılan aramada bir dosya dolusu mektup geçmiş ele.
İşte bizim mektup örgütünün bir yönü de bu. Onun için öğretmen kızlara takılan bir ad da 'Abdullah Örgütü'.
Abdullah’a o sırlar herkes kızıyor. Abdullah sarışınca, yakışıklı, hevesli bir taşra öğretmeni. Belki ve mutlaka iyi, tertemiz bir genç. Ama şu şiir biriktirir gibi mektup biriktirme zaafı yok mu?
Bunca insanın başını yakıveriyor. Tabii millet de yüklendikçe yükleniyor Abdullah’a.
Mehtap, bütün iyi yürekliliğiyle üzülüyor Abdullah için, 'Hasta olmuş üzüntüsünden' diyor.
O sırada, içerde dışarıda, Abdullah sözünden geçilmiyor. Abdullah aşağı, Abdullah yukarı. Herkes ya Abdullah’a bakıyor ya da Abdullah meselesiyle gırgır geçiyor."
İşte, "Abdullah Örgütü"nden, "Emporio Armani Örgütü"ne ve bugün de "Kıymalı Kaşarlı Örgüt"e uzanan kısa Türkiye tarihi böyle...
Gülüyoruz da, bu tarih insan öğütüp duruyor.
Ne yazık ki, henüz 40'ında (bence güler yüzü ardına gizli üzüntülerinden) hastalanıp ölen teyzem oldu. İki bebek kızına, Defne ve Funda'ya doyamadan gidiverdi.
Ama bugünlerde bir müjdeyle döndü; "Venüslü Kadınların Serüvenleri" adlı kitabı, ilk kez yayınlanan yazılarıyla kitapçılarda. Cumhuriyet Kitap Eki'nin de bu hafta kapağındaydı Sevgi. Onun gibi zeki, neşeli, bilge insanlara en çok ihtiyaç olan zamanda hayata döndü. Bizlere de ümidi anımsatarak...
Yazarlar
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024