Yıldıray OĞUR
Başkanlık tartışmaları ve referandum tarihi yazı dizilerine küçük bir ara. Çünkü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan başsavcı vekili ve iki savcının imzasını taşıyan medyadaki adıyla “15 Temmuz Çatı İddianamesi” yayınlandı.
Bu iddianameye “Çatı” adının verilmesi bütün 15 Temmuz davalarının birleştiği iddianame olduğu anlamına gelmiyor. Yargı, Ergenekon davalarından da ders çıkararak 15 Temmuz darbe girişimini suçların işlendiği ayrı ayrı yerlerde açılan davalarla görüyor. Fakat müştekiler listesinin tepesinde Recep Tayyip Erdoğan, sanıklar listesinin birinci sırasında da Fetullah Gülen’in adlarının yer aldığı bu iddianame diğer bütün iddianamelerin önüne konacak nitelikte hazırlanmış.
Hem darbenin arka planı, hazırlık süreci darbeyle ilgili şu ana kadar gün yüzüne çıkmamış ifadeleri deliller, görüntüler, askerî ve sivil raporlar, idari soruşturmalar eşliğinde anlatılıyor hem de darbenin altında imzası olan "Yurtta Sulh Konseyi"nin 38 üyesinin adları ilk kez bu iddianameyle ortaya çıkıyor.
15 Temmuz’u ve FETÖ’nün ordudaki örgütlenmesini anlatan geniş bir özetin ardından bu iddianamenin merkezi darbe gecesi Genelkurmay Karargâhı. Ama bu iddianameyi tamamlayacak, bazı Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin esas suç mahalli olan, darbenin merkez üssü Akıncılar Üssü için de ayrı bir iddianame hazırlandığı söyleniyor. O iddianameyle tamamı askerlerden oluşan Yurtta Sulh Konseyi’yle onların bağlı olduğu FETÖ’nün paralel abiler yapılanması arasındaki ilişki de somut kanıtlarla netleşecek. Çünkü15 Temmuz gecesi Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Harun Biniş, Hakan Çiçek gibi sivil imamların Akıncı Üssü’nde olduğunu biliyoruz.
Peki, bu iddianameden 15 Temmuz hakkında yeni neler öğrenmiş olduk? Bir yazıyla anlatılamayacak kadar çok şey.
En başta darbenin başlangıç tarihini.
Darbe hazırlık toplantılarının yapıldığı Ankara Ümitköy’de bulunan (Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi 2880 sokak No:3) üç katlı villa Empati Danışmanlık Şirketi tarafından 9 Kasım 2015 günü kiralanmış. Yani AK Parti’nin yeniden tek başına iktidara geldiği 1 Kasım 2015 seçimlerinden 8 gün sonra. Bu tarihi, darbe hazırlığının en erken tarihi olarak kabul edebiliriz.
Çünkü iddianameye göre bu villada temmuz ayının başından itibaren yapılan ve 10 gün boyunca süren darbe hazırlık toplantılarında kara, hava, deniz, jandarma ve özel kuvvetlerden üst düzey subayların katılımıyla darbenin planlaması yapıldı. Bu toplantılara Adil Öksüz ile birlikte şu ana kadar adı çok geçmeyen yine sivil imamlardan Birol Kurubaş, Kara Kuvvetleri Harekât Başkanlığı’ndan adı Kara Kuvvetleri İmamı olarak geçen Kurmay Albay Bilal Akyüz, 38 kişilik Yurtta Sulh Konseyi üyeleri; Kurmay Yarbay Mustafa Barış Avıalan, Genelkurmay’da halka ateş açarken görülen Tuğamiral Sinan Sürer, Cumhurbaşkanı’na yönelik Marmaris saldırısını yöneten, Genelkurmay Analiz ve Yönetim Merkezi Başkanı Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Kuzey Deniz Saha Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, Jandarma Kurmay Yarbay Turgay Sökmen, Genelkurmay'ı basan Özel Kuvvetler timine komutanlık eden, KKTC'deki en yüksek askerî birim olan Sivil Savunma Başkanlığı yapan Kurmay Yarbay Fırat Alakuş, Şırnak Çakırsöğüt Jandarma Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Osman Gürcan ve Kurmay Albay Murat Koçyiğit'in katıldığının tespit edildiği yazıyor iddianamede... Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık ve Birol Kurubaş’ın parmak izleri villada bulunurken, ofisinde Empati Danışmanlık antetli bir not kâğıdı bulunan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan’ın ve İzmir’deki darbe davasında sanık iki subay gizli tanığın ifadesine göre Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç’ün bu hazırlık toplantılarına katıldığı tespiti yapılıyor...
Darbenin 1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra planlanmaya başladığının bir başka delili yine iddianameden. İddianameyle öğreniyoruz ki 16 Temmuz sabahı Akıncı Üssü’nde yakalanıp, “arsa bakmaya gelmiştim” diyerek serbest bırakılan Adil Öksüz’ün bu Akıncı Üssü çevresine “arsa bakmaya” ilk gelişi değilmiş.
İddianameden okuyalım:
“... Darbe girişimine yönelik yapılacak planlama çalışmaları için ilk olarak 27/12/2015 tarihinde Akıncı Üssü’nün de bulunduğu Ankara’nın Kazan ilçesine geldiği, bu ilk gelişin ardından, şüphelinin darbe gününe kadar tam 12 kez, 27 Aralık 2015, 9 Ocak 2015, 16 Ocak 2015, 30 Ocak 2015, 20 Şubat 2015, 29 Şubat 2015, 14 Mart 2015, 30 Mart 2015, 5 Mayıs 2015, 27 Mayıs 2015, 4 Haziran 2015, 15 Haziran 2015 günü tam olarak tespit edilmeyen Temmuz ayının ve 13 Temmuz 2015 tarihlerinde yine aynı yere seyahatte bulunduğu, şüphelinin ayrıca, aynı veya yakın tarih aralıklarında yurt dışına, özellikle örgütün merkezinin bulunduğu ABD’ye de ziyaretlerde bulunduğu…”
Yani iddianamedeki baz ve HGS kayıtlarına göre Adil Öksüz, 27 Aralık 2015’ten itibaren 15 Temmuz’a kadar tam 12 kez Ankara’daki Akıncı Üssü yakınlarına gelmiş. Yine iddianameye göre 27 Aralık’ta Akıncı Üssüne ilk gelişinden dört gün sonra 31 Aralık’ta ABD’ye uçmuş, sonra 4 Ocak’ta İstanbul’a geri dönmüş, 9 Ocak’ta yine baz ve HGS kayıtlarına göre tekrar Ankara’ya gelip Akıncı Üssü civarına gitmiş. 9 Ocak günkü ziyaretin yanında iddianamede şu bilgi yer alıyor: “Şahsın telefonu ertesi gün saat 03:07'ye kadar baz vermiyor.”
Yani Sakarya Üniversitesi’nde Yrd. Doç. olan bir ilahiyatçı 17/25 Aralık’tan sonra son 25 ayda 12 kez yurt dışına çıkmış ve son bir yılda 12 kez de Ankara’ya gelmiş, arabasıyla Akıncı Üssü yakınlarına kadar da gitmiş. Buradaki toplantılarından sonra tekrar yurt dışına uçmuş, üç gün kalıp tekrar Ankara’ya dönmüş. Hem de bütün bunları her yerde paralel yapı aranırken, Ankara’nın ortasında ve büyük bir rahatlıkla yaparak 15 Temmuz’u organize etmiş.
Yurtta Sulh Konseyi’nin 38 kişilik listesine ilk kez yer veren savcılar da sivil imamların darbedeki bu hayati rolüne atıfla iddianamede daha önce bu köşede de okuduğunuz http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/yildiray-ogur/592797.aspx tezi doğrulayan bir tespit yapmışlar;
“Örgütün yapısının ayrıntılı olarak incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, her biri “öğrenci” konumunda bulunan şüpheli askerlerin, Örgüt tarafından verilen emirleri harfiyen yerine getirme yükümlülüklerinin bulunması ve görev yaptıkları birimlerin stratejik önemi dikkate alınarak, tıpkı atama listelerinin hazırlanmasında olduğu gibi, Konsey üyelerinin de üst düzey sivil Örgüt yöneticileri tarafından, darbe eylemlerini organize, sevk ve idare etmek için belirlendikleri kanaatine varılmıştır.”
Peki, savcılar askerlerden oluşan 38 kişilik Yurtta Sulh Konseyi’ni nasıl tespit etmişler. İddianamede bu kısım biraz müphem. Okuyalım;
“Soruşturma sırasında Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin kimlerden oluştuğuna yönelik bir belge veya ifadeye rastlanmamıştır. Ancak bazı şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ele geçen 27 Mayıs Darbesine ilişkin belge ve kitapların incelenmesinden örgütün, bu darbenin organizasyonu ile ilgili bazı örneksemeler yaptığı, ayrıca ideolojileri dışında her iki olay arasında şekli bakımdan benzerlikler bulunduğu görülmektedir. Gerek darbe faaliyetlerinin başladığı 15 Temmuz 2016 akşamı saat 20.30’da, gerekse darbe girişiminin başlangıcının planlandığı 16 Temmuz saat 03.00’da, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli Fetullahçı Terör Örgütü mensuplarının başında, kalkışmanın başarıya ulaşması için gerekli olan, önceden kesin olarak belirlenmiş orgeneral seviyesinde bir komutanın bulunmaması, darbenin planlaması, organizasyonu, sevk ve idaresinde, örgütün ‘Altın Nesil’ diye tabir edilen. genellikle kurmay yarbay, kurmay albay ve tuğgeneral rütbesindeki personelin görev alması, her iki darbenin başlangıç saatinin normal koşullarda saat 03.00 olması, 27 Mayıs darbe bildirisindeki ‘Yurtta Sulh’ vurgusu soruşturma sırasında tespit edilen Yurtta Sulh Konseyi’nin üye sayısının da, Millî Birlik Komitesi’ndeki gibi 38 olması gibi hususlar dikkate alındığında, Fetullahçı Terör Örgütü’nün, yine askerî hiyerarşiye uyulmadan yapılan, ancak başarıya ulaşan 27 Mayıs Darbesi’nin planlama ve icra safhalarından örnekler aldığı anlaşılmaktadır…”
Yani aslında darbenin esas patronu Yurtta Sulh Konseyi olmadığı için, bu Yurtta Sulh Konseyi ile ilgili yazılı bir döküm video görüntülerinde Genelkurmay’ı bastığı, komutanları kelepçelediği açıkça görülen Özel Kuvvetlerden Yarbay Fırat Alakuş’un bile komutanları korumak için oraya geldiğini iddia ettiği bir soruşturmada darbecilerin Yurtta Sulh Konseyi listesinin bulunmasını beklemek pek mantıklı değil. Ayrıca iddianame darbenin esas patronunun o 38 subay değil, onların bağlı olduğu sivil imamlar olduğunu ortaya koyuyor. Bu 38 konsey üyesinin Genelkurmay karargâhında olanlarının darbeye katıldıklarını gösteren net görüntüleriyle devam eden iddianamede arkasında darbeden en net iz bırakmış kişi ise darbenin Genelkurmay’daki beyinlerinden biri olduğu anlaşılan Tuğgeneral Mehmet Partigöç. Darbe başarısız olduktan sonra ofisinde yapılan aramada Partigöç’ün kendi el yazısıyla eşi ve kızlarına yazdığı iki not bulundu. Notlarda şöyle deniyordu:
“Sevgili eşim ve kızlarım, hayatım ülkem ve milletim için mücadele ile geçti. Geldiğimiz aşamada ülkemizin kötü gidişine dur demek de bize düştü. Hakkınızı helal edin…”
“Canım eşim, seni gerçekten her şeyden çok sevdim. Ama bu başkaldırıyı yapmasaydım da beni hayatımın sonuna kadar hapse atacaklardı. Beni affet…”
Peki, darbe ihbarı nasıl alındı, o kayıp dört saatte neler oldu? Bu soruların cevapları da iddianamede net biçimde veriliyor. Ama o cumaya kaldı…
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları


































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025