Yusuf Kaplan
Bu ülkenin en büyük, en köklü sorunu, eğitim sorunudur.
Eğitim sorununu halletmeden hiç bir yere gidemeyiz.
İkinci olarak, eğitim meselesini bir medeniyet meselesi olarak göremezsek, eğitim sorununu çözmekte hiç bir mesafe katedemeyiz.
Eğitim meselesi üzerinde kafa patlatmaya devam ediyoruz...
Sonuç alıncaya kadar sürecek bu gayretim...
MANEVÎ ATILIM OLMADAN ASLÂ!
Tarihte insanlığın önünü açan, köklü, kalıcı büyük atılımlar bir toplumun gerçekleştirdiği maddî atılımlar değil, manevî atılımlardır. Bir ülkenin eğitim sistemi, o ülkenin gerçekleştireceği maddî ve manevî atılımların yegâne kaynağıdır.
Eğitim sistemi, genç kuşaklara, bir medeniyet bilinci, bir medeniyet iddiası ve bir medeniyet ruhu kazandıramıyorsa, toplumun mezarını kazmaktan başka bir işe yaramıyor demektir.
Medeniyet fikri ve iddiası, öncelikle manevî atılıma dayanır. Manevî atılım da, bir toplumun fikir, sanat, ahlâk birikimini hayata ve harekete geçirerek gerçekleştirilebilir.
Manevî atılım, maddî atılımın yörüngesini bulmasını sağlar. Sözünü ettiğim manevî temellerden yoksun bir maddî atılım, sonuçta, toplumun altını oymakla sonuçlanır.
Manevî atılım, derinlerde köksalar; bütün maddî atılımlara aşı yapar, ruh katar; derinliğiyle orantılı olarak da zamanı-mekânı aşar...
MANEVÎ KAYNAKLARI GÜÇLÜ OLAN TOPLUMLAR, BÜTÜN ZORLUKLARI AŞARALAR...
Bir medeniyet hamlesinin kaynağı da, medeniyetin zaman zaman yaşayabileceği büyük krizleri aşabilmesinin kaynağı da işte bu manevî güç, manevî kaynaktır.
Mânâ kelimesi ile manevî kelimesi aynı köke aittir, aynı kök’ten gelir ve bizi de aynı kök’e yönlendirir.
Manevî güç’ten sözederken, bir toplumun, dolayısıyla o toplumun ait olduğu medeniyetin bütün zihin, fikir ve sanat, ilim, irfan ve hikmet yolculuklarını ve dünyasını ihata eden, besleyen, yeşerten derûnî bir muhit’ten (bir tür habitus’tan) ve zihniyet haritasını işaret, ifade ve inşa eden çok katmanlı bir kaynak’tan sözediyorum.
Manevî güç, atılım yapmasını mümkün kılan zihniyet ve maarif devrimlerinin hayata geçirilmesini sağlayan yegâne varoluş şartıdır.
Sözün özü, bir toplumun, dolayısıyla o toplumun mensup olduğu medeniyetin ruhudur, ruh atılımlarının kaynağıdır manevî güç.
Öte yandan, özelde bir toplum, genelde bir medeniyet, kriz yaşadığı zamanlarda krizin anlaşılmasını, anlamlandırılmasını ve aşılmasını sağlayacak hayat bahşedici su, işte bu manevî kaynaktan fışkırır yine.
Manevî güçlerini yitiren toplumlar, maddî bakımdan ne kadar güçlenirlerse güçlensinler, son tahlilde, varlıklarını bile sürdürmekte zorlanırlar.
Bir toplumda maddî atılımlar, manevî atılımların önüne geçerse, o toplum önce yanıltıcı, ayartıcı bir zafer sarhoşluğu yaşar, sonra yalpalar, maddî güç manevî gücü ıskalar, yok sayar ve yutar...
İKİ EKSEN: “YARATICI” RUH VE KURUCU İRADE
Manevî güç, bir medeniyetin “yaratıcı” ruhunu, dolayısıyla dikey eksenini oluşturur. Maddî güçse, kurucu iradesini, dolayısıyla yatay eksenini.
Maddî gücün sunacağı kurucu iradenin kaynağı da manevî güç’tür.
Maddî gücünüz ne kadar büyük olursa olsun eğer sözünü ettiğim derinlikte bir manevî gücünüz yoksa, maddî güç en güçlü olduğu, zirve noktasına ulaştığı zamanda, bir medeniyet, bir kriz anında, içerden çöker paldır küldür...
Maddî gücü vareden dinamikler, aynı zamanda yerle bir ederek yok eden dinamit’lere dönüşür.
Bu kaçınılmazdır. Maddî güç, azmanlaştırır ve adeta bir Frankenstein gibi kendisini vareden gücü vurur, ilk kriz ânında.
Manevî gücü yetersiz olan bir medeniyet ruhsuzdur ve azmanlaşarak yok olmaktan kurtulamaz.
Maddî gücü yetersiz olan bir medeniyetse kalıpsızdır ve bir türlü kurucu iradeye kavuşamaz, yalpalar, bir türlü ayağa kalkamaz, toparlanamaz ve büyük hamle yapamaz.
MEDENİYETİN MED VE CEZİR HÂLLERİ...
Bir medeniyet, manevî güçle maddî gücün med-cezir’inden doğar.
Manevî güç, bir medeniyetin med hâlidir; maddî güçse cezir hâli.
Bir medeniyet manevî güçle gelir (med hâli); yeşerir. Maddî güçle ise boyverir (cezir hâli); yeşertir her yeri.
Bütün medeniyet atılımları, önce zihinde başlar; zihni ve zihniyet dünyasını inşa eder. Hayat bulur. Gelir. Kökleşir.
Sonra hayat olur ve köksalar, sonra da hayat sunmaya ve dal-budak salmaya başlar.
ZİHNİYET DEVRİMİ VE MAARİF DEVRİMİ
İşte manevî gücün hayat bulmasını, kökleşmesini; maddî gücün manevî güçten aldığı ışıkla kök salmasını sağlayan zihniyet devrimi, derûnî manevî güçten, manevî kaynaktan beslenen maarif sisteminin inşasıyla imkân dâhiline girer.
Maarif sistemi, ilim, irfan ve hikmet yolculuklarının güzergâhlarını belirler, yapıtaşlarını döşer.
Bütün büyük medeniyet atılımları zihniyet atılımlarıdır. Bütün zihniyet atılımlarının anahtarı da maarif sistemidir.
Greklerde de, Çin, Hint medeniyetlerinde de, modern Batı uygarlığı tecrübesinde de, İslâm medeniyetinin yaptığı atılımların gerisinde de hep bilim, düşünce, sanat, siyaset, iktisat ve ahlâk yolculuklarını mümkün kılan zihniyet devrimlerine imkân tanıyan maarif atılımlarıdır.
Medrese ve tekke, İslâm medeniyetinin, özellikle de medreseden beslenen Batı’da ise üniversite, Batı uygarlığının atılım yapmasını sağlayan zihniyet devrimlerinin kaynaklarıdır.
Biz, yeniden tarihte bir varlık göstereceksek, tarihin yapılmasında belirleyici roller üstleneceksek, manevî güçten beslenecek ve maddî gücü besleyip harekete geçirecek köklü bir zihniyet devrimi gerçekleştirmek, bunun için de güçlü bir maarif sistemi geliştirmek zorundayız. Bunun başka yolu yok.
Bizim manevî gücümüzün ve kaynağımızın meyvesi medrese ve tekkenin özünü özümseyerek Batı’daki üniversiteden de beslenecek kendi maarif sistemimizi inşa edemediğimiz sürece, attığımız maddî atılımların toplumun sekülerleşme / dünyevîleşme katsayısını artırarak, ruhsuzlaştırarak sonuçta bizi vuracağını aslâ unutmayalım, aslâ!
O yüzden zihniyet devrimi ve maarif derimi olmadan aslâ diyorum.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020