Ahmet ALTAN
Bizim de aralarında bulunduğumuz Ortadoğu toplumları, yöneticilerinin rahatlıkla “yolda bulunmuş sahipsiz cüzdan” muamelesi yapabildiği, “bu benim oldu, istediğimi yaparım” diyebildiği toplumlar.
Baksanıza, arabuluculuk yaptığı İsrail-Filistin ateşkesinin baş mimarı olarak Amerika’nın gönlünü kazanan Mısır Cumhurbaşkanı Mursi, bu büyük diplomatik başarısının akşamına kendini “firavun”ilan etti.
Şimdi kendisiyle halkı arasındaki çatışmaları durduracak bir “arabulucuya” muhtaç.
Ortadoğu’nun liderleri iktidara doymuyor.
Hiçbir şey yetmiyor bu adamlara.
Mursi cumhurbaşkanı olmuş, yüzde elliden fazla oy almış, uluslararası başarılarıyla dünyanın takdirini toplamış bir lider olarak ülkesini demokrasiye ve huzura götüreceğine, ancak firavunlarda bulunabilecek yetkileri kendine tanıyan bir yasa çıkartarak bir anda Mısır’ı karmakarışık etti.
Sadece 24 saat süren uluslararası prestijini de ezip geçti.
Asker ya da sivil Ortadoğulu yöneticilerin iktidar oburluğu ve açgözlülüğü aklı ve mantığı da yok ediyor.
Biz de benzer bir süreçten geçiyoruz.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın lideri olduğu AKP, “başkanlık sistemine” geçmemiz için bir teklif getiriyor Meclis’e.
Önerdikleri sisteme göre halkoyuyla seçilecek başkan hükümeti atayacak, yönetecek ve canı istediğinde Meclis’i de feshedebilecek.
Bir zamanlar AKP için bugünküne kıyasla çok ileri bir anayasa taslağı hazırlamış olan Profesör Ergun Özbudun, AKP’nin önerisini değerlendirirken “böyle bir sistem olmadığını” söylüyor.
Bugünün “çağdaş” ülkelerine bakarsanız böyle bir sistem yok elbette, Profesör Özbudun çok haklı.
Bu sistemin örneklerini bulabilmek için 140 yıl kadar geriye gitmek gerek.
1876’ya... Osmanlı’ya.
“Bir padişahla bir meclisin” olduğu meşrutiyet dönemine.
Yeni bir anayasayı kabul ederek Birinci Meşrutiyet’i ilan eden Abdülhamit’in yetkilerine bakmak lazım.
Neymiş o yetkiler?
“Yürütme yetkisini tümüyle elinde tutan padişah, sadrazam ve vekilleri istediği gibi atayıp görevden alabiliyordu. Meclisin vekiller üzerinde denetim yetkisi yoktu. Padişah, savaş ve barış yapma, istediğinde meclisi kapatma ve yeniden seçimlere götürme yetkisine de sahipti.”
AKP’nin başkanlık önerisine ne kadar benziyor değil mi Abdülhamit’in padişahlığındaki Birinci Meşrutiyet?
AKP’nin istediği sistem gelirse biz gidip kendimize bir “padişah” seçeceğiz.
Yeni bir Abdülhamit.
Peki, bu yetkilerle iktidara gelen Abdülhamit ne yapmıştı?
Göreve geldikten sadece iki yıl sonra Meclis’i feshetmişti.
Yetkisi varsa neden feshetmesin?
Sonra İttihatçılar Abdülhamit’i devirdiler.
İkinci Meşrutiyet ilan edildi.
O da İttihatçıların diktatörlüğüne dönüştü bir zaman sonra.
Onlar da Osmanlı’yı Dünya Savaşı’na sokup parçaladılar.
Daha sonra Cumhuriyet geldi.
Mustafa Kemal liderliğinde yeni bir diktatörlük kuruldu.
Daha sonra “çok partili” bir düzene geçildi ama “demokrasi” asla olmadı.
Diktatörün rolünü “ordu” üstlendi.
AKP, halka bu cumhuriyeti “demokratikleştirme” sözü vererek iktidar oldu, “demokratik bir cumhuriyet” kuracaklardı.
Bir zaman bu yolda yürüdüler gerçekten.
Avrupa Birliği uyum yasaları çıkarıldı, askerî vesayet geriletildi.
Sonra askerî vesayetin geriletildiği ülkede AKP yüzde elli oy aldı.
Demokrasi yolunda hiçbir engel yoktu önünde.
Ama neticede burası bir Ortadoğu toplumu ve Erdoğan da Ortadoğulu bir lider.
İktidar açlığını tatmin etmek neredeyse imkânsız.
Ve onların başkanlık önerisiyle birlikte biz neyle karşılaştık şimdi?
Üçüncü Meşrutiyet’le.
Açın okuyun Birinci Meşrutiyet’te Abdülhamit’in yetkilerini, açın okuyun AKP’nin başkanlık önerisini.
AKP’nin Erdoğan için ne istediğini görün.
Burası Ortadoğu, burası firavunlar ve padişahlar diyarı.
Buna razıysanız mesele yok, Üçüncü Meşrutiyet’iniz kutlu olsun.
Razı değilseniz, sesinizi çıkarın.
Padişahınız Üçüncü Meşrutiyet’i ilan ettikten sonra o sesiniz hiç çıkamayacak çünkü.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018