Ahmet TAKAN
Ülkemi seyretmeye devam ediyorum!..
Bir hafta içinde dördüncü göçük... Yer yine İstanbul... Bu sefer Ümraniye'de... Yine ekranlardan canlı canlı izlettiler. Toprak kaydı, asfalt çöktü... Park etmiş araçlar inşaat çukuruna birer birer yuvarlandı. Seyrettik!.. Can kaybı yok diye yine avunduk!.. İmar barışı içinde yaşıyoruz nasıl olsa... Bu çöküş içinde makul ve mantıklı sebepler sıralandı. Barış içinde durmak yok yola devam!..
Bu aralar "imalı yazma. Açık yaz" diye tepki mesajları alıyorum. Ben, çok açık yazıyorum da... Neyse!.. Her zaman dediğimiz gibi okuyucu velinimetimizdir. Geçen "Sütlüce'nin çöküşü" başlıklı yazımızı " Türkiye'yi izledim" diye sonlandırmıştım. Dün de aynısı oldu. TV ekranlarına bakarken, toprak altından kayarken çöken ülkemi seyrettim. Ve bu acı tabloyu boş boş seyreden insanları...
Tarihin çok gerilerine gittim;
Papa 9'uncu Gregory'in "kediler şeytandır, onları öldürün!" diye fetva verdiği o ilkel vahşet asrına... Kedilerin öldürülmesiyle artan farelerden yayılan vebayla milyonlarca insanın öldüğü yıllara..
Bilmeyen varsa anlatalım...
9'uncu Gregory adındaki yobaz ve ahmak bir Papa, bugün hâlâ var olan, kedilerle ilgili saçma sapan batıl inançların ortaya çıkmasında büyük pay sahibi biri. Asya ve Avrupa'da yaşayan milyonlarca kedinin ve insanın hayatını birkaç yıl içinde karartmış bu adamın, kör inançlarının ve yobazlığının bedeli oldukça ağır olmuş.
Bir yobazın korkuları ve elindeki güç yüzünden milyonlarca masum canın katledilmiş olması, tarihten alınması gereken büyük bir ders niteliği taşıyor.
İnsanlık tarihindeki en büyük hastalık felaketlerinden biri olan veba salgını, nam-ı diğer "kara ölüm"ün ortaya çıkış sebeplerinden biri olarak bilinir...
Yüzyıllar önce Avrupa topraklarında, önü alınamayan ve tahminen 75-200 milyon (kaynaklar farklı farklı söylüyor) insanın ölümüne neden olan bir veba salgını oldu. Bu trajedinin yaşanmasındaki sebep 9'uncu Gregory adındaki Papa'nın kedi nefreti yüzündendi. Bu dönemde çıkarılan "Vox in Rama" adındaki kilise belgesi, siyah kedilerin satanik bir simge haline gelmesinin ilk ortaya çıkış sebebiydi. Yobaz Papa, kedilerin şeytan olduğunu ilan etmişti. Zaten Avrupa'da o dönem bir şeylere şeytan damgası yapıştırmak, her şeyi şeytan görmek çok popülerdi. Ve bölgedeki bütün kedilerin, onlarla iş birliği yapan cadılarla (yani sahipleriyle) beraber yakılması için fetva verdi. Bunun üzerine on binlerce kedi katledildi. Sadece birkaç sayılı aristokratın kedisi hayatta kalmıştı.
Ancak, bu korkunç şeytan temizleme ayininden sonra, ölen masum hayvanların ve doğanın adaletinin vereceği ders çok büyük oldu. İntikam, Kırım'dan İtalya'ya ulaşan bir geminin ambarında geldi.
Geminin ambarından limana inen birkaç fare, veba mikroplarıyla birlikte Avrupa sokaklarında cirit atmaya başladı. Mikroplarını insanlara bulaştıracak olan bu fareleri, ortadan yok edebilecek hiçbir kedi yoktu. Avrupa nüfusunun büyük bir bölümünü etkileyen ölümler çığ gibi yayıldı.
İnsanın vebadan helak olmasının arkasındaki sebep tamamen nefret ve cehaletin sonucuydu...
Ancak, kilisenin kedi katliamları Gregory ile birlikte son bulmadı. Papa 8'inci Innocent, 1400'lü yıllarda Papa olduğunda Avrupa cadı hikayeleriyle çalkalanıyordu. Tabii ki hikayelerin baş kahramanları her zaman masum kediler oldu. Kedi yakma gibi nefret dolu olaylar uzun süre devam etti. Öyle ki Belçika'da kedilerin çatılardan atılarak, daha sonra yakıldığı festivaller düzenlendi ve Kraliçe Elizabeth'in taç giyme töreni oyuncak bir kedi yakarak başlamıştır.
Aramızdan bazı aklı evveller çıkıp bu yazıyı Adnan hocanın "kedicik"lerine yamayabilir. Beni Adnan hocayı savunmakla, masum göstermekle bile suçlayabilirler. Malum!.. Uzun yıllardır toplumumuzda devam eden idrak yolları iltihaplanması hastalığına hâlâ çare bulunabilmiş değil. Bu devir, işlerine gelmediği için "hat"ı "höt" anlayanların devri... Yobazlık her zaman diliminde var. 14'üncü yüzyılda da, daha önce de, 21'inci yüzyılda da... Bundan sonraki asırlarda da olacak. Var oldukça da insanlık acı çöküşler yaşayacak. Trajedilere şahitlik edecek.
Kedileri öldürdükçe daha çook Sütlüce'ler, Ümraniye'ler yaşarız. Dolmuşta, otobüste, metroda, sahilde, parkta, Balgat'ta, Çankaya'da, pazar yerinde, Ankara'da, Sivas'ta, Trabzon'da, Maraş'ta...
Yobazdan alır da uygularsanız fetvayı... Öldürürseniz kedileri...
Sütlüce'de gümbür gümbür bina çöker,
Ümraniye'de paldır küldür lüks arabalarınız çukura yuvarlanır,
Kapınızın önünden 3 yaşındaki kız çocuğunuzu kaçırarak tecavüz ederler,
Üniversiteli genç kızımız dolmuşta tekmelenir,
Güpegündüz eviniz soyulur,
Terör örgütü mahkeme kurar,
Mafya polis olur,
Hudayinabit bakan koltuğuna oturur,
Sümbül efendi genel başkan, sinyalci genel başkan yardımcısı olur.
İstinat duvarları çökünce de enkaz altında kalan evden çamaşır makinesini kurtarsanız ne olur?.. Kime ne faydası olur?..
Kedilerin ölümü böyle bir şeydir işte!.. Meydan farelere kalır. Kara ölüm kaçınılmazdır!..
Kaynak Yeniçağ: Kedilerin ölümü... - Ahmet TAKAN
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021