Ahmet TAKAN
DEVA Partisi dertlere deva olur mu?…
Kuruluş dilekçesi önceki gün İçişleri Bakanlığı’na verilen Abdullah Gül himayeli partinin resmen kamuoyu önüne çıktığı ilk gün estirdiği hava beklenenin çok çok altında oldu. Bugüne kadar hep ikinci adam konumunda kalan Ali Babacan’ın lider özelliklerine sahip olmamasında mı yoksa kurucular kurulu listesinin aynı tas aynı hamam olmasından mı kaynaklandı?.. Farklı farklı yorumlar yapıldı Başkent’in siyasi kulislerinde. Değerlendirmelerdeki ortak noktaları şöyle özetleyebilirim;
–Tüm çabalara rağmen, Abdullah Gül’ün parti üstündeki vesayet gölgesi silinemedi pek de silinecek gibi gözükmüyor.
–Kurucular kurulu kadrosu pırıltılı değil. Bakalım Ali Babacan’ın kendisi ne yapacak?
–Abdullah Gül’e rest çekmiş gibi bir fotoğraf verilerek Ali Babacan’a bir liderlik hikayesi yazma çalışmalarına başlandı ama tutmadı.
Dünkü haliyle AKP tabanından ne koparırlar?.. En baba tahminler yüzde 3 civarında seyrediyor. “Ahmet Davutoğlu bile bunlardan daha cesur ve gerçekçi çıkış yaptı” deniyor. Kısacası, DEVA’nın ilk gün çıkışı ve kurucular kurulu listesi siyasetin kulislerinde pek de karşılık bulmadı. Bu arada, DEVA’nın kuruluş sürecinde yaşanan sıkıntı iddiaları ilgili bazı kulis notlarını paylaşalım;
–Abdullah Gül, kendisine gelenlere “Merak etmeyin. Bu kurucular kurulu kadrosu böyle gitmeyecek. Bu başlangıç, ileride çok değişiklikler olacak” diyor. Bu da, Abdullah Gül’ün partiye müdahalelerinin devam edeceğini gösteriyor.
— Partinin kuruluşunda ve programının yazılmasında çok etkin olan iki ağır topun kurucular kurulu listesinde görülmemesi şaşkınlık yaratmıştı. Bunlar için “Abdullah Gül’e rağmen Ali Babacan yer vermedi” fısıltıları yayılmıştı. Gerçek şu; söz konusu isimlere saraydan “Derhal tarafınızı seçin” mesajı gitti. Panikleyen bu iki isim Gül ve Babacan’a mazeretlerini sunarak aflarını istediler. Biri, eşinin rahatsızlığını bahane ederek bundan sonra siyasetle uğraşmayacağını söyledi. Diğeri ise, “Ben kurucular kurulu listesinde olmayayım. Şimdilik pek ortalarda görünmeyim. Sonra bakarız” dedi.
Abdullah Gül’cüler partisinin kurucular kurulu listesi için naçizane tek yorum yapmak isterim;
Memlekete adalet getireceğini iddiası ile yola çıkan bir siyasi oluşumun kurucular kurulunda kumpas davalarının en şiddeti sürecinde Adalet Bakanlığı yapan ve destekleri ile bilinen Sadullah Ergin’in ne işi var?..
Aklınıza hemen şu soru gelebilir; ”DEVA Partisi’nin kurulmasından sonra yeni ittifak senaryolarında durum ne?”.. Parti, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı adaylığına endeksli olduğu için yapılan değerlendirmeler havada kalıyor. Okurlarımıza farklı açıdan bir kulis notu aktararak pencere açmaya çalışıyım;
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bir süredir “Millet İttifakı” yerine “Demokrasi İttifakı”nı dillendiriyordu. HDP’nin de bu ittifaka dahil edileceği yönündeki yorumlar ve zorlamalar İYİ Parti’de büyük bir rahatsızlık yaratmıştı. İYİ Parti lideri Meral Akşener bu süreçte sessiz kaldı, tartışmaya girmedi. Millet İttifakı’nı tartışmaya açabilecek yorumlardan uzak kalmayı tercih etti. Anadolu’yu ilçe ilçe gezerek nabız tutmaya çalıştı. İYİ Parti kulislerinden ulaştığım bilgiye göre, “Demokrasi İttifakı”nın isim babası bir grup, Meral Akşener’i ziyaret ederek görüştü. Görüşmede Akşener, “Millet İttifakı’nın ismini değiştirelim. Bunun yeni adı Demokrasi İttifakı olsun” teklifi ve ikna çabalarına yeşil ışık yakmadı. Böylece Akşener, HDP’ye kapılarını bir kez daha kapatmış oldu. Millet İttifakı konusunda hassas olan Kemal Kılıçdaroğlu’da, ”Şehitler tepesi boş kalmayacak” tartışmalarında, “Milletime söz veriyorum. Millet İttifakı iktidarında Şehitler tepesi boş kalacak” demişti. Kılıçdaroğlu’nun yeniden “Millet İttifakı” söylemine dönmesi İYİ Parti’de olumlu karşılık buldu. Abdullah Gül’ün de Cumhurbaşkanlığı adaylığı için HDP’nin desteğini talep ettiği hatırlanırsa, geleceğinin tahminini size bırakıyorum. Dur bakalım ne olacak!..
★★★
Gelecek Partisi’ni kuran Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi’nin resmen piyasaya çıktığı ilk gün esaslı bir çıkış yaparak kamuoyunda tartışma yarattı. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Konya’daki evinde ağırladığı gazetecilere AKP’den ayrılma nedenlerini ve parti kurma sürecini anlattı. Kendisinin terörle mücadele ettiği süreçte Binali Yıldırım’ın Ankara’da karargah kurarak genel başkanlık için imza topladığını söyledi. 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki süreçte bazı bilinmeyenleri ifşa etti. Şu sözleri çok çarpıcıydı;
“12 Eylül’de yapacağımız kongre için benim aleyhimde imzalar topluyorlardı. 9 Eylül günü Konya’daki Türkiye-Hollanda maçını izlerken şehit haberi geldi. Ben hemen o anda Ankara’ya oradan da Van’a gittim. Ben Van’da şehitleri defnederken Binali Yıldırım karargahı kurmuş, delegelerden bana karşı imza topluyordu. Ben şehit defnederken, onlar tek tek il başkanlarını arayıp imza topluyorlardı.”
Ahmet Davutoğlu’nun eksik bıraktığı açıklamaları tamamlayıp kamuoyunu daha da aydınlatması için bazı sorularım var;
–Devlet Bahçeli ile yaptığınız koalisyon görüşmelerinde teklifleriniz nelerdi?.. Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı konumu ve sınırlarını nasıl tanımladınız?.. Sarayın görüşmelerin içeriği hakkında haberi olunca size neler söylendi? Siz bu söylenenlere ne gibi tepkiler verdiniz?..
— Başbakanlıktan azledildikten sonra saraya ne için gittiniz?.. Özel kalemde kaç saat bekletildiniz?.. Tayyip Erdoğan ile görüşüp teşekkür etme imkanınız oldu mu?.. Siz özel kalemde 5 dakikalık bir görüşme için bekletilirken kapı aralanıp Tayyip Erdoğan’ın bağırtısını duyduğunuzda hakkınızda ne söyleniyordu?.. O gün saraydan nasıl ayrıldınız?..
–Sayın Davutoğlu; partinizi kurmadan önce Ali Babacan ile bir araya gelip neler konuştunuz. Ali Babacan’a neler teklif ettiniz?.. O size neler söyledi?.. Herhangi bir anlaşmaya varabilmiş miydiniz?.. O görüşmenin ardından Londra’ya gidip bir süre kaldıktan sonra Türkiye’ye dönen Ali Babacan ile bir daha görüşme imkanınız oldu mu?.. Ali Babacan, Londra’dan döndükten sonra telefonlarınıza çıktı mı?..
Siyasette ne kadar samimi olduğunuz bu sorulara vereceğiniz cevaplara bağlı!..
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021