Akdoğan Özkan
İsrail’in önümüzdeki haftalarda Lübnan’a saldırarak güneyinde bir bölümü ilhak etmeye kadar gidecek bir saldırganlık içinde olması kimseyi şaşırtmayacaktır. Zaten yanıp tutuşan Orta Doğu’da ne olsa “sürpriz” olmuyor, maalesef. Ancak 2024’te dünyanın başka yerlerinde bir takım “sürprizler” olabilir. Zira parlayıp tutuşmaya müsait sıcak noktalar var dünyada ve buralardaki kimi gelişmeler etkileri daha geniş coğrafyalarda hissedilecek bir takım tektonik sarsıntıları tetikleyebilir. Öngörülmesi kolay olmayan ama 2024’ü pekâlâ bir kabusa çevirebilecek muhtemel türbülans coğrafyalarına ya da “sıcak noktalara” dair bir fikir egzersizi yapmaya kalktığımda ilk sıralardan birine Amerika Birleşik Devletleri’ni (ABD) yazmam gerektiğini görüyorum.
Zira 2024’te ABD’de “bir takım sürpriz” gelişmeler yaşanabilir. Kehanet işim değil, ama 6 Ocak 2021 Kongre Baskını’nı bir “sürpriz” olarak yaşamış Amerika’da ortam yeni sürprizler görmeye eskisinden daha müsait hale geliyor, bunu not etmek lazım. Kasım ayında gerçekleştirilecek Başkanlık seçimlerine doğru ilerlerken ülke barut fıçısına dönme potansiyeline sahip. Bu Başkanlık seçimi, Amerikan tarihinin en kritiği değilse de kesinlikle en kritik seçimlerinden biri olmaya aday gibi duruyor. Sürpriz gelişmelerin temeli olarak görülebilecek temel gerginliği, “Postliberal bir dünyaya doğru” başlıklı yazımda, yine T24’te ayrıntılı aktarmıştım. Burada ABD Başkanlık Seçimi kampanyası sürecinde gerginliğin hangi noktalara varabileceği üzerine konuşalım.
Bugün ABD’de bir tarafta, Trump’un olası zaferinin “ABD’de demokrasinin sonu” anlamına geleceğini düşünen ve bu nedenle bir ülke yönetme melekeleri iyice şüpheli hale gelmiş, kazanırsa 85 yaşında koltuğa oturacak bir adamın (Biden) etrafında konsolide olan kesimler var.
Bir yanda da ülkenin kurucu değerlerinden giderek uzaklaştığını ve “imtiyazlı elitler hanedanlığına” dönüştüğünü düşünen, Washington’un artık kendi insanlarının sorunlarına odaklanması gerektiğini haykıran, özellikle de yasadışı göçmen karşıtı kesimler var… Bunlar Demokratların tek dertlerinin bu hanedanlığa son verecek adayı (Trump) içeri tıkmak ya da siyasetin dışına itmek olduğunu düşünüyorlar. (Hey bir dakika, biz bu kutuplaşmayı bir yerden hatırlıyoruz, sanki.)
Trump-Biden
Kamuoyu anketlerinde Joe Biden’ın önünde görünen Donald Trump’ın önünü çeşitli gerekçelerle kesmek için çeşitli manevralar denendiğini görüyoruz. Önü kesilirse ülke bir anda türbülansa girebilir, önü kesilmediğinde de bu kez türbülans zamana yayılarak gerçekleşebilir. Her durumda seçim kampanyası ABD’yi giderek daha çok kutuplaştıran, toplumu da ciddi şekilde ikiye bölen ve görmeye alışkın olmadığımız şeylere gebe bir sürece bürünecek gibi duruyor.
Bunun ilk örneklerini bugünlerde yaşamaya başladık bile. Başkan Biden siyasal şiddet yoluyla iktidarı ele geçirmeyi planladığını öne sürdüğü rakibi Trump’ın konuşmalarını “Nazi Almanya’sının” belagatine benzetti. Trump için de “hasta” ve “ezik” biri diyerek bu kampanyada Hitler analojisine de başvuracağını açıkça ilan etmiş oldu. Bu biraz da Biden’ın çaresizliğinden.
Seçildiği takdirde, yürütmeden gelen yetkilerini kullanarak ABD-Meksika sınırını kapatacağı sözü vermiş olan Trump da yasadışı göçmenlerin ABD’nin “kanını zehirlediklerini” savunmuştu.
Bu tip kanlı/canlı (!) söylem atmosferinde ve derin bir kutuplaşma içinde girilecek bir seçim ABD için bir ilk ve pek de hayırlara vesile değil.
ABD seçimlerinin epey uzun bir maraton olması, durumu daha da güçleştiriyor. Önseçim süreci tam bir hafta sonra, yani 15 Ocak’ta başlayacak ve 10 Eylül’e kadar sürecek. 5 Kasım’da da sandığa gidilecek. Kazananın göreve başlaması için de 2,5 aylık bir sürenin geçmesi gerekecek. Yani 15 Ocak 2024’ten seçili Başkanın yemin edip koltuğa oturacağı 20 Ocak 2025 tarihine kadar geçecek süre, süreci akamete uğratmayı mümkün kılabilecek, kitlesel huzursuzlukları tetikleyebilecek olayların yeşerebilmesini mümkün kılacak denli uzun.
Florida, Tampa’da yapılan Trump mitinginde çıkan kavga Amerikan siyasetinde yükselecek şiddetin habercisi olabilir. Siyasal şiddet temelli bir tane bile ölümle sonuçlanan olay olması halinde iş enteresan noktalara gidebilir de. Her durumda sağlam manipülasyon çabalarının sergilenebileceği bir dönem olacak.
Hollywood, “Leave the World Behind” (Sam Esmail, 2023) filmiyle, senaryolara yol verdi bile. Film, ABD’ye karşı büyük bir siber saldırı düzenleyen “dış düşman(lar)” ile işbirliği halindeki bir Başkan’ın darbe ile iktidarı aldığı kıyamet senaryosu karşısında siyahlar ile beyazların dayanışmayı öğrenmesi işlenmiş. Eski Başkan Barack Obama ile eşi Michelle Obama’nın da yapımcıları ve danışmanları arasında olduğu film, elbette yönetmenin gözünden hayatın bir yansıması/taklidi. Barack Obama’nın Joe Biden’ın performansını yeterli bulmadığı için “daha agresif olması” uyarısında bulunduğu bir dünyada hayatın da sanatı taklit ettiğini görür müyüz acaba?
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025