Akif BEKİ

Bahçeli’nin dediği olursa
19.11.2025
211

Komisyon ipe un sermeyecek, ortağı AK Parti kulağının üstüne yatmayacak, Terörsüz Türkiye süreci yolda daha fazla oyalanmayacak, Bahçeli de yanına üç arkadaşını alarak İmralı’da Öcalan’la görüşmeye yalnız gitmeyecek... Tabii eğer dediği olursa.

Geçmiş örneklere baktığımızda, dediği genelde oldu.

MHP lideri, dünkü Meclis grubu toplantısında Terörsüz Türkiye sürecini canlandırıcı etkisi hayli yüksek bir rest çekti. DEM’de hemen yankı buldu ama iktidar ortağı hâlâ beklediği karşılığı vermemişti.

İmralı’ya gitme kararını Komisyon’a havale ediyorlar da; Komisyon’daki AK Partililer kendi başlarına mı karar verecek, ona bir şey söylemiyorlar.

Peki... Yine Bahçeli’nin dediği gibi olursa yolun sonunda bizi ne, nasıl bir Türkiye ve siyasi ortam bekliyor?

Dağdakilerin terörü bırakıp Meclis’te siyaset yapmasına kapı açan düzenlemeler var evvela sırada.

Öcalan ve PKK’nın sözlerini tutup üstlerine düşeni yaptığını, barışa bir kanat taktıklarını, sıranın şimdi öbür kanadı takmaya geldiğini kaç kere tekrar edecek Bahçeli? Az uyarmadı.

Başka mı? Anlamak için geriye dönüp, önceki sürpriz çıkışlarına şöyle bir göz attım.

Bahçeli, daha önce de İmamoğlu davasının somut deliller ortaya konarak süratle ve kamu vicdanını tatmin edecek şekilde tamamlanmasını istemişti. Dünkü o “TRT ve tüm kanallarda canlı yayınlansın” çıkışı yeni değildi. Belli ki iddianameden sonra da fikri değişmedi, bunda ısrar ediyor.

Dediğine gelirse CHP ve belediyelerine yönelik yargılamalar hızla tamamlanacak. Siyasi baskıdan uzak, şeffaf, inandırıcı ve ikna edici yargılamalar olacak. Yargı eliyle muhalefeti dizayn, kayyum ve parti kapatma tartışmaları da geride kalacak...

Bahçeli, buna dönük baskılarla aslında ortağına mı mesaj veriyor, ne murat ediyor olabilir?

En doğrusunu kendileri bilir ama dediğine getirmek için bir sıkıştırma taktiğine benzemiyor.

Terörsüz Türkiye’yi, CHP’siz Türkiye projesi zannedenler böyle okuyabilir. Oysa Bahçeli öyle yaklaşmıyor sanki.

Başından beri Bahçeli de DEM’le Öcalan gibi, CHP’nin Komisyon’a katılmasını şart görüyordu. Orada oturup kalmasını da.

Anlatıldığı kadarıyla şundandı: Sürecin tamamlanması yetmez. Kalıcılaşmayı başarması için halka mâl edilmesi de gerekli, bu ise CHP’yi katmadan ve tabanını kapsamadan olmaz. Dolayısıyla CHP’yi masadan kalkmaya kim zorluyorsa süreci bozar, sabote ederdi.

Yani Öcalan’ın PKK’ya çağrısıyla başlayan 27 Şubat Süreci, CHP’nin etkisizleştirilmesi değil etkin katılımıyla başarılabilecek bir işti. İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan 19 Mart Süreci ise buna ters.
Buradan bakınca Bahçeli’nin aynı konuşmada hem Komisyon’un İmralı’ya gitmesi hem de İmamoğlu davasının hızla ve canlı yayında görülmesi için bastırması tutarlı görünüyor.

Üstelik MHP kaçtır, CHP’li belediyelere operasyonları uzatmanın sakıncalarına dikkat çekip tutuksuz yargılamaya, AİHM kararına uyarak Demirtaş’ı bırakmaya çağırıyor. Komisyon’un dağılmamasının güvencesi olsun diye değil midir?

Süreçte Bahçeli’nin önerileri hep gerçekleşti. Bazen aksasa, gecikse bile dediği oldu. Yine öyle olursa bu başlıklarda üç vakte zuhur edecek sürpriz gelişmelere hazırlanın.

Bahçeli’nin ipleri koparmasına, Cumhur İttifakının sonuna, erken seçime varır mı bu yol? Ufukta beliren alâmetler arasında işte bu yok bana kalırsa.

Bahçeli’nin dünkü çıkışı, AK Parti’yle ortaklıkları boyunca ‘ilk kez bu sertlikte meydan okuma’ ve ‘hiç olmadığı kadar el yükseltme’ yorumlarına yol açtı...

Daha öncekilerde demiştim, tekrar diyorum: Onlar ortayı bulur, Bahçeli’nin dediğine gelir, olan yine ‘araları açılıyor’ diyenlere olur. Kabak bir kere daha çatlama bekleyenlerin başına patlamasın sonra.

Bilâkis Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “yeniden aday olma derdim yok” sözlerine şiddetle itiraz etmemiş miydi? ‘Daha yapacak işlerimiz bitmedi, Türkiye’nin Erdoğan’a ihtiyacı var’ diyeydi.

Ne değişti ki bıraksın?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar