Ali BAYRAMOĞLU
Bir kaç gündür Paris'te malum cinayetlerle ilgili kiminle konuşsam benzer tespitleri duyuyor, benzer tepkileri alıyorum. Kadınların hedef olması, öldürülme biçimleri, farklı kimlikleri sadece politik değil, duygusal bir şok yaratmış Kürt çevrelerde…
İçlerinden biri PKK'yla ilgisi kalmayan, bağları koparmış pek çok Kürt'ün İsveç'ten ve diğer ülkelerden cenazelere geldiğini söylüyor.
Ne düşünüyorlar, maktülleri ve zanlıyı tanıyanlar? Kırıntı toplamamıza ne kadar yardımcı olabilirler? Kürtlerin bu cinayetler üzerinden siyasi ruh hali ve tespitleri neler?
İşte bir kaç ipucu…
Fransa Kürt Dernekleri Federasyonu başkanı Mehmet Ülker'le Ahmet Kaya Kültür Merkezi'nde buluşuyoruz...
Merkez üç Kürt kadının öldürüldüğü Kürdistan Enformasyon bürosu gibi 10. Bölge'de bulunuyor. Kürtler ve Kürt siyasi hareketi açısından Paris'teki en önemli mekan.
Siyaset ve örgüt kokuyor merkez.
Girişte hemen sağda büyük bir kahve, göbekte biraz ilerde büyük toplantı salonu ve solda büroların bulunduğu koridor var. Salonda, Öcalan ile PKK kurucusu diğer beş kişinin posterlerinin ve üç Kürt kadının resimlerinin olduğu çiçeklerle bezenmiş bir palform var…
Mehmet Ülker'le odalardan birinde bir toplantı masasının karşılıklı iskemlelerine yerleşiyoruz. Yanımızda yönetim kurulundan İsmail Göksungur da var. Çok vakti yok başkanın. Yan odada cinayetlerle ilgili görüşmek üzere gelmiş Fransız polisleri bekliyor.
Katil zanlısını kastederek, 'Nasıl olabildi, bilemiyoruz' diye başlıyor söze.
'Ben iki kez merhabalaşmıştım. Birinde cinayetten önce elimi sıkmak için yanıma geldi, cinayetlerden sonra gördüm, hep buralardaydı.
Böyle biri içimize nasıl sızdı? Yeni gelen Kürtlerde dil sorunu var, böyle olunca iyi dil bilen birileri varsa, kime ihtiyaç duyuluyorsa hemen bir yerlere gönderiliyor. Ömer Güney'in durumu da böyle. Herkesin yardımına koşuyor, dili iyi, güven veriyor. O gün de Fidan Doğan aramış. 'Sakine şuradaki postanenin önünde bekliyor git al, büroya getir' demiş… Yavay yavaş ortaya çıkıyor, ailesi Türk milliyetçisi, hatta MHP'li, ilişkide olduğu kesim öyle, silah merakı var…
O zaman bireysel bir eylem olabilir mi sorusuna 'kesinlikle olamaz' yanıtı veriyor Ülker.
'Cinayetin işlenme biçimine bakıyorsunuz, tek başına olmayabilir, tek başınaysa son derece iyi yetiştirilmiş soğukkanlı bir tetikçi olması gerekir. Arkadaşlarımız kısa aralıklarla vurulmuşlar, hareket edememişler, boşa atılmış kurşun yok, hepsi başından vurulmuş…'
'Zanlı Kürt değil, etrafına yalan söylemiş, haberleri okuyoruz ev arkadaşıyla konuştuk 45 takım elbise, 4-5 cep telefonu vardı diyor…'
Kim sızdırdı sizce, buradaki insanlar ne düşünüyor sorusuna,
'Burada insanlar hala büyük oranda bu işin bir yönüyle devletle ilgili olduğunu düşünüyorlar. Bence hala muamma ama üst kadroları hedef alan bir eylem, başlayan süreci dışarıdan sabote etmeye yönelik olabilir…'
Sakine Cansız gibi en azından sembolik bir ismin yanına yardımcı olsun diye verilen katil zanlısının, olay sonrası son dönem ilişkilerinin üzerinde durup durmadıklarını soruyorum.
Nitekim Ömer Güney'in Kürdistan kod adlı Gülay Aydemir'le bir ilişkisi olduğu pek çok gazetede yer aldı.
'Hayır' diyor, Mehmet Ülker, 'Gülay böyle bir şey olmadığını söylüyor, böyle bir ilişki yoktu…'
Ülker'den sonra uzun uzun görüştüğüm, olayı başından itibaren hem gazeteci, hem Kürt aktivisti hem Fidan Doğan'ın yakın bir arkadaşı olarak takip eden Özgür Politika Gazetesi muhabiri Selma Akkaya, aynı konuda aynı netlikte konuşuyor:
'Gülay'ın bu adamla bir ilişkisi yok!..'
Şunları ekliyor Sema:
'Cinayetten sonra Ömer Güney'le iki kere muhatap oldum. 'Sakine'yi büroya bıraktım, oturdum çay içtik, çıktım' diyordu. Polisten randevu aldık gitti ifade verdi. O gün çok rahattı. Hiç bir tedirginliği yoktu. Polisten döndü. Bize verdiği ifadeyi, sokağı bir kağıda çizerek anlattı. 'İşte burada park ettim. Şurada Carrefour'un kemarası var, ama binaya bakmıyor, filan diyordu…'
Ayrıca garip işler oluyor. Avukatlar söyledi, bina mühürlendikten sonra, bir giriş olmuş, kimi eşyaların yeri değişmiş. Sakine Cansız'ın abisinin Almanya'da evi soyuldu 11'i gecesi, cinayetlerden iki gün sonra, ajandasını almışlar…'
Selma da bir sızmadan söz ediyordu şu ifadeyle:
'Kürtlerin Ogün Samast'ı bu…'
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025