Ali BAYRAMOĞLU
Önce ayırmak gerek, başbakanın ayırması gerek, ona fikir veren, ses veren çevrelerin ayırması gerek:
'Gezi eylemleri' ile 'devreye sokulmak istenen darbe girişimleri' farklıdır diyebilmesi gerek.
İkinci tür eylemlerin birincisinin arkasına saklandığını görebilmesi gerek.
'Gezi eylem ve eylemcileri'nin AK Parti'nin reform ve politikalarıyla doğan 'açık toplum'un bir unsuru, kendi çocuğu (farklı ve isyankar çocuğu) olduğunu bilmesi gerek.
De Gaulle yapmıştı yıllar önce, Fransa Cezayir meselesiyle ilgili karıştığı zaman, balkona çıkıp kalabalığa 'sizi anladım, sizi gördüm' demişti.
Bu iki sözcüğe, tehlikeye atbaşı koşan Türkiye'nin hiç olmadığı kadar ihtiyacı var.
'Sizi gördüm ve Gezi Parkı projesini askıya aldım, konuşacağız' sözleri başbakanın grupların üzerine çıkarak onları kuşatması, gerilimi söndürmesi demektir.
Gezide gerilimin bu şekilde sönmesi ülkenin yeni bir sayfa açması demektir.
Dahası, diğer ateşin, kötücül ateşin, darbe ateşinin oksijensiz kalması, 28 Şubat, 27 Mayıs heveslerinin buharlaşması demektir.
Böyle bir kursakta bırakma politikası 27 Mayısçı hevesleri demokratik yollarla açığa düşürmek, yanlız bırakmak demektir.
Bu en etkili yoldur, bunu en iyi bilmesi gereken yine AK Parti'dir.
Aksi her durum ürtükücüdür…
Aksi her durum ülkeyi her tür gelişime açık, denetimi zor, yarını kestirilemez kaosa götürür. Siyaseti sokak çatışmalarına kurban eder. Bunu AK Parti bile kontrol edemez hale gelir, etse de kontrolun maliyeti ağır bir otoriterlik olur.
Başbakanın hafta sonu yaptığı konuşmalar özellikle bu açılardan sorunludur.
- 'Sabrın sonu var, dağılın yoksa anladığınız dilden konuşurum' vurgusu, bırakın içerdiği ürkütücü anlam ve zihniyeti, muhtemelen en çok Ergenekoncuları, ayaklanma hevesi taşıyanları mutlu etmiştir. Bu vurgular değil midir, haklıyı ve paraziti aynılaştıran? Ve paraziti güçlendiren, asli unsur olmaya iten?
- Öte yandan aynı konuşmalarda yüzde 70'lik, yüzde 30'luk Türkiye tokuşturması hem yanlış, hem tehlikeli değil midir? İktidara çoğunlukculuk eleştirisi bu yüzden yapılmıyor mu? Ayrıca unutmamak gerek, 'kuvveti' sayılar kadar 'siyasi özgül ağırlıklar' oluşturur. Nitekim 1968'de de itirazcı gençler tüm ülke gençlerini temsil etmiyorlardı, ama ana dalgayı taşıyorlardı. Ana dalgayı görmek, dil ve tutumu bu dalgaya adapte etmek ülkeyi demokrasi ve uyum içinde yönetmekle eş anlamlıdır.
- En nihayet başbakandan gelen çoğunlukçu meydan vurguları hem - Türkiye'nin eski kutuplaşmalarının alev almaya başladığını göstermektedir hem o aleve körükle yaklaşıldığına işaret etmektedir.
Siyasi iktidar için zaman dilde, üslupda da revizyon zamanıdır.
AK Parti'nin kutuplaşma üzerinden meşru ve kalıcı zafer kazanması zordur. Bu iki üç yıl önce, 2007, 2010 seçimlerinde, asker-sivil, demokrat-otokrat, değişimci-endişeli kavgasında bir ölçüde mümkündü.
Ancak bugün katmanlar çok ve farklı.
Muhtemelen başbakan da biliyordur, Taksim'de toplanan gençlerin yüzde 50'ye yakınının AK Parti'nin reformlarından yana olduğu ve yüzde 74'nün askeri darbe kelimesini duymak bile istemeyip, bu konuda aktif tavır içinde olduklarını…
O zaman bu iki Türkiye tokuşmaz, birbirine ancak uyum sağlar ve sağlamalıdır.
Ama bunu önce siyasi iktidar yapabilmelidir. Muhafazakar kesim kötü deneyimleri ve hafızasının kendisini kuşatmasına müsaade etmemelidir.
Türkiye çoğunlukcu bir dilden çoğulcu bir dile geçişi arıyor, bunun krizini ve sıkıntılarını yaşıyor.
Esas budur…
Mesele artık ahlaklı çocuklar üretmek değil, çocukları olduğu gibi kabul etmektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025