Ali BAYRAMOĞLU
Önceki gün Dolmabahçe'de Akil İnsan Heyetleri Başbakan'la ikinci toplantılarını yaptı ve çalışmalarının sonuçlarını sundu. Bu toplantıda Başbakan Kürt meselesiyle ilgili kimi soruları yanıtladı, kimi konulara açıklık getirdi. Niyetimiz bugün doğal olarak bu konuları ele almaktı.
Ancak önemli bir gelişme araya girdi.
Hükümet dün TBMM'ye Askeri İç Hizmet Kanunu'nun 2., 35. ve 43. maddeleriyle ilgili bir yasa değişikliği taslağı gönderdi.
Bu taslak ve işaret ettiği durum hem sembolik hem fiili açıdan tarihi bir önemdedir.
Not düşmeden olmaz…
Malum İç Hizmetler Kanunu'nun 35. Maddesi hem ordunun askeri darbeleri gerekçelendirme ve doğrulama referansı olmuş, hem devlet işleyişinde askeri vesayet sisteminin özünü tanımlamıştır.
Son kez hatırlatalım, hali hazırda bu madde şöyle:
'Silahlı Kuvvetler'in vazifesi, Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamaktır…'
Bu madde üzerinden, askerin siyasi iktidarlar, seçilmiş organlar üzerinde kendisine güç, denetim, ideolojik bekçilik atfettiği günler sanırız önemli ölçüde geride kaldı.
Türkiye yeni bir düzene geçti.
Buna rağmen 35.Madde'nin yasa metninde varlığını sürdürmesi 'olumsuz siyasi bir ağırlık', demokratikleşme ve sivilleşme süreci açısından ise 'önemli bir eksiklik' oluşturuyordu.
Kaldırılması hem bir devre, geçmişe yönelik bir defterin simgesel açıdan kapatılmasını, hem askeri vesayetten uzak yeni Türkiye tescilini iade etmektedir.
35. Madde'nin yeni hali, yasa onaylanınca şöyle olacak:
'Silahlı Kuvvetler'in vazifesi; yurtdışından gelecek tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak, caydırıcılık sağlayacak şekilde askeri gücün muhafazasını ve güçlendirilmesini sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla yurtdışında verilen görevleri yapmak ve uluslararası barışın sağlanmasına yardımcı olmaktır…'
Olması gerektiği gibi…
İç Hizmetler Kanunu vesayetçi bir dönemin metni olarak pek çok sorunla doludur.
Yeni taslak 35. Madde'yle yetinmeyip bunların önemli kısmına el atmış bulunuyor.
Örneğin askerlik tanımını 'istiklal ve cumhuriyeti korumak' olarak yapan 2. Madde de, 35. Madde istikametinde değiştirilerek, sadece harp sanatı öğrenmekle bağlantılandırıyor.
Yeni taslakta en az 35. Madde kadar önemli bir değişilik de 43. Madde'ye ilişkin…
Önemli zira İç Hizmetler Kanunu'nun 43. Maddesi, 'asker-siyaset-sivil hiyerarşisini askeri tepeye koyarak tanımlayan' vahim bir maddeydi ve yıllardır askerin siyaset mekanizması karşısındaki konumunu tanımlamak için orduda öğretiliyor ve kullanılıyordu.
Asker kişilerin siyaset yapamayacağını belirten bu maddenin yazımındaki gerekçe ve mantık, askerin siyaseti denetleme işleviyle donatıldığını ima ediyordu.
Şöyle:
'Türk Silahlı Kuvvetleri her türlü siyasi tesir ve düşüncelerin dışında ve üstündedir. Bundan ötürü Silahlı Kuvvetler mensuplarının siyasi parti veya derneklere girmeleri bunların siyasi faaliyetleri ile münasebette bulunmaları (…)yasaktır…'
43. Madde'nin yeni hali, yasa onaylanınca şu şekilde olacak:
'TSK mensubu siyasi faaliyette bulunamaz'
Olması gerektiği gibi…
Ayrıca yeni taslakla askeri gücün iç güvenlikte kullanımıyla ilgili de önemli düzenleme bulunuyor. İller İdaresi Kanunu'nun eski EMASYA Protokolü'ne gönderme yapan 11. Maddesinde birden çok ilde iç güvenlikte asker kullanımıyla ilgili karar yetki bakan ve genelkurmay seviyesinden bir yukarıya taşınıyor ve tam siyasi iradeye, bakanlar kuruluna veriliyor.
Yine olması gerektiği gibi…
Eski Türkiye'ye yeni bir çizik daha atıldı…
Umarız diğer konularda, örneğin askeri harcamaların denetlenmesi gediklerinde, özellikle katılımcı demokrasi meselesinde, Kürt sorununda, anayasa hazırlığında da aynı istikamet izlenir.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.12.2025
20.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
6.12.2025
4.12.2025
30.11.2025
27.11.2025
22.11.2025