Ali BAYRAMOĞLU
Kutuplaşma ve akıl yitimi ileri safhada…
CHP'ye, örneğin Pavey'in tepeden konuşmasına, örneğin Sarıgül'ün adaylığının vahametine dair eleştiriler bile 'özerk' olarak ele alınamaz halde.
İsteniyor ki, CHP'nin yenileştiği ve değiştiği kabul edilsin. Aksi halde her söz kendi içinde bir CHP eleştirisi olarak değil, AK Parti savunusu olarak algılanıyor.
Acıklı, her aşırı siyallaşmanın, her 'tabula rasa' (sil baştan) halinin ürettiği gibi…
Tabula rasa sözünü boşuna kullanmıyoruz…
Kemal Karpat Cumhuriyet'in 90. yılıyla ilgili verdiği bir röportajda şunları söylüyordu:
'İki yüz seneden beri Türkiye, bugünkü refah ve gelişme seviyesine, hatta dünya gözünde hürmete hiç bu kadar nail olmamıştı. Ekonomi ile demokrasi arasında bağ kurmayı başaran Türkiye, daha büyük bir zenginliğe doğru yürüyor. Eğer bu trend sürerse demokrasi kültürü oluşur. Güçlü toplumu, sivilleşme yaratır. Bu da anlaşılmaya başlandı. Toplumun ihtiyaçlarını karşılamak esastır.
Türkiye bu noktaya ulaştı…'
Aksaklık ve sorun elbet pek çok, acil ve vahim. Kim ne dersin iktidarın şahsileşmesi, kimlik siyasetinin geri dönüşü, hukuk ihlalleri Türkiye'nin birinci sınıf demokrasi olmasının önündeki ciddi engeller.
Hedef gelecekse, demokrasi erdemler üzerine oturuyorsa bunlara yönelik eleştiri ve bunlarla mücadele esas.
Ama tüm bunlar Kaprat'ın resmettiği tabloyu da ortadan kaldırmıyor.
'Tabula rasa' bir akıl yürütme aracı olamaz.
'Söylenmek' kolay ama esas soru şu: Bu sorunlarla kim, nasıl mücadele edecek?
Adres 'etik virüs taşıyıcısı' Sarıgül'müdür? Lideri 'Dağbaşını Duman Almış' ve 'Onuncu Yıl Marşı'nı' dilinden düşürmeyen, kendisi Silivri'yle özdeşleşen CHP midir?
Hiç olabilir mi?
Aktüel Dergisi'nin bu sayısına yazdım, iki farklı Cumhuriyet Bayramı kutlamasını (unutmayın Başbakan'ın 10 Kasım'ın anılmasını kabartan özel evler çıkışından önceydi):
'Ülkenin bir bölümü Boğaz'ı deniz altından birleştiren Marmaray'ı kutluyordu. Öte yanda ise Onuncu Yıl ve Dağ Başını Duman Almış marşlarıyla 'reaksiyon ve memnuniyetsizlik' kutlamaları yapıyordu.' Cumhuriyetin kuruluş değerlerinin elden gittiğini varsayan bu kitleler taşıdıkları ve işaret ettikleri sembollerle 'militer-otoriter' bir görüntü sunuyorlardı.
Acıklı olan ülkenin ana muhalefet partisinin ve liderinin bu 'zafiyet ve geçmişe dua' kutlamalarında başrol oynamasıydı.
Geleceğe yönelik güven karşısında geleceğe yönelik umutsuzluğu temsil ediyordu bu CHP.
Türk siyasi hayatında etkin rol oynayamayacağını, değişime kapalı olduğunu bir kez daha gösteriyordu…
'Yukarıda saydıklarımızın yanında, memleketin hala esas sorunlarından birisi böyle bir CHP'nin Türkiye'yi hakim tek parti düzenine hapsetmesi, demokrasinin gereği olan çoğulculuğu bu tavrıyla bizzat devre dışı bırakmasıdır.'
Şaşırtıcı değil…
CHP'nin tarihsel tabiatı kuruculuktur. Resmi ideolojinin kuruculuğu, koruyuculuğu, beyaz Türk hakimiyetinin temsilciliğidir. Elitist ve toplumsal değerlerle kavgalı bir duruşun timsali olmaktır.
Her ülkede solun kendine has bir özelliği varsa, İtalya'da, Fransa'da, Latin Amerika'da bu gelenek farklı tarihsel deneyimlerden besleniyorsa, bizde de 'resmi ya da ana sol' gerçek toplumla kavgalı muhayyel toplum peşinde koşan ve bunu tepeden denetimle sağlamaya çalışan, bu işe asker-sivil bürokrasiyle birlikte kalkışan, elist hükümranlığa işaret eden bir geleneğe sahiptir.
Böyle bir CHP nasıl değişir dersiniz?
Belki özgül ağırlığı yüksek bir liderle…
Ama bu yapı her koşulda oy getireceği varsayılan Sarıgül gibiler dışında böyle bir lidere müsaade eder mi dersiniz?
Pek zor…
O zaman serseri kurşun gibi dolaşan, başı boş ve kafası karışık muhalefete bir çift söz söylemeli:
Demokrasiyi, çoğulculuğu geniş alana yaymak gerek…
Ucuz siyasallaşmadan uzak durmak, vurmak kadar kurmak gerek…
Aksi takdirde kavga bir kez daha siyasi iktidar ile devlet iktidarı arasında olur…
Bu ülkede felaket hiç bir zaman çok uzak değildir…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.11.2025
8.11.2025
6.11.2025
1.11.2025
30.10.2025
25.10.2025
23.10.2025
28.09.2025
20.09.2025
18.09.2025