Ali BAYRAMOĞLU
Nesil ve okul meselesi ulus devletlerin en sert konularından birisi olmuştur. Nasıl bir nesil yetişecek, nasıl bir eğitim verilecek, nasıl bir değerler sistemi olacak, nasıl bir sosyalizasyon verilecek gibi sorular, Avrupa'da dindarlar ve laikleri, sağ ve solu birbirinden keskin çizgilerle ayıran, kavgası yıllarca süren bir sorun oluşturmuştur.
Türkiye bu sorunu son döneme kadar farklı bir çerçevede yaşadı.
Agresif laiklik anlayışı, dini ve yorumunu kendi tekeline alarak, dini farklı bir açıdan kullandı, din eğitimi üzerinden toplumsal ve siyasal denetim peşinde koşarak yol aldı. Dini alana soluma imkanı vermezken, gerçek anlamdaki laik okul taleplerini de teğet geçti ve din eğitimini, Sünni anlayışı otoriter sosyalleşmeye araç kıldı. Bunun dışına çıkma eğilimlerine sert tepkiler verdi. 28 Şubat'taki 8 yıllık eğitim arayışına verilen reaksiyon bunun açık bir örneğiydi.
Türkiye bir süredir din-devlet-toplum ilişkilerinde eski döneme oranla görece de olsa bir açık düzene geçti.
Ve 2000'li yılların ortalarından itibaren toplumsal ahlak, değer sistemi tartışmaları daha açık bir şekilde siyaset üzerinden yapılmaya başlandı. Ve siyasi iktidar kendi siyasi bakışını hayata geçirecek adımlar atmaya yöneldi. Zorunlu din dersleri bu açıdan en önemli meseleydi ve her zaman ciddi itirazlara ve tartışmalara yol açtı. Bunun yanında İmam Hatip Okulları'nın liseleri ikame eden bir hatta ilerlemesi, bu okullara talep olmadan yerleştirilen öğrenciler, laik duyarlılığı yüksek gruplar, Alevi kesimler, gayrimüslimler tarafından tepkiyle, en azından tedirginlikle karşılandı.
Bunun yanında dünün tortularını da varlıklarını da sürdürdüler. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın tek mezhep merkezli hizmetleri, devletin dini eğitim konusunda ağırlık koyması, din eğitimi ve laik eğitim gibi ilkelerin tanımlanmaması, kamu ve özel ayrıma gidilememesi bunların arasındadır.
Türk toplumu değişiyor ve bu düzenin de değişmesini talep eden sesler veriyor.
Alevi kesimlerin Sünni merkezli din eğitim konusundaki hassasiyeti başta olmak üzere farklı kesimler ve farklı kimliklerin kamuda eğitiminin tek bir din, tek bir mezhep tekelinde zorunluluk ilkesi içinde verilmesine itirazları, demokratik laiklik ilkesine uygun haklı bir itirazdır.
Nitekim, 15 Türk vatandaşı 2005'te dönemin Milli Eğitim Bakanı'ndan, 'Alevi kültür ve filozofisini dikkate alarak, zorunlu din ve ahlak ders programnı gözden geçirmesini ve Alevi kültürünü de derslere ilave etmesini' talep ettiler. Milli Eğitim Bakanlığı taleplerini dikkate almadı. İtirazlarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdılar. Bu talep dün karara bağlandı. Mahkeme Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre ve Türkiye'deki müfredatı inceledikten sonra oy birliğiyle verdiği kararında, 'Türk eğitim sisteminin değişik din ve görüşleri hala eğitim sisteminde hayata geçirmediğini vurgulayarak', Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi'nin 2'nci maddesi 'eğitim hakkı'nı ihlal ettiğine hükmetti.
Kararda şu cümleler dikkat çekiciydi:
'Türkiye durumu düzeltmek için hiç gecikmeden harekete geçmelidir. Özellikle öğrencilerin, anne ve babalarının dini ya da felsefi görüşlerini açıklamadan din ve ahlak derslerinden muaf olabilecekleri bir sistem sunmalıdır.'
AİHM, Türkiye'nin 'zorunlu din dersleri sistemini reforme etmesi' gereğine işaret ediyor.
Türkiye bu işareti bir müdahale olarak değil, demokratik bir uygulamaya davet olarak görmelidir.
Önce müfredat hızla elden geçirilmeli, ancak nihai olarak din dersi zorunluluğu kaldırılmalı, seçmeli hale getirilmelidir.
Açıktır ki, zorunlu olan ders, bir genel kültür dersi, din kültürü ve ahlak bilgisi dersi de olsa, yapılan başvurunun gösterdiği gibi bunu dersi veren öğretmenlerin donanımı itibariyle, 'eğitimde objektivitenin sağlanması', 'bir dinin şemsiyesi altında kalınmaması', 'hedeflenen sonucun elde edilmesi' mümkün değildir.
Bu tür bir zorlama ülkede bütünlüğü sağlamaz tersine bozar.
Demokrasi önce farklılıklara saygıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025