Ali BAYRAMOĞLU
Düşünsel ve siyasi fetret dönemleri bizim aşina olduğumuz hallerdendir.
Türkiye'de, toplumun referans olmaktan çıktığı, siyasetin öfkeyle özdeş hale geldiği, hatta duygunun siyasileştiği, toplumun siyaset içine hapsolduğu dönemler sık yaşanır.
Bu topraklara bunu kolaylaştıran faydacı, ataerkil, değişmez bir toplum algısına sahip bir siyasi kültür hakimdir.
Bunun sonuçları da bildiktir.
Eksik demokrasi ve eksik modernleşme uygulamaları, bu topraklarda doğal hal buymuşçasına bu nedenle kronikleşir. Dış ve iç değişim dalgaları, hemen her defasında donuk siyasi, ekonomik, toplumsal yapılar üzerinde ağır 'travmatik etki'ler yaratır.
Özelliklerimizden birisidir: Bu travmalar çerçevesinde Türk toplumsal yapısı kendisini bütünleşerek değil, yırtılarak üretmiştir.
Her travma, her yırtılma, devlete endeksli, onun kontroluna yönelik çatışmacı siyaset algısını biraz daha beslemiş, toplumu biraz daha geri itmiştir.
Kemalist gözlükle bakıldığında, örneğin, son 10 yılın öyküsü, AK Parti'nin dindarı, değişimi, çevreyi temsil eden kimliğiyle iktidar olmasından ve bunun yarattığı bozulmadan ve travmadan ibarettir.
Ve bugün biliyoruz ki, bu travma, özellikle kentli, seküler, üst kesimleri etkilemiştir, zihni çatışmaları ve çelişkileri azdırmış ve onlar nezdinde 'içi boş ve aktörsüz değişim söylemi'ni putlaştırmıştır. Sonuçta, değişim ruhuna aykırı bir ortak payda üremiştir.
'İçi boş ve aktörsüz değişim söylemi'nin altını çizmek gerek..
Dün belli bir kesimi tanımlayan bu ifade bugün bir başkasını, yarın bir diğerini tanımlayabilir.
Tanımlıyor da.
Dün hakim güçler tarafından muhatap alınmayanlar ve bunun siyasi mücadelesini geliştirenler, bugün başkalarını muhatap almıyor ve bunun siyasi savunusunu geliştiriyorlar.
Nitekim muhafazakar zihniyet, bugün başka bir değişim öyküsü karşısında, direnci ve siyasetsizliği sık dillendirir hale geldi. Aktörsüz, insansız, talepsiz değişimi savunma noktası bu.
Altını çizdiğimiz değişim, Kürt sorununa ilişkin olan değişimdir...
Mesele, Kürt sorununda muhatapsız, aktörsüz, talepsiz bir değişim sürecini savunan anlayışın yaygınlığı ve işlevidir.
Endişe ve ataerkil kültürün birlikte beslediği, bu 'toplumsuz ve siyasetsiz yenilenme, değişme, sorun çözme mitosu', ne yazık ki, ülkeye egemen zihniyetin hâlâ özünü oluşturuyor.
Ve bu öz her geçen gün pekişiyor.
Bu zihniyet yırtılarak kendisini biteviye yeniden üretmektedir.
Bu yırtılma iki yönlü oluyor.
Bir yandan her bir aktörün zihniyetine ilişkin yaşanıyor, öte yandan toplumsal kesimlerin iç ortak algısına ilişkin olarak karşımıza çıkıyor.
İlk yırtılma, kişinin kendisini, 'olan'ın dışına itip 'bir bilinmeyen'in itici güç olduğu komplo teorilerine yaslanmasıyla, bunu toplumsal, kültürel, insani duyarlılıkları, talepleri, bunların belirleyiciliğini yok saymasından ileri gelir.
Nitekim ikinci yırtılma, 'çoğulcu bir yerelleşme ya da siyaset' yerine 'çoğunlukçu bir yerel fikir ya da siyaset'in yeniden doğmasıyla, çok parçalı toplum yerine tek parçalı millet kavramının sağda ve solda ideolojik bohçalardan tekrar çıkarılmasıyla ilgilidir.
Bu ikinci yırtılma 'komplo teorilerine dayanan sembolik bir milliyetçilik üretiyor.
Ve tüm bunlar, bu savunan kişi, kesim ve dinamikler tersini söylese de, siyasetten yola çıksa da, siyasetin değişme adına sterilleştirilmesine ve devletleştirilmesine destek sağlıyor…
Kürt'süz Kürt sorunu algısının kökeninde de bu zihniyet yatmaktadır.
Umarız bu zihniyetin değişmesinin de sırası gelir..
Yoksa zor yol alacağız..
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
2.08.2025
6.07.2025
4.07.2025
28.06.2025
26.06.2025
21.06.2025
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025