Ali BAYRAMOĞLU
"Müzakere noktalanmadı ki... Başbakan, onaylamayınca, bütün müzakereler sonuçsuz kaldı. Gene de kanaatime göre beklenebilirdi ama buna karar verecek olan savaşan güçlerdir. Onların kendisini güvencede hissetmesi lazım... Eğer kendilerini yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya görürlerse, artık ne imkânları varsa kullanırlar... 'Bunların amacı, bizi müzakereler yoluyla oyalamak ve imha etmek' diye düşündüler..."
Bu sözler Şerafettin Elçi'nin (Neşe Düzel'e verdiği röportajdan) ...
"PKK'nın umutsuzluğa kapılmasında ve çatışma kararının yeniden alınmasında en önemli etken, Başbakan'ın bizim siyasi girişimlerimize kapıyı kapaması ve PKK çevresinin bu sorunun siyasetin çözülemeyeceği kanaatine varması oldu..."
Bu sözler de ona ait.
Elçi'nin söyledikleri elbet yukarıdakilerden ibaret değil...
Bu cümleleri özellikle seçtim...
Zira bu cümleler Türkiye'deki şiddetin yeniden yükselmesinin ana nedenine lafı sakınmadan doğrudan doğruya işaret ediyor ve iki yönlü vurgu taşıyor:
Hem müzakereleri tıkadığı, seçim sonrası havayı yumuşatmadığı için hükümeti eleştiriyor, hem silah sıkılmasının ardındaki asıl unsurun PKK'nın kendi varoluşuyla ilgili verdiği karar olduğunu belirtiyor.
Şerafettin Elçi önemli ve deneyimli siyasetçidir.
1970'li yıllardan beri siyasi hayatın içindedir. Milletvekilliği, bakanlık, parti genel başkanlığı yapmıştır. Kürt siyaseti içinde önemli bir damarı, muhafazakâr damarı temsil eder. PKK'dan farklı düşünür. Şiddete ve şiddet fikrine her zaman uzak durmuştur. Siyasi yolları önemser ve öne çıkarır. Bu yolla, partisinin kapatılmasına yol açsa da "federasyon tezi"ni ilk dile getiren o olmuştur. Son seçimlerde BDP listelerinden seçime girmesi sanırız, çözümün Kütlerin kendilerini yönetmesinden geçtiğine olan inancı ve bu noktaya ancak siyaset yoluyla ulaşılabileceğini bilmesidir...
Elçi'nin söylediklerinden pek çok sonuç çıkarabilirsiniz, ama bu sonuçlardan bir tanesi sanırım şudur:
Kürt meselesinde, "gücü, şiddeti ve iktidarı temsil eden iki kanat, iki devlet, iki merkez" bulunuyor. Doğru bakış bu iki tutumun, bu iki siyasi varlığın iktidar ve şiddet ilişkisini görmekten, özellikle bu konuda onlara, aynı zamanda, eşit oranda mesafe alabilmekten geçiyor.
Bu sadece ilkesel değil siyasi bir duruşa işaret ediyor...
Bu açıdan öz, yine Elçi'nin imalarında gizli...
İma şu: "Çözümde tayin edici olan esas ve hedef değildir, usuldür. Yöntem esası sadece belirlemez, aynı zamanda mümkün kılar...
Nitekim şiddetle, özellikle sivil hedeflerin vurulmasıyla ilgili olarak şunları söylüyor Elçi, Neşe Düzel'e:
"Bu eylemlerle Türkler kışkırtılacak. Türkler, PKK tarafı olmayan masum Kürtlere yönelecek. Bu durum Kürtlerin galeyanına neden olur. Bu olaylar birbirini tetikler, iş tırmanır ve bunun sonucunda 'biz beraber yaşayamayız' anlayışına gelinir. İş ayrılmaya gider... Bu ayrılan parçayı da nasıl Türkiye'yi 80 yıldan beri silahlı güç yönettiyse, orayı da silahlı güç kimse o yönetir..."
"Başbakan'a çağrı yapıyorum... Bu mağrur havayı bir kenara bıraksın... Bu işler önlenmezse, bunun sonu kâbus senaryosudur..."
Kabul etmek gerekir ki, Elçi, aynı çağrıyı PKK'ya, Kandil'e, milletvekili olduğu BDP'ye de yapmalı, biraz daha kuvvetle yapmalı...
"Meclis'e dönmemiz gerekli..." demenin daha ötesine geçmeli, Elçi ve benzeri siyasetçiler...
Toleransına sığınarak sözleriyle takla attırdık Şerafettin Elçi'ye...
Ama derdimiz ortak: Silaha dün boyun eğdirmedi, yarın da eğdirmeyecektir. Silahın riski siyasi cehennemdir. Tek yol siyasettir, siyasete dönüştür, siyaseti silahın önüne çekmektir. Silahın en azından susmasıdır.
Aksi tutumların siyasi, ahlaki ve entelektüel vebali yüksektir...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- CHP nasıl iktidar olur?
19.06.2025 - Toplumda esen rüzgarlar
8.06.2025 - Bir korkudan diğerine Türkiye…
5.06.2025 - Çözüm toplumda neden kabul görüyor?
2.06.2025 - Siyasi denge nereye doğru?
29.05.2025 - Lozan meselesi, siyaset ve gelecek…
18.05.2025 - Barış ve yerleşik korkular…
15.05.2025 - Barış süreci şimdi başlıyor…
10.05.2025 - Dünyanın hali
8.05.2025 - Barış sürecine en çok kimler karşı?
4.05.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Hrac Madooglu
Savciyi polisin oldurdugunu biliyoruz hanimefendi, bosuna cabalamayin. Savcinin otopsi raporunu gizlidir, devlet sirridir diye saklamak istediniz ama ortaya cikti. Paldir kuldur odaya saldirip teroristlerin de savcinin da ustune kusun yagdirdilar.
Ad Soyad Giriniz...
Kelle kesen, seriatci islam teroristleri besleyip buyuttunuz. Hala da yardim ediyorsunuz bunlara. Sonra da kalkip DHKPyi o kelle kesen, insanlarin ustune benzin dokup yakan, hristiyan ve Ezidi kadinlari cariye olarak kullanan, 8-10 yasindaki cocuklari pedofillere satan ISiDle bir tutuyorsunuz. Hic mi vicdan yok sizde? Mahir Cayanin adini da agziniza almayin. O kahramanca oldugunde siz daha dogmamistiniz. Rehin aldigi 3 kisinin de Amerikan askeri personeli oldugunu yazmamaya ozen gostermissiniz. O rehinelerin ABDli oldugunu yazmamanizin sebebi nedir? O rehineleri Mahir Cayan ve arkadaslari oldurmemistir. Kizilderede kaldiklari yeri basan askerler oldurmustur onlari.