Ali BAYRAMOĞLU
Hükümetin meclise gönderdiği Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kimi yetki ve korumalar sağlayan yasa tasarısının kritik noktalarından birisi, askerlerin terörle mücadele esnasında işlediği iddia edilecek suçların “askeri suç” sayılacak olmasıdır. Yasa, bu iddialarla ilgili suçların, askeri suç olmaları itibariyle, soruşturma ve kovuşturulmasının da askeri yargı makamlarınca yapılacağını hükme bağlamaktadır.
Askeri ve sivillerin işlediği benzer suçları farklı tasnif eden, askeri ve sivil yargı yerlerini birbirinden hassasiyetle ayıran düzenlemeler, özellikle Türkiye'nin öyküsü açısından, pek çok soru işaretleri kaçınılmaz kılar.
Nitekim, Yüksek Askeri İdare Mahkemesi'yle iki başlı yargı düzeni, dolayısıyla iki ayrı devlet düzeni görüntülü gelenek bizde varlığını hala korumaktadır.
Askere ilişkin yargı dahil devlet fonksiyonlarının tümünü ayrı bir askeri saha içinde düzenleyen ve bunları o alanın asli sicil amiri ve komuta merkezi Genelkurmay'a bağlayan bu gelenek, askeri sahayı denetime kapama işlevini görür. O oranda da askeri, siyasi güç ve özerk bir mekanizmayla donatır.
Türkiye bu dokunun türlü sorunlarını yaşamıştır.
Örneğin muhtıra verme, bildiri açıklama, andıç hazırlama
gibi faaliyetler askeri alanda yapılan görevle ilgili faaliyet sayılmış, yıllar yılı yaptırım dışı kalarak, hem sıradanlaşmış hem siyasi bir müdahale silahı haline dönmüştür.
2009 yılında yapılan bir yasal değişiklik bu tür suçları askeri suç olmaktan çıkarmış ve sivil yargıya havale etmişti.
Nitekim pek çok dava, örneğin Balyoz davası, muvazzaf, emekli pek çok generalin soruşturması ve yargılanması bu çerçevede mümkün oldu. JİTEM iddiası da bu çerçevede soruşturabildi ve yargı konusu yapıldı.
Gülen cemaatinin türlü kumpaslarla bu düzenlemeyi kirletmesine, kendi çıkarına kullanmasına rağmen, yasal düzenleme esas ve ilke olarak doğruydu.
Bugün askeri siyasi alana müdahale etmekten uzak tutan en önemli araç bu düzenlemenin varlığı, darbeci ve benzeri girişimlere yönelik yargı tehdididir.
Ayrıca (bugün yargının perişan durumuna rağmen) ilke olarak liyakat ve doğal hakim esasına göre çalışan kuvvetli bir sivil yargı, insan hakları ihlalleri karşısında ve devlet şiddetin tekelinin yasal sınırlarını aşması önünde asli güvencedir.
Peki, bugün terörle mücadele çerçevesindeki suçların, tekrar askeri suç sayılmak istenmesinin mantığı nedir? Neden böyle ihtiyaç duyulmaktadır?
İhtiyacı yasanın genel gerekçesinden okuyalım:
“Bilindiği üzere, terörle mücadelede görev alanlar, büyük cesaret ve fedakarlık göstererek görevlerini yerine getirmekte, ayrıca vatanın bütünlüğü ve milletin güvenliğini sağlamak amacıyla çekinmeden hayatlarını ortaya koymaktadırlar. Üstün bir anlayışla terörle mücadele görevini yürüten tüm kamu görevlilerinin tereddüt içinde kalmaksızın etkin bir şekilde bu görevlerini yerine getirebilmeleri sağlanması gerekmektedir. Bu kapsamda terörle mücadele eden kamu görevlilerinin haksız iddialarla yıpranmasını önlemek maksadıyla...”
Buna göre, düz mantıkla bile, hükümetin kendi hazırladığı tasarıda, sivil yargıya güvenmediği, sivil savcıların yıpratılma iddialarının kaynağı olabileceği varsayılmaktadır. Ve sonuç, terörle mücadelede ortaya çıkabilecek hak ihlallerine dair suçların bile askeri suç sayılması, askeri mantığa uygun yasa ve ilkeleri de içeren askeri yargı alanına gönderilmesi, bunun asker tarafından bir güvence sayılmasıdır.
Bu durumun aslında Ergenekon, Balyoz gibi adli süreçlerin öyküsünden bağımsız olmadığını görmek, askeri otoritenin ısrarlı talepleri sonucu gündeme geldiğini bilmek gerekir. Bu tür düzenlemelerin askeri vesayet düzeni döneminin temel taşlarını oluşturduğu da özellikle hatırlanmalıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025