Ali BULAÇ
“Kavimlerin hakkı” başlığı altında belirlediğim umdeler sorunun çözümünde anahtar rol oynamaya adaydır. Çözüm arayışında ilk hareket noktasında farkına varmamız gereken hakikat, modern ulus devlet formu içinde akutlaşan sorunu bir süreliğine ertelemeye matuf sahte çözümlerin işe yarayamayacağının kabul edilmesini zorunlu kılar.
Neredeyse benzer her sorunda birinci derecede siyasetçiler baş rol oynamaktadırlar, bu avantaj gibi görünse bile –ki başka kimler başaktör olabilir ki- çözüm daima siyasilerin göstereceği çabayla ilgili olduğundan entelektüellerin, sivil toplum kuruluşları, medya, akademi dünyası, ulema, kanaat önderlerinin vd. sivil kesimlerin göstereceği performans, siyasilerin başarısını veya başarısızlığını belirleyebilir. Bu tamamıyla siyasiler dışında saydığım sivil aktörlerin ahlaki ve entelektüel sorumluluğa bağlıdır. Hata ve cürümlerin çoğu, son ve resmi sözü söyleme yetkisini ellerinde bulunduran siyasetçilerin kibirleri ve cehaletlerinin yasa ve teamülle örtbas edilmesinin sonucudur.
Profesyonel siyasetçi ile hükümet dışı sivil aktörler arasında beliren temel fark, birincilerin önceliklerinin reel politik, ikincilerinin ideal politik olmasıdır. Reel politik tabiatı gereği ideal politikten hazzetmez, çünkü reel politiği takip eden siyasetçi için fayda veya kazança ‘hemen ve şimdi” elde edilecek başarıyı hedefler. İdeal politiği esas alanlara göre, kendi başına reel politik siyaseti ahlaksızlaştırır. Oysa ki kadim Greklerden bu yana ameli hikmetin iki ana konusu ahlak ve siyasettir.
Şu halde beş yazı boyunca anlatmaya çalıştığım husus şu ki, bizim öncelikle bir ideal politiğimizin olması gerekir. İdeal politik ahlaki sonuçları hedeflediğinden, modern dünyada yürütülmekte olan siyaset anlayışının bir parça dışına çıkmayı icap ettirir. Ne geldiği noktada sosyalizm ne 90’lardan bu yana herkesin referans verdiği liberal demokrasinin siyasetteki temel kaygısı ahlak değildir ve esasında modern iktidarı mümkün kılan siyaset bilimi ahlak ile siyasetin, hatta ahlak ile hukukun arasını ayırmaktadır.
Herşeyin birbirine karıştığı “tuhaf zamanlar”dan geçiyoruz. Trump gibi bir siyaset bezirganını sahneye çıkaran “küreselleşmeye karşı” provakatif retorik ve söylemleriydi ama şimdi kendisi küresel bir aktör olarak bazı ulus devletlere göz dikmiş bulunuyor. Dikkatlice bakıldığında ulus devletleri ve küresel değerleri öne çıkaran batılı söylemin hazin bir çöküşünü seyrediyoruz. Bilmem kaç ton atom bombası ağırlığında bomba yağdırmalar yetmiyormuş gibi aç bırakarak çocukların öldürüldüğü Gazze’de sürüp giden soykırım, tehcir ve işgaller karşısında herkes suspus olmuş vaziyette. Batı’nın sattığı Aydınlanma’nın değerlerinden hiçbiri İsrail’e durdurmaya yetmiyor.
Eski kabile hayatında kendi putunu Mevlasına empoze eden kabileler olurdu, yeri gelince de kendine başka put seçerken, Mevlasına empoze ettiği puta sadakat göstermesini isterdi. Kürt meselesinde bölge halklarının sorunun çözümüyle ilgili maruz kaldığı durum böyle bir şeye benziyor.
Anlaşılan şu ki, bize ulus devlet modelini öncelikle dünün Düvel-i Muazzama’sı öneriyorlardı, bugünün küresel büyük güçleri de aynı modeli bize empoze ediyorlar. Çünkü bizim Türk, Kürt, Arap vd. kavimlerin milliyetçilerinin göz ardığı şey, bizim ulus yapımız onların küresel tahakküm ve hegemonyalırını sürdürmelerine sağlamaya yaramaktadır. İngilizlerin monarşileri, Fransızların cumhuriyeti, Amerikalıların federasyonları var, üçü de aynı kapıya çıkıyor.
ABD,AB, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) kendileri bölgesel entegrasyonlar içinde sorunlarını çözmeye çalışırlarken, bize polarizasyon önermektedirler Neden bunda ısrarcı olduklarını anlamak zor değil: Ulus temelinde çözüm, ulusun kurucu kimliği, zaman içinde diğer unsurları hegemonyası altına alır ve bu esasında mevcut adaletsiz, eşitsiz, tahakkümcü ve hegemonyacı küresel düzeni ruhunu teşkil eder. Büyük ekonomik eşitsizlik yoksa bile, bu formun diğerlerinde yarattığı tahribatı sosyal psikolojide arayabiliriz.
Neredeyse 30 senedir deneysel örneklerinde gözlediğimiz üzere ezilen milliyetçiliğin kurtulduktan sonra, ezen milliyetçilik olduğunu anlatmaya çalışıyorum, bu kaçınılmazdır, ezen veya ezilen milliyetçilerin iradi tercihi veya iyi niyetinden bağımsızdır: Sebebi vazıhtır ve basittir: Milliyetçilik tabiatında bir kavmi diğerlerinden farklı görmekle kalmaz, onu kendi seçtiği başat kimliğe tâbi kılar; bugüne kadar da bunun istisnası görülmemiştir. Bu açıdan “ezen milliyetçilik” ile “ezilen milliyetçilik”, milliyetçilik olmaları hasebiyle mahiyetçe aynıdırlar, biri ezilen iken, ezen oluveriyor
Tarihi tecrübemiz ve reel duruma gösteriyor ki, bölgemizde dün ve bugün farklı din, mezhep ve etnik gruplar içiçe veya omuz omuza yaşamaktadırlar, çağımızda bunları ayrıştırmak ancak tehcir ve etnik arındırma ile mümkün olabilir ancak.
Tarih boyunca bölgemiz büyük devletler ve imparatorluklar tarafından yönetilmiştir, bugün de bize gerekli olan bütün unsurları içine alacak bölgesel bir kubbenin ortaklaşa inşasıdır. Yegane ve fizibilitesi mümkün çözüm İttihad-ı Anasır-ı İslam’dır ki dini, mezhebi ve etnik her unsur bu kubbenin altında eşit hak ve özgürlüklere sahip olarak diğerleriyle bir arada yaşayabilir, siyasi iktidarın sığınmacısı değil, icab ve kabule dayalı bir toplumsal sözleşme ile siyasi iktidarın ortağı olur. Bu yeni örgütlenme modeline Ortadoğu Konfederasyonu, Müslüman Devletler Birliği veya Müslüman Emirlikler Birliği, Ortadoğu Bölgesel Entegrasyonu veya başka bir isim verilebilir, önemli olan bütün sosyolojileri altında toplayabilecek bir kubbedir.
Fırsatları bir bir heba ediyoruz; Abdulhamit, Mustafa Kemal, İran (1979), Afganistan’da Taliban, AK Parti ve en son Suriye eline geçen fırsatları değerlendirebilirdi. Hiç değilse ve örneklik teşkil etmesi bakımından söz konusu kubbeyi Suriye’nin yeni iktidar kadrosu gerçekleştirebilirdi fakat eski selefi söylemlerini, tezlerini ve iddialarını bir kenara bırakıp, diğer bölge ülkeleri gibi bir ulus devlet inşasına giriştiler. Verili duruma kendini raptetmiş bir İslamcı, neden? Diye sorduğumda bana şu cevabı verdi:
(Hazin bir haşiye: 1, -Muaviye’den beri bu böyle gelmiş böyle gidecek. Kim gücü eline geçiriyorsa, bir daha elinden çıkarmak istemez.
Fatih-Kıztaşı dört yola gelmiştik, arabayı durdurup indim ve kapıyı kapatmadan ona şunları söyledim:
Bu bir İslamcı’nın kuracağı cümle değil, ruhunu kaptırmış birinin iktidar sarhoşluğunu ifade eder. Küllü müskirun haram (Sarhoşluk veren herşey haramdır). En büyük haram iktidar sarhoşluğudur,)
Şimdilerde PKK’nın kendini feshetmesi söz konusu iken
1. “Türkler ve Kürtler bu devletin ve ülkenin gerçek sahipleri veya efendileridir” ya da “Türkler ve Kürtler ittifak ederlerse bölgenin hakim gücü olurlar” gibi fikir ve öneriler ya da
2.“Kürtler de önce ulus devlet kurmadıkça Türkler, Araplar ve Farslarla barışamazlar” demek 150 senedir sürmekte olan hatadan çok daha büyük bir hatayı ve çatışmayı icad etmek olacaktır. Bugüne kadar Türk milliyetçiliği Kürtleri ötekileştirirken, bundan sonra Türk-Kürt ittifakı Türk ve Kürt olmayanları ötekileştirecek; bölgenin iki emperyalist kavmi Türkler ve Kürtler olacak demektir. Böylelikle sosyo politik, askeri ve kültürel sulta bir el iken iki elli saytaraya dönecektir. Hakkaniyetli ve adil olanı şudur: Bölgenin bütün dini, mezhebi, etnik ve sınıfsal sosyolojileri bu bölgenin gerçek sahipleri ve efendileridir.
Müslüman dünyanın temel çelişkisi kendi arasında ve içinde değil, bugün başını ABD’nin ve AB’nin çektiği küresel güçlerin İslam dünyasını askeri ve politik tahakküm altında tutmaları; yeraltı ve yerüstü kaynaklarını yağmalamaları, İsrail’in soykırımına tam destek vermeleri gerçek çatışmanın kimler arasında cereyan ettiğini göstermeye yeter. Sünniler ve Şiiler, Türkler ve Kürtler, Araplar ve Farslar vd. kavimler birbirlerinin hakiki hasımları değildirler.
İçinden geçmekte olduğumuz sosyo politik, ahlaki ve felsefi/kelami krizi Aydınlanmanın temel varsayımlarına göre kurgulanmış bugünkü paradigma ile çözemeyiz; krizi alternatif bir paradigma inşa ederek aşabiliriz ancak. Yeniden kendi sahih kaynaklarımıza dönmekten başka da seçeneğimiz yoktur.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları





























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
23.10.2025
13.10.2025
4.10.2025
28.09.2025
22.08.2025
16.08.2025
7.08.2025
3.08.2025
25.07.2025