Ali BULAÇ
Belirtmek gerekir ki, din her zaman ve bugün de siyasette istismar edilmektedir. Dinin istismarı siyasi mücadelede, siyasetin başarı merdivenlerini tırmanmada işe yaramaktadır. Fakat bu din-siyaset ilişkisinin zatından değil, arızi ve çarpık ilişkisinden kaynaklanan bir durumdur.
Zihnimizde derin kök salmış da sınanmamış nice yargılar var, bunları şu veya bu etkiden kurtulmuş akılla kritik etmediğimiz müddetçe birer hakikatmiş gibi kabul eder, kabullerimizi birer ezber olarak hayatımızın sonuna kadar tekrar eder dururuz. Sınanmamış yargılardan biri de, son iki yüzyıldır modern insanın zihninde yer etmiş bulunan “din-siyaset” ilişkisidir.
Neyi kastettiğimizi şu soruyla anlatabiliriz: Siyaset mi din istismarına yol açar, yoksa din mi istismarı gerektirir? Siyasetle dinin arasını açma taraftarı olanlar bu sualin cevabını vermiş değiller. Belirtmek gerekir ki, din her zaman ve bugün de siyasette istismar edilmektedir.
Dinin istismarı siyasi mücadelede, siyasetin başarı merdivenlerini tırmanmada işe yaramaktadır. Fakat bu din-siyaset ilişkisinin zatından değil, arızi ve çarpık ilişkisinden kaynaklanan bir durumdur. İstismar, aldatma, yanıltma, kandırma, sömürü, hilekârlık, yalan vb. tutum ve davranışların tümü ilk elde ahlak konusuna girer. Buna göre eğer birileri dini siyasette istismar ediyorsa, ahlaksızca bir iş yapmış olur ve elbette her ahlaksızlığın birtakım zararlara yol açması dolayısıyla hukuki müeyyideleri de vardır. Mesela pirinç tartan bir bakkal eğer tartıda hile yapıp alıcıya 50 gram eksik veriyorsa yaptığı şey ahlaksızlıktır ama cezayı gerektiren bir suçtur da.
Ancak bizim üzerinde zihnimizi yoğunlaştırmamız gereken mesele bu değil. Daha temel ve bir bakıma beşeri tutum ve davranışların tabiatı, tabir caizse varlık yapılarıyla ilgili bir konudur. Yani din ile siyaset bir araya geldiğinde istismarın tevellüd etmesi zorunlu mu? İkisi arasında zorunlu bir reaksiyon mu söz konusu?
Eğer siyaset tabiatı gereği istismara sevk ediyorsa, özünde kötülük var demektir. Siyaset bilimci Mümtaz’er Türköne, böyle zorunlu bir ilişkinin olduğunu açıkça telaffuz etmiyor ama doğası gereği maslahatı gözetmesi dolayısıyla siyaseti gerçekçi kıldığını söyleyerek, bir bakıma sözü buna getiriyor. Eğer Muhammed Abduh ve Üstad Said Nursi’nin hangi bağlamda ve doğru olarak söyledikleri “Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım” sözünü de mutlak ele alırsak, siyasetin şeytanın ontolojisine iştirak manasına geldiğini, şeytan gibi mutlak kötülüğü intâc ettiğini söylemek durumunda kalacağız. Fakat biz Zerdüştlük’te olduğu gibi varlıkta iki mutlak cevher, iyilik ve kötülükte tecessüm eden iki tanrı fikrine sahip olmadığımıza göre, kötülüğün iyiliğin suistimali/yanlış kullanımı olduğunu söylüyoruz. Eğer siyaset kötülük intâc ediyorsa, bu siyasetin kendisinin kötü olduğu anlamına gelmez, aksine iyi siyasetin kötü kullanımı olduğu anlamına gelir. Bu durumda ister maslahat gözetilsin ister birtakım zorunluluklar dolayısıyla reel politik takip edilsin, iç ve dış siyasette atılacak her adım ideal politiğe uygun ve onu gözetir nitelikte atılabilir, bu mümkündür. Hz. Peygamber’in başarıyla takip ettiği siyasetinin esası budur.
İstismar kasıtlı suçtur, ahlaken de pragmatizmi aşan oportünizmdir. Dini istismar eden dinin yüce hedefi olan ahlakı çiğniyorsa, istismarcının, temiz hisleri ve beklentileri sömürenin neresi “Müslüman” kalır? Aksini iddia ettiğimizde özcülüğe kapı aralamış oluruz. Ama biliriz ki varlık âleminde özcülük Allah’tan bağımsız ebedi ve ezeli kudret ve haslet farz etmektir ki, bu fikir tevhid inancıyla çatışır. Eğer din istismara yol açıyorsa, bu durumda dinin emrettiği ahlak, dürüstlük, hukuk, adalet, erdem, samimiyet ve ihlas ancak bazı konularda ve alanlarda geçerlidir; yönetim ve siyasette dinin dönüştürücü, iyileştirici gücü yok demektir. Bu iddia es-Siyasetü’ş-Şer’iyye’nin maksadı olan hükümlerin tatbikini imkânsız kılar. Maalesef üzerinde pek de imal-i fikr etmeden din-siyaset arasındaki bu sakim bağlantıyı siyasetin sekülerleşmesini savunan pozitivistler ve laikler gibi bazı tarikat ve cemaat mensupları –özellikle bazı Nur grupları- da satın almaktadırlar.
Yazarlar
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.08.2025
16.08.2025
7.08.2025
3.08.2025
25.07.2025
19.07.2025
23.06.2025
11.05.2025
21.04.2025
15.03.2025