Ali Türer
Bir ülkede kişi hak ve özgürlükleri yasalarla, ilkelerle, teamüllerle güvence altına alınmışsa, fiiliyatta bu güvence işletiliyorsa o ülke demokrasi zemininde yürüyor, gelişiyor demektir.
Eğitim hakkı temel bir hak, kişi hakkıdır. Anayasamızda, 1973’de yürürlüğe giren Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer almıştır. Fakat yasalarda yer alan amir hükme uygun bir sürecin işlediği söylenebilir mi? Eğitim sistemi içinde bu hakkın kullanılabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmış mıdır? Bu hakkın kullanıldığına tanıklık ediyor muyuz?
Eğitim hakkıyla doğrudan bağlantılı temel ilke, fırsat eşitliği ilkesidir. Her öğrencinin belirli yeterliliklere sahip olması koşuluyla istediği eğitimi, programı alması bakımından akranları ile eşit olanaklara sahip olabilmesinde ifadesini bulur fırsat eşitliği ilkesi. Eğitim sistemi fırsat eşitliği ilkesine uygun işletilmeli ki o ülkede eğitim hakkının güvence altında olduğundan söz edilebilsin.
Peki, eğitim sistemini yönetenler anayasa ve yasalarda yer alan eğitim hakkı, fırsat eşitliği ile ilgili görevlerini, yükümlülüklerini yerine getiriyorlar mı?
Bu soruya “evet” yanıtını verebilmek için, eğitim sisteminin şu düzenlemeler zemininde işliyor, olması lazım:
- Her çocuğumuz okul öncesi eğitim alıyor, ilkokula eşit koşullarda hazırlanabiliyor mu?
- Gerekli yeterliliğe sahip olan her öğrencinin eğitim talebi ailesinin ekonomik, sosyal koşullarına bakılmaksızın eğitim sisteminde karşılanabiliyor mu?
- Gelişimsel özellilikleri, ihtiyaçları, ilgileri, yetenekleri göz önünde tutularak her öğrenciye gelişim dönemi ile ilgili görevlerini yerine getirebilmesi kendini gerçekleştirmesi ve nihayet belirli bir meslek sahibi olması için eğitim sistemi içinde gerekli rehberlik hizmeti verilebiliyor mu?
- Belirli bir eğitim programını belirli standartlarda tamamlamış her öğrenci talep ettiği daha ileri eğitim programına yerleşebiliyor mu?
Eğitim hakkı ve eğitimde fırsat eşitliğinin gerektirdiği bu koşullar bakımından eğitim sistemimiz ne durumda kısaca bakalım.
Çocuklarımızın sadece kabaca yarısına okul öncesi eğitim verebiliyoruz.
Ülkemizde en düşük (%20’lik) gelir grubu içinde yer alan bir ailenin en yüksek (%20’lik) gelir grubuna içinde yer alan bir aileye göre çocuğu için okul öncesine erişebilme olasılığı %60 daha düşük. Bunu söylerken en düşük gelir grubu içinde yer alan ailenin sahip olduğu çocuk sayısının yüksek gelirli aileye göre dört kat daha fazla olduğunu da hatırda tutalım.(ERG, Erken çocukluk eğitimi ve 4+4+4 düzenlemesi,2017)
Bunun anlamı şudur: okul öncesi eğitim verebildiğimiz öğrenciler büyük oranda parası olan yüksek ve orta gelir grubuna sahip ailelerin çocukları. Düşük gelirli ailelerin çocukları yüksek oranda okul öncesi eğitim alamıyorlar. Bu durumda eğitim hakkı, eğitimde fırsat eşitliği ilkelerinin bir anlamı kalır mı? Yöneticilerimizin, eğitim sisteminin bu boyutta sorumluluklarını, yükümlülüklerini yerine getirdiklerini söyleyebilir miyiz?
İlköğretim sonrasında da sadece ekonomik koşulları elverişli ailelerin çocuklarıyla ilgili nitelikli eğitim talepleri karşılanabiliyor. Geri kalan öğrencilerin istedikleri eğitimi alma hakkı da fırsatı da eğitim sisteminde mevcut değil.
Okul türleri arasında, aynı tür okullar arasında, bölgeler arasında nitelikli eğitim bakımından farklılık büyük. Okullaşma da eğitim hakkının kullanılması, fırsat eşitliğinin sağlanması boyutlarında sıkıntılar büyük.
LGS sınavının sonuçlarına dayalı olarak açıklanan yerleştirme sisteminde öğrencilere tercihlerini aynı okul türünden yapma hakkı veremeyen MEB’in Müsteşarı, buna rağmen gözümüzün içine bakarak: “Hiçbir çocuk istemediği okula yerleşmeyecek” sözünü verebiliyor.
Ortaöğretimde beş öğrenciden birini İmam Hatip Lisesine gitmek zorunda bırakacak bir alt yapı oluştu. Nitelikli ara insan yetiştirme mekanizması olarak meslek liseleri çeşitlendirileceği, özendireceği, öne çıkaracağı yerde, eldeki meslek liselerinin bir kısmını Anadolu Liselerine dönüştürme kararı alınıyor. Anadolu Liselerinin bir kısmı ise daha sonra İmama Hatiplere dönüştürülüyor. Üniversiteye mezun ettiği 100 kişiden ancak 18’ini gönderebilen bu okulların bir kısmı “Proje okul” diye parlatılıp “nitelikli okul” statüsüne sokuldu. LGS ile yerleştirilecek okul haline getirildi.
Kamuoyunun gazını almak için liselere giriş sistemiyle nasıl oynanırsa oynansın sonuçta ilköğretim mezunu öğrencilerin %25’i İmam Hatiplere gitmek zorundalar, elleri mecbur. Yerleştirmede açıkta kalanlar, İmam Hatiplerde boş kalan kontenjanları istemeseler de doldurmak zorunda kalacaklar. Ama haksızlık da etmeyelim buna rağmen alternatif bir tercih hakları daha var: Açık Lise. Bakan beklide o açıklamayı yaparken kafasında olan Açık Liseydi, hakkını yemeyelim.
Fakat ortada olan bir gerçek var: o da bu öğrencilerin gerçekte üniversiteye yerleşebilme olasılıklarının oldukça düşük olduğu! Sonuçta üniversite okuma talebiyle sınava giren öğrencilerin yarısından fazlasını, yaklaşık bir milyon öğrenciyi her yıl sokağa, kaderin eline bırakıyoruz.
Diyelim ki bir öğrenciyi Fen Lisesine, Meslek Lisesine yerleştireceksin, üniversitenin bilgisayar bölümüne öğrenci alacaksın ya da öğretmen atayacaksın adayın sahip olduğu yeterlilikler arasında belirli bir inanç, değer, kültür, ideoloji ile ilgili yeterlilik ararsan, orada fırsat eşitliğinden, haktan hukuktan söz edebilir misin? İyi de biz bunları yapmıyor muyuz?
“Hiçbir çocuk istemediği okula yerleşmeyecek”, öylemi? Pişkinliğin böylesine herhalde sadece bizim gibi ülkelerde tanık oluruz.
Açıklamalarına bakarak eğitim sistemindeki yöneticilerinin sorumlu oldukları süreçle ilgili işleyişten haberleri yok, demek lazım. Ya da bu işleyişin nasıl bir sonuç ortaya çıkaracağını ön göremiyorlar değerlendirmesini yapmamız lazım. Hal böyleyse Eğitim Sistemi rotası belli olmayan bir gemi haline gelmiş demektir. Hal bu ise durum yeterince vahimdir zaten! Ama gerçek durumun, ilk akla gelenin ötesinde olma ihtimali var!
Yani gerçek durumun daha da vahim olma olasılığı şu:
Eğitim sistemini yönetenlerin eğitimde fırsat eşitliğiymiş, eğitim hakkıymış, gerçekte böyle bir takım dertlerinin olmaması. İşleyişin ortaya çıkaracağı sonuçla yüzleşme gibi bir niyetlerinin de olmaması. Gemiyi siyaseten belirlenmiş bir rotada tutmakla görevlendirilmiş olmaları. Egemen siyasetin konsolidasyonunu (pekiştirilmesini-ötelenmesini) sağlamada eğitimi araç olarak kullanmak gibi bir görev yüklenmiş olmaları.
Peki, durum buysa, bu eğitim anlayışının orta ve uzun vadede topluma maliyeti sizce ne olur?
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları




















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.11.2025
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024