Alper GÖRMÜŞ
Kılıçdaroğlu, seçimi göçmenler üzerinden iktidarı zora sokacak bir kutuplaştırmayla kazanmayı mı planlıyor sorusuna “olabilir” cevabını veriyorum.
Beni böyle düşünmeye sevk eden gelişmeleri biraz sonra sıralayacağım, fakat ondan önce son yıllarda bütün dünyada rağbet gören “toplumu ‘düşman’ üzerinden birleştirerek seçimi kazanma” yaklaşımı hakkında birkaç şey söylemek istiyorum, çünkü CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun bu seçim kazanma yöntemine yavaş yavaş gönül indirmeye başladığını ve bunu bir kez kafaya koyduktan sonra akla ilk Suriyelilerin gelmesinin ‘doğal’ olduğunu düşünüyorum.
“Popülizmin akıl hocası Birnbaum, Orban ve Netanyahu’nun seçimi kazanmasını nasıl sağladı?”
Yukarıdaki ara başlık, Serbestiyet’in 5 Temmuz tarihli haberlerinin başlıklarından biriydi. Spotta da şöyle deniyordu:
“Modern popülizmin mimarlarından George Birnbaum, ‘Bir düşmanınızın olması iyidir. Herkes tarafından sevilen birini çok nadir bulursunuz’ diyor. 30 yıldır siyasi danışmanlık yapan Birnbaum, Benjamin Netanyahu’nun 1996’da İsrail’de ve Viktor Orban’ın 2010’da Macaristan’da sürpriz bir şekilde iktidara gelmesine yardımcı oldu. Birçok ülkede müşterileri var ve bugünlerde New York, Dubai ve Harare arasında seyahat ediyor.”
BBC Doğu Avrupa Muhabiri Nick Thorpe’ün kaleme aldığı, Serbestiyet’in çevirdiği metin, “düşman yaratma ve kutuplaştırma temelinde seçim kazanma” taktiğinin mimarlarından birinin görüşlerini özetliyordu. Nick Thorpe, Birnbaum’un hocası Finkelstein’ın meselenin özünü açıklayan cümlesini de aktarıyordu makalesinde: “’Seçimi sizin işinize en iyi gelen konu etrafında kutuplaştırmaya çalışmalısınız’ diyor Finkelstein, ‘örneğin New York’ta uyuşturucu, suç, ırk…’”
14 ve 28 Mayıs seçimleri, “düşman yaratma ve kutuplaştırma temelinde seçim kazanma” sanatının yaşayan en büyük ustalarından birinin Türkiye’de mukim olduğunu bir kez daha ispatladı. Birnbaum’un (ve yaşıyorsa Finkelstein’ın) teorilerini geliştirmek için bu öğretici pratikten nemalanacakları muhakkak.
Türkiye’de başta Suriyeliler olmak üzere göçmenlere yönelik tepkinin toplumun bütün kesimlerinde geniş bir karşılık bulduğunu biliyoruz. Yani Finkelstein’ın “Seçimi sizin işinize en iyi gelen konu etrafında kutuplaştırmaya çalışmalısınız” tavsiyesi Suriyeliler üzerinden tam karşılığını buluyor. Bu apaçık bir gerçek de soru şurada: Kılıçdaroğlu gibi bir figür, bu ‘velût’ seçim kozunu kullanır mı? Ben bu soruya a) kullanabilir, çünkü seçim kazanmak için siyasi-ideolojik pozisyonunu esnetme marjının hayli geniş olduğunu gösterdi, b) kullanabilir, çünkü buna işaret eden çok alâmet belirdi, cevabını veriyorum.
‘Olmaz öyle şey’ faslı iki seçim arasında aşılmıştı, ikinci seçimden sonra yeni alâmetler de belirdi
Parantez: Kanaatimce Kılıçdaroğlu da bütün diğer liderler gibi Türkiye’deki Suriyelilerin çok büyük bir bölümünün Türkiye’de kalacağını, geri gönderilemeyeceğini biliyor. Kimsenin hayati bir zorluk yaşamadan ülkesini terk etmeyeceği ve bir kez göçenin, göçtüğü ülkeden ülkesine geri dönmesinin çok küçük bir ihtimal olduğu, göç ve göçmenler üzerine dünyada yapılmış bütün çalışmaların ortak bulgusu. Olgun ve cesur siyaset bu gerçeklikle yüzleşebilen, ardından da “peki ne yapabiliriz?” sorusunu kendisine sorup bunu toplumla paylaşabilen siyasettir. Ne yazık ki siyasetimiz bu kadar olgun değil, dolayısıyla ben burada siyasetçilerin inanarak telaffuz ettiği bir vaatten söz etmiyorum; sadece “Suriyelilerin gönderilmesi” talebini iktidara gelmek için araç olarak kullanan bir siyasetten söz ediyorum.
Bu rezervden sonra artık “Kılıçdaroğlu, seçimi göçmenler üzerinden iktidar aleyhine bir kutuplaştırma yaratarak mı kazanmayı planlıyor?” sorusunu bana sordurtan gelişmeleri hatırlamaya başlayabiliriz.
Soruyu 14 Mayıs seçimlerinden önce sorsaydım, Kılıçdaroğlu ve CHP’nin bu konudaki karnesi çok parlak olmasa da bana yöneltilebilecek “nereden çıkartıyorsun” sorusu haklı olurdu. Çünkü, Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’lilerin dilinde “Suriyelilerin gönderilmesi” 14 Mayıs’tan önce de vardı ama, bu hedef pamuklara sarılı bir biçimde sunuluyordu: “İki yıl içinde, davulla zurnayla, gönüllü olarak” gönderileceklerin adı da ‘Suriyeliler’ değil ‘Suriyeli kardeşlerimiz’di… Ayrıca Suriyelilerin gönderilmesi CHP’nin seçim propagandasının asli unsurlarından biri değildi. CHP’nin bu meseleyi, iktidarın mesela ‘terör’, mesela ‘LGBT’ istismarlarında uyguladığı tarzda kullanmadığı da apaçıktı.
Fakat 14 Mayıs’tan hemen sonra Kılıçdaroğlu’ndan alarm zili mahiyetinde bir çıkış geldi: “iki yıl içinde davulla zurnayla, gönüllü olarak uğurlayacağız” vaadi bir anda “hemen”e döndü: “Buradan ilan ediyorum, ben iktidara gelir gelmez tüm mültecileri evlerine göndereceğim, nokta.”
Konuşmanın devamında gelenler, ‘Suriyeliler’ meselesinin, 28 Mayıs’taki Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi kampanyasının temeline oturtulacağını gösteriyordu:
“Sevgili halkım hakkınızın yenmesine müsaade edemezdim, etmedim. Göz yumamazdım, yummadım. Eziyetlere, haksız hukuksuz, adaletsiz bir düzene susup dilsiz şeytan olamazdım, olmadım. Milyonlarca göçmenin gelip de sizin ikinci sınıf vatandaş olmanıza susamazdım, susmadım. Evlatlarımız işsiz güçsüz, hayata tutunmaya çalışırken, onların sizin hakkınızı yemesine müsaade edemezdim, etmedim.”
Bu sözleri şöyle yorumlamıştım o zaman:
“Gerekirse zorla gönderilecekler”e sıçramayı da ima eden bu sözler ve benzeri milliyetçi angajman ifadeleri, bundan sonraki seçimlerde izlenecek hattı göstermesi açısından çok önemliydi. Yani açıkça, ikinci tur öncesinde ilan edilen milliyetçi dönüşümün galibiyet getirmemiş olması, yeteri kadar milliyetçi olunamamasına ya da seçmenlerin bu milliyetçiliğin samimiyetine inanmamış olmasına bağlanıyor ve bundan sonraki seçimde (28 Mayıs) daha sert bir milliyetçilik vaat ediliyor.”
24 saat içinde gelen bu yeni pozisyon ilanını CHP’li yetkililerin “Biz mülteciler konusunda Sinan Oğan’dan, Ümit Özdağ’dan farklı düşünmüyoruz” açıklamaları, onu da Ümit Özdağ’la imzalanan ortak protokol izlemişti.
Seçimlere böyle girildi ve seçim kaybedildi.
Göçmenleri “hemen” göndermenin temel bir koz olarak kullanılması esasına dayanan bu kötü pragmatizmin bir sonuç vermemesi üzerine, 29 Mayıs’ta şöyle bir soru çıktı ortaya: CHP yönetimi (özellikle de Kılıçdaroğlu) “işe yaramadı” deyip vaz mı geçecekti bu radikal göçmen politikasından, yoksa “o aceleye gelmişti, ikna edici olamadık, fakat şimdi daha güçlü bir propagandayla ve bazı uygulamalarla ikna edici olabiliriz” mi diyecekti?
28 Mayıs’ın ardından gelen bir dizi gelişme bu ikincinin hiç de uzak bir ihtimal olmadığını gösterdi. Bunlardan en önemlisi, Zafer Partisi’nin eski gençlik lideri Gökşen Anıl Ulukış’ın Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığına getirilmesiydi. Olay, iletişim skandalı yönüyle öne çıktı fakat Ulukış’ın danışmanlık sürecine dair anlattıkları, onun ne amaçla transfer edildiğini açıkça gösteriyor. Bu transferin Suriyeliler konusundaki muhtemel radikal politikayla doğrudan bağlantılı olmadığını düşünmek zor.
İzmir’de Suriyelilerin açtığı mağaza ve dükkânlardaki Arapça tabelaların sökülmesi de yine dikkate değer bir gelişme olarak kayda geçti. Burada da “bizim belediye başkanlarımız bu konuda artık çok kararlı davranacak” gibi bir mesaj olma ihtimali yüksek.
AK Parti’deki ‘düzensiz göçmen’ kararlılığının bir yönü de CHP’yi boş havuza atlatmak mı?
Ben bu yazıyı yazarken iktidarın ‘düzensiz göçmenler”e karşı daha sert politikalar izleyeceğini duyuran haberlerle karşılaşmaya başladık. Serbestiyet, isabetli bir hatırlatmayla ve yorumla şöyle duyurdu haberi:
“Muhalefet vaat etmişti, iktidara ‘nasip’ oldu. Yerlikaya: ‘Talimat verdik, gönderiyoruz’ / İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Hürriyet’e konuştu: ‘Sadece İstanbul’da değil 81 ilde düzensiz göçle mücadele ediyoruz. Son bir hafta içinde önlemleri ve çalışmaları arttırma yönünde adımlar atmaya başladık. Bunu sürdüreceğiz. Düzensiz göçle mücadele kapsamında bu yabancılar tespit edilir, yakalanır ve sınır dışı edilir. Bizim yaptığımız da bu.’”
BBC, 2019’daki yerel seçimlerde AK Parti’nin İstanbul Fatih’teki ciddi oy kaybını analiz etmiş, Fatihli AK Partililerle konuştuktan sonra kaybı Fatih’teki Suriyelilerin yoğunluğuna bağlamıştı.
Şimdi seçimler yaklaşırken iktidarın göçmen politikasının sertleşmesinde hiç kuşkusuz 2019’un hatırası en önemli etmen… Fakat bunda, CHP’nin muhtemel ‘yeni’ politikasından haberdar olup bu kozu CHP’nin elinden alma ve onu boş havuza atlatma düşüncesi de etkili olmuş olabilir mi?
Biliyorum, hayli spekülatif şeyler yazdım, hatta argüman olarak sezgilerimi de kullandım. Fakat neticede bir iddiadır öne sürdüğüm. İnşallah tutmaz, inşallah ben yanılırım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025