Alper GÖRMÜŞ
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), Silivri seferberliklerinin ardından “zır” laikliğin simge ismi, 28 Şubat’ın ünlü savcısı Vural Savaş’ı sevinçle bünyesine katmasının sembolik bir önemi var: Böylece CHP, Kılıçdaroğlu’yla başlatılmaya çalışılan “CHP artık laiklik ve devlet odaklı muhalefet yapmayacak” vaadinin bittiğini resmen ilan etmiş, yeniden fabrika ayarlarına dönmüş oluyor.
Ben, en başından itibaren, bu arayışın sonuç vermeyeceğini, “zır” laikliğin deli gömleğini giymiş bulunan CHP tabanının buna müsaade etmeyeceğini düşünüyordum.
Kanaatimce bu CHP tabanı CHP’nin büyük çaresizliğiydi ve o orada beton gibi durduğu sürece CHP’li siyasetçilerin partiyi çağdaş bir sosyal demokrat partiye dönüştürebilmeleri mümkün değildi.
2010 Ekim’inde, CHP yönetiminin akademisyenler, gazeteciler ve başka “âkil” insanlardan oluşan bir grubu davet edip onların eleştirilerini dinlediği toplantı, sözde de olsa değişmek isteyen “yeni” CHP yöneticilerinin nasıl bir çaresizlik içinde olduklarını açık bir şekilde göstermişti.
***
CHP’yi en yakından takip eden gazetecilerden Mahmut Övür, katılanların tamamının CHP’ye sert eleştiriler getirdiğini, CHP’lilerin de onları “ağzı açık”, hayranlıkla izlediklerini anlatıyordu.
Siyasetleri sert bir biçimde eleştirilen bir heyet neden bunları memnuniyetle dinler? Çünkü aslında onlar da öyle düşünmeye ve davranmaya meyillidirler, fakat bunu yapamamaktadırlar.
Neden yapamadıkları, toplantıya katılanlardan Nuray Mert’in, içerideki havayı benzer cümlelerle anlattıktan sonraki cümlelerinde gizliydi. Mert, NTV’deki Basın Odası programında, toplantıdan sonra CHP’lilerle birlikte otelin dışına çıktıklarını; orada kendilerini halktan CHP’lilerin karşıladığını; onların CHP’li yöneticileri kendilerinin içeride yaptıkları tavsiyelerin tam tersi doğrultuda teşvik ettiklerini (Kılıçdaroğlu’nun Çankaya’daki resepsiyona katılmamasını, vb.) anlattıktan sonra, CHP yöneticilerinin işlerinin ne kadar zor olduğunu hatırlatmıştı.
***
Gelişmeler, başlangıçtaki tahminim doğrultusunda seyretti:
Partinin asıl sahibi olan laik elitler ve onların etkilediği geniş seçmen tabanı Baykal’a yaptıklarının aynısını Kılıçdaroğlu’na yaptılar; ondan aynı anda hem tutucu devlet ideolojisinin sözcülüğünü yapıp yüreklerini soğutmasını hem de iktidar olmasını istediler... Bu ideolojiden her sapışında, yani halkın tercihlerine ve taleplerine her yaklaşışında parmak sallayıp ona geri adım attırdılar ve fakat sandıkta yenilince de “niye o insanların oyunu alamadın” diye ortalığı birbirine kattılar...
CHP’yi giydiği deli gömleğinden kurtarmak isteyen siyasetçilerin büyük çaresizliği şurada: CHP’nin iktidar olabilmesi için ihtiyaç duyacağı ilave oylar ancak AK Parti’yi çok aşan özgürlükçü talepleri dile getirmesiyle mümkün. Ne var ki CHP bu durumda, otoriter bir laiklikle yoğrulup kıvama getirilmiş kendi yüzde 20’lik tabanını kaybedeceğini, bu oyların büyük bölümünün Milliyetçi Hareket Partisi’ne gideceğini biliyor.
Nedeni açık: CHP tabanında yirmi yıldır estirilen korku rüzgârları özgürlük düşmanı bir fırtınaya dönüşmüş durumda... Bu da onun hasadı.
Salı günü, sözünü ettiğim bu korku rüzgârlarının CHP tabanında ne zaman estirilmeye başladığını ve o tabanı nasıl adım adım etkisi altına aldığını anlatacağım.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025