Amberin ZAMAN
HDP’nin seçimlere parti olarak gireceği artık kesinleşmiş gözüküyor.
Bu saatten sonra geri adım atması zor.
Dolayısıyla Türkiye’nin önünde tarihî bir sınav var:
Yıllarca Kürtlerin varlığını inkâr ettik. Dillerini yasakladık. “Kürdüm” diyen onbinlerce insana akıl almaz zulümler yaşattık.. Filistin askısı, falaka, elektrik, cinsel taciz, kendi pisliğini yedirmek, canlı mayın tarayıcısı olarak kullanmak… Kürt kimliğine sahip çıkan onbinlerce insan bunlara layık görüldü. Binlerce köy yakıldı, yıkıldı. 1,5 milyonu aşkın insan göçe zorlandı. Varoşlarda yetişen milyonlarca Kürt genci daha da bilendi. Karşımıza taşlar ve poşularla çıktı. Dağa gitti. Çünkü onlara hiçbir çare üretilmedi. Hâlâ da üretilmiyor.
Demokrasi kültürümüz yeşerince Kürtlere “madem bir derdiniz var silahı bırakın siyaset yapın” demeye başladık. Onlar da zaten siyaset yapalım diyorlar. “Toprak” talep etmiyorlar. Oylarınızı talep ediyorlar. Kürtlerin siyaset yapmasını engellemek için konan o berbat Berlin Duvarı müsveddesini birlikte yıkmak için altın bir fırsat var önümüzde. Kırık kalpleri birlikte onarmak, çiğnenmek istenen onurları birlikte tedavi etme fırsatı… Akademisyen Arzu Yılmaz’ın ifade ettiği gibi “yıllarca Kürtlere sadakatlerini kanıtlamalarını emrettiniz, Kürtlerle eşit koşullarda yaşamak istediğinizi kanıtlamak için sıra sizde”.
Kimileri diyecek ki “ama HDP, Öcalan ve Kandil’in vesayeti altında”. Ya CHP? Yıllarca ordunun vesayeti altında değil miydi? AKP’nin durumu da ortada.
Bir diğer kaygı da Öcalan ile Erdoğan’ın başkanlık sistemi üzerinde pazarlık yürütüp, anlaştıkları. Benzer kuşkuları bazı Kürtler de taşıyor. Fakat süreç şeffaf yürümediği için bu soruların cevaplarını istediğimiz netlikte alamıyoruz. Öcalan’ın silahsızlanma çağırısının güvenlik paketi Meclis’ten çekilmeden yapılmış olması kafaları daha da karıştırıyor. “Olaya tersinden bakın” diyenler de var. Silahları susturma vaadi milyonlarca Kürt dâhil HDP’ye ilk kez oy vermeyi düşünen seçmenlerin işini daha da kolaylaştırır. ÜstelikSelahattin Demirtaş son dönemin en karizmatik, en yetenekli, hattâ en “iyi kalpli” siyasetçisi. Kuşkusuz. Ben de Demirtaş’ı son derece başarılı buluyorum. İyi ki var diyorum. Ama önümüzdeki mesele bir bireyin “kalbinin temizliği”, mazlumluğu, ideolojik kökeni… tüm bunlardan bağımsız olarak ele alınmasını gerektirecek kadar ciddi bir mesele. Bütün beklentilimizi Demirtaş’ın “temiz kalbi” üzerine yıkmak hem Demirtaş’a haksızlık ve gereğinden fazla yük bindirmektir ve bu, meselenin ağırlığını önemini hafife almaktır. Kaldı ki HDP tabanında, kendi davaları bireylere indirgenemeyecek kadar önemli. Onca insanın arasında tek bir kişiye dikkat çekmek hem o kişiye sıkıntıya sokar tabanı nezdinde, hem de tabanı “normalleşmeye” karşı daha “hassas” olmaya iter.
“Şu şununla gizlice anlaşmış”, “şu şöyle fevkalade lider” demek yerine büyük tabloya bakalım. Ülkemizin geleceğine odaklanalım. HDP Meclis’e girerse neler yapar, neler olur? Tam olarak bilemeyiz. Bildiğimiz iki şey var. 1-. HDP Meclis’e girmez ve dört yıl boyunca temsil edilmez ise aramızdaki manevi kopuş daha da hızlanır. 2- Bitmez tükenmez hırsı yüzünden ülkeyi öngörülmez bir noktaya doğru sürükleyen Cumhurbaşkanı başkanlık hayallerine daha da yaklaşır. Bir düşünün: Erdoğan’ın HDP’nin sandalyelerini kapan ve bizzat kendi seçtiği AKP’li vekiller üzerinde mi daha fazla söz sahibi olur yoksa Meclis’e girecek HDP’lilerin mi? Tüm bunların gözünü rant bürümemiş birçok AK Partilinin de aklından geçtiğinden eminim. Vicdan sahibi herkes gibi onlar da partilerine gelen zararın ötesinde ülkenin iyi bir yere doğru gitmediğinin farkındalar. Artık yarardan çok zarar getiren liderlerini frenlemenin yollarından birinin de bizzat Meclis’te yer alan HDP’yle yerine göre işbirliği veya muhalefetiyle de… Dediğimiz gibi Türkiye tarihî bir sınavla karşı karşıya.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları




































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2018
18.08.2018
31.07.2018
3.02.2018
24.06.2018
14.06.2018
3.02.2018
20.05.2018
1.02.2018
23.04.2018