Atilla Aytemur
Muhaliflerin bir kesimi, Millet İttifakı etrafında toplanan siyasal partiler kümesinin mevcut duruşunu pek yeterli görmüyor ve cesaretsiz buluyor. İktidar ve ortaklarının ideolojik ve politik salvoları karşısında ürkeklik gösterdiklerini, sallantı içinde kaldıklarını ileri sürüyor.
Bir başka grup ise, partilerin ideolojik ve sınıfsal özelliklerinden hareketle, onlardan köklü demokratik dönüşüm beklenemeyeceğini, hatta iktidara gelmeleri halinde, düzeni bir tür restore etmekten öte rolleri olamayacağını iddia ediyor.
Bu çevreler eleştirilerini dile getirirken, kimi önerilerde de bulunuyor.
Eleştirenlerin önerileri
İlk gruptakiler, HDP ile açık temas, anayasal uzlaşma zemini ve demokratik programla, atalete son verilip, geniş katılımlı etkinlik sürecine girilmesini öneriyorlar. Canlı kitle muhalefeti için partilerin dışına taşıp, toplumsal dinamikleri kucaklayan mücadele hattı öneriyorlar.
İkinci grup ise, Millet İttifakı’na bağlanan umudun ve verilen desteğin doğru olmadığını, hayal kırıklığının kesin olduğunu belirtiyor. Aşağıdan kitle hareketine ağırlık verilmesini, toplumsal dinamiklerin (işçiler, işsizler, yoksullar, çevreciler, kadınlar, gençler, LGBTİ’ler, mülteci ve göçmenler, başta Kürtler olmak üzere farklı kimlikler, vb) ortak ve birleşik mücadelesini önemli buluyorlar.
Şartların önerileri için uygun olduğunu belirtiyorlar. Bazı soruları açıkta bırakmakla beraber, bu çevrelerin işaret ettikleri kimi hakikatler bakımından konuyu ele almak, yakın geleceğin muhtemel siyasal seyrini öngörebilmek bakımından yararlı olabilir.
Milliyetçi tedirginliğin sonu yok!
Milliyetçi rüzgârdan etkilenme Millet İttifakı için bir sorun. İktidar ve küçük ortağı bir süredir, ırkçılığa varan milliyetçilik söylemiyle muhalefeti ve genel olarak toplumu ideolojik basınç altına almaya çalışıyor. Son seçimde, CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi ittifak yaparken, HDP sanki dışarıdan destekliyormuş gibi bir görüntü verdi. Seçmen de bunu kabullendi ve o haliyle önemli bir sonuç aldılar.
AK Parti iktidarı ve Cumhur İttifakı, aynı yolu izlemede ısrarlı. CHP ve İyi Parti’ye yönelik operasyonları hep bu nitelikte. Ama CHP, iktidar cephesinin demagojisini umursamayan bir doğrultuya girmiş gibi. HDP’yle ilişkisini daha açık savunuyor. İyi Parti için bunu söylemek zor. İktidarın hamleleri dalgalanmaya yol açıyor ve İyi Parti milliyetçiliğini ispatlama yarışına giriyor.
İktidara giden yol artık milliyetçilik yarışından geçmeyecek. İhtiyacımız olan şey farklı kimlikleri kabul eden, anayasal olarak tanıyan ve yurttaşlık haklarını teslim eden bir demokrasi. Acılı onca deney bunu gösterdi. Millet İttifakı bu hususta iktidar bloğundan farklılaşıyor. İyi Parti’nin, demagojik ve provokatif milliyetçi söylemlerin peşine takılması bu şartlarda uzun ömürlü olamaz.
İttifak bünyesinde İyi Parti’nin anayasal uzlaşma zeminine ve demokratik politik hedeflere bağlaması daha muhtemel görünüyor. Bunun dışına çıkıp iktidara karşı alternatif oluşmasını engellemesi ise siyaseten gerçekçi görünmüyor.
HDP, iktidarın hesabının ve demagojisinin farkında
İttifakın kilit partisi HDP ve seçmeni iktidarın hesabının farkında. Millet İttifakı partileriyle ilişkisinde dikkatli bir diplomasi sürdürüyor. İktidar ise bu partiye karşı suçlayıcı propagandadan, belediyelere el koymadan, Meclis’e milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması fezlekesi yollamadan, yaygın operasyonlardan hiç sakınmadı.
Seçim ve Siyasi Partiler yasalarında değişiklik, güdümlü bir Kürt partisinin kurulması ve nihayetinde şartları zorlayarak partiyi kapattırma gibi seçeneklerin de devreye sokulabileceği siyaset kulislerinde sıkça konuşuluyor.
HDP yönetimi, iktidarın hukuk dışı uygulama ve niyetine rağmen, mümkün olduğunca Millet İttifakı’nın güçlenmesine katkı sunuyor. Türkiye’nin yakın geleceğinin şekillenmesinde bu partinin, böylesi geniş muhalefet bloğu içinde yer alması, yeni bir anayasanın ve ortak demokratik programın oluşumuna katkı sunacak olması büyük önem taşıyor. Gelinen nokta itibariyle, bu gerçeklik bütün muhalif güçler açısından bir turnusol kâğıdı fonksiyonu görebilir.
İttifakın oluşumu tamamlandı mı?
Biraz daha zamana ihtiyaçları olduğu anlaşılıyor. İktidar ise seçim için kendisine en uygun zamanı ve şartları kolluyor. Ama işi ağırdan alacak fazla zamanın olduğu da söylenemez. AK Parti sonrası için ortak tasavvurları henüz tam açıklamadılar. Parlamenter sisteme geri dönme isteği yetmez. Anayasal zemin ve politik program belirsizliğini koruyor. Seçmenlerin öyle bir düzine cumhurbaşkanı adayı ile çıkma halleri ise tuhaf bir durum.
Elbette, kimse bir hamlede bunların halledilmesini beklemiyor. Anayasa ve rejim değişikliği ister istemez seçim sonrasına kalacak. Demokratik bir geçiş programı üzerinde anlaşıp, bunu kamuoyunun önüne getirebilirler. Gri alandaki seçmenleri ikna edecek olan biraz da budur. Örneğin, “Güçlendirilmiş parlamenter sistem”in köşe taşlarının ne olduğu da kamuoyunun tartışmasına açılabilir.
Ayrıca, Millet İttifakı’nın iki önemli eksiği dikkat çekiyor. İlki, Gelecek ve Deva partileriyle ilişkilerindeki belirsizlik. Bu partiler kongre ve kuruluş süreci yaşıyorlar. Zamana ihtiyaçları olabilir. Muhafazakâr seçmeni kucaklamak ve kapsayıcı alternatif oluşturmak için ittifak bünyesine dahil edilmeleri zaruri. İkincisi, toplumsal muhalefetle canlı bir ilişkinin henüz kurulamamış olmasıdır. Birçok kentte değişik meslek gruplarıyla parti lider ve milletvekilleri bir araya geliyor. Ancak, tek tek ve tesadüfü ilişkiler yerine, farklı muhalefet dinamikleriyle sistematik ilişki kurulması aşağıdan gelişen güçlü bir siyasal yürüyüş için gereklidir.
Genel tablo daralan iktidar koalisyonu karşısında, genişleyen muhalefet cephesine işaret ediyor.
Eylemlilik isteği ve beklentisi
Millet İttifakı’nın gecikmeden eylemlilik içine girmesini isteyenlerden söz etmiştim. Canlı ve kitlesel muhalefet hemen herkesin özlemi. Geçen defa Kemal Kılıçdaroğlu, Enis Berberoğlu için “Hak Hukuk Adalet” yürüyüşü yaptı ve ardından gelen seçimlerde ciddi başarı kazanıldı. Bugün de toplumsal rahatsızlık hayli arttı. Kararsızların oranı bunun göstergesi.
Türkiye’nin sosyo-politik iklimi önümüze Millet İttifakı’nda ikarşılığını bulan bir muhalefeti getirdi. Bu ittifakta öne çıkan CHP’den güçlü eylemlilik beklenmesi normal karşılanmalıdır. Lakin, AK Parti ve MHP cephesi uzun süredir CHP’yi tahrik ederek, marjinalleştirip sokağa çekmek istiyor. Bu boş bir söz değil, olgularda karşılığı var. Bu parti kriminalize edilip, “terörle işbirliği” iddiası altında ezildiği takdirde, ittifakın dağılmasının kolay olacağı düşünülüyor olmalı. Önceki yıllarda bu politika işledi.
Haklı olmak ve haklı kalmakta ısrar, demokratik siyaset zemininden şaşmamak, toplumsal güçlerle sıkı bağ, bu tuzağı bozabilir. Özellikle CHP’den bu bekleniyor. Otoriter tek adam rejiminde, böyle hesapları boşa çıkarmak kolay değil.
Kitlesel eylemlilikler ise iradi karar ve kurguyla olmuyor. Öyle bir sürecin kendi iç dinamikleri var ve o momenti yakalamaya hem CHP ve diğer ittifak partileri, hem de toplumsal dinamikler duyarlı ve hazır olurlarsa, ancak sonuç alabilirler. İttifak güçlerinin aşağıdan gelişen toplumsal muhalefetle buluşmaları, talepleri ortaklaştırmaları, Türkiye’nin yalnızca iktidar sorununu çözmez, birikmiş bütün önemli sorunlarının çözüm yoluna girmesinde nirengi noktası olabilir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022