Atilla YAYLA
Türkiye'de devlet içinde bir otonom yapılanma olduğu, bu yapılanmanın demokratik yolla işbaşına gelmiş hükümeti kendisine tâbi kılmak veya devlet iktidarını istediği gibi kullanmasının önünde bir engel olmaktan çıkartmak istediği artık açık bir gerçek. Önyargılı olmayan hiç kimse bunu görmezden gelemez. Durum bu olduğuna göre, bunu neyin takip edeceği belli: Otonom yapılanmayı tasfiye etmek. Soru bunun nasıl ve neye dikkat ederek yapılması gerektiği.
Önce bir noktayı açıklığa kavuşturalım: Otonom yapılanma derken bir bütün olarak Gülen Cemaatini (veya Hareketini) kastetmiyorum. Böyle yapmak birçok insana büyük haksızlık yapmak olur. GC'ne mensup olan tanıdığım kimseler var. Bu insanlar bir otonom yapılanma oluşturup demokratik siyasete savaş açmayı ve bürokrasi üzerinden gizli bir iktidar odağı olmayı akıllarından bile geçirmezler. Bu yüzden, hükümete yapılanları onaylamıyorlar. Kaset, şantaj, tehdit, kumpas vakalarını kınıyorlar ve kendi camialarına yakıştırmıyorlar, kondurmuyorlar. Dolayısıyla, GC eşittir otonom yapılanma demek GC tabanındaki bazılarına haksızlık yapmaya sebep olabilir.
Ancak, varlığı aşikâr otonom yapılanmanın bir ayağının Cemaat içinde olduğuna da kuşku yok. Bu hâliyle söz konusu yapı cemaatin özellikle tabanında bulunan insanları istismar ediyor. Onlardan hem kaynak hem meşruiyet devşirmeye çalışıyor. Onları aynı zamanda siper, sığınak, kamuflaj aracı olarak kullanıyor. Cemaatin eğitim, hayırseverlik, diyalog faaliyetlerini görünen yüzü olarak kullanıp, esrarengiz siyasî kimliğini ve gayri meşru amaçlarını onun ardında gizliyor.
Hiçbir demokraside bu tür otonom bir yapılanmaya müsaade edilemez. Hiçbir hükümet buna göz yumamaz. Ne kadar kötü olursa olsun, hiçbir demokratik hükümet böyle bir yapılanmadan daha kötü, demokrasiye, hak ve özgürlüklere daha zararlı olamaz. Ak Parti'nin, daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan'ın bu yapıyla mücadele bayrağını açmış olması, başka bir iktidar partisinin ve başbakanın bayrağı indirebileceği kanaatinin doğmasına yol açmasın. Çünkü otonom yapılanma özünde Ak Partinin değil demokrasinin, Erdoğan'ın değil seçimle gelen iktidarın hasmıdır. Demokrasiye inanan, hak ve özgürlükleri önemseyen her birey ve grup bu mücadelede demokratik kuralların ve kurumların tarafında olmak zorundadır.
Otonom yapılanmayla nasıl mücadele edilecek? Sanırım mücadelenin dört ayağı var: Toplumsal, siyasal, idarî ve hukukî. Başbakan toplumsal alandaki mücadelede başarılı. Otonom yapılanmanın toplumsal tabanı ve meşruiyeti olmadığını açtığı kampanyayla kanıtladı ve toplumu tehlikeye karşı uyardı, uyarıyor. İdarî mücadelede kısmen başarılı. Görevden alma ve atama tasarruflarıyla yapıyı etkisizleştirmeye çalışıyor. Siyasî cephede de başarılı. Otonom yapılanmanın siyasî bir aktör olmadığı gibi faktör de olmadığı, seçmen tabakalarını etkileme gücünün neredeyse sıfır olduğu ortaya çıktı. 30 Mart seçimleri bunu tescil etti.
Buna karşılık, hukukî alanda mücadelenin yeterince hızlı ve iyi gittiği söylenemez. Bunun sebepleri aşikâr. Otonom yapılanma bir kitle değil, kadro hareketi. Gücünü, politikacılardan ve partilerden farklı olarak, halka dayanmaktan değil gizlilikten ve kritik bürokratik kurumlarda, özellikle yargıda örgütlenmiş olmaktan alıyor. Hukukî mücadele hukukçular gerektiriyor ve otonom yapılanmanın en güçlü olduğu yer hukuk bürokrasisi. Hukuk bürokrasisinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun verdiği korumaları da aşan zırhı hukuk adamı görünümlü otonom yapılanma elemanlarına karşı adım atmayı engelliyor. Başbakan konuşuyor, bağırıp çağırıyor, ama otonom yapılanma sessizce gardını alıyor ve neredeyse her hamleyi boşa çıkarıyor. Bu yüzden, 17-25 Aralık'tan aylar sonra, ancak 22 Temmuz 2014'te ciddî bir adım atılabildi.
Otonom yapılanma bürokrasiye ağırlık koyduğu gibi hukuku da araçsallaştırmış. Eylemlerini pozitif hukukun içine sıkıştırmış, tüm tartışmanın yolsuzluk alanında yapılmasını istiyor. Yani rakibini güçlü olduğunu düşündüğü mindere çekmek istiyor. Hükümetin otonom yapılanmanın uzantısı hukuk bürokrasisine her hamlesi ise çeteleşmiş hukuk memurlarına değil hukukun hâkimiyetine ve kuvvetler ayrılığına müdahale diye etiketlenmeye elverişli. Herkes, hepimiz, hükümete otonom yapılanmayla mücadelede hukukun dışına çıkma diyoruz, ama aynı çağrıyı otonom yapılanmanın hukukçu kılıklı elemanlarına yapamıyoruz. Ya da bu tür çağrılar bir anlam taşımıyor, bir tesirde bulunmuyor. Çünkü vatandaşlar olarak hükümete ulaşmanın açık yollarına ve hesap sorma araçlarına sahibiz. Otonom yapılanmaya aynı şekilde yönelmemiz imkânsız.
Ne yapmalı? Hükümet tüm cemaati suçlu muamelesine tâbi tutup topluma suçlu gibi sunmaya kalkmamalı. Mücadelenin bir anlamda bilgi savaşı olduğunun bilinciyle elindeki tüm bilgileri topluma açıklamalı. Somut suç işleme şüphesi altında olanların üzerine gitmeye çalışmalı. Bu çerçevede GC'ne genel bir dava açılması gibi yollardan kaçınıp, Başbakanın ofisine böcek konması, yasa dışı kitlevî dinlemeler, MİT tırlarına operasyonlar gibi somut olayların sorumlularını sağlam delillerle yargı önüne çıkarmaya çalışmalı. Torba davalar açmak, toplumsal ve siyasal mücadeleyle hukukî mücadeleyi karıştırmak, Balyoz ve Ergenekon yargılamalarında örneklendiği üzere, haklı mücadeleye-davaya istenmeyecek zararlar verme potansiyeline sahip.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019