Atilla YAYLA
23 Nisan günü yayımladığım ve İstanbul teknik Üniversitesi'ndeki mescit açtırma ve mescit açılmasını önleme teşebbüsleri üzerinden din özgürlüğü tahlili yapan yazım (http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/atillayayla/budizm-islam-ve-din-ozgurlugu-2010335) epeyce yankı yaptı ve taban tabana zıt yorumlara tâbi tutuldu.
Bu yorumların bazıları yorum sahiplerinin ne dediğimi tam olarak anlamadığı veya benim meramımı yeterince net anlatamadığım kanaatine varmama sebep oldu. Bunlar üzerinde düşündüm. Az sayıdaki akıl, mantık ve ahlâk dışı yorumu -daha doğrusu laf çarpmayı- ise dikkate almaya bile gerek görmedim.
Önce şunu belirteyim, yazıda Budizm'e ve Budistlere hakaret edildiği iddiası tamamen temelsiz. Ne Budizm'i ne de Budizm'e inananları aşağıladım. Aynı şekilde, mescit açılmasını engellemek için, ihtiyaçların ibadethane açmaya gerekçe olamayacağını kanıtlamak üzere, “biz Budistiz, bizim de tapınağa ihtiyacımız var, kampüste tapınak açın” diye dilekçe veren 1500 kişiyi de aşağılamadım, hakarete maruz bırakmadım. Zaten yazılarımı ve konuşmalarımı takip edenler bunun benim tarzım olmadığını bilir. İnsanların kişilikleriyle uğraşmayı sevmem, şahsiyetleri değil fikirleri eleştiririm. Fikirleri duruken kişilerin şahiyetlerini hedef almayı fikrî acziyetin sebep olduğu bir sapkınlık sayarım. Nitekim, yazıda imzacı 1500 kişiyi Engizisyon mahkemesi gibi toptan yargılayacak ve her birinin bütün hayatını kapsayacak şekilde değerlendirmeler yapmadım. Bu yola girmek yanlış olur, büyük haksızlık yaratırdı. Bu insanları tanımıyorum ve hangi konuda ne düşündüklerini ve nasıl davrandıklarını bilmiyorum. Tek bildiğim medyaya yansıyan yazı konusu ettiğim davranışları. Bana göre imzacıların bu davranışı da, ona gösterdikleri gerekçe de, görüşlerini ifade ediş biçimleri de yanlıştı ve eleştirim sadece bunlara yönelikti. Zaten, bunu, münhasıran dilekçe sahiplerinin davranışlarına odaklanarak, “davranışlarının paçasından saygısızlık ve ahlâksızlık dökülüyor” ifadesiyle dile getirdim, “kişilerin paçasından saygısızlık ve ahlâksızlık dökülüyor” demedim. Kaldı ki, desem bile bu bir hakaret teşkil etmezdi.
Diğer taraftan, din özgürlüğü aslında kavranması ve takdir edilmesi kolay bir hak olmasına rağmen, her kişi ve kesim kendi inancını merkeze alarak konuya bakınca kapsamının ve açılımlarının anlaşılması zor oluyor. Bu yüzden, birkaç noktayı tekrar vurgulamakta fayda var. Din özgürlüğü her insanın sırf insan olmaktan dolayı sahip olduğu, vazgeçilmez, devredilmez bir temel haktır. O bir lütuf değildir, kimse tarafından kimseye lütfedilemez. Din özgürlüğü verilmez, o insanla birlikte zaten vardır; kullanılamıyorsa, kullanılabilmesi için, önündeki engellerin ve spesifik alanlardaki somut gaspların ortadan kaldırılması yeterlidir.
Din özgürlüğü tüm dinleri, her türlü din içi yorumu, bir dine inanamak kadar inanmamayı da, bir dini övmek yanında eleştirmeyi de kapsar. Ayrıca, Zerdüştlük, Satanistlik gibi bazı insanların kafasında olumsuz çağrışım yapan inançlar ile ateist, deist ve agnostik olmayı da kapsar. Zaten bu sonuncular özgürlüğü yaşayamadan, yani din özgürlüğü dinden azade veya dine karşı olmayı da kapsamadan, sadece dine inanma üzerinde odaklanarak din özgürlüğü tam ve kâmil biçimde hayata aktarılamaz.
Din özgürlüğü dinlerin muhtevasından bağımsızdır. Din özgürlüğü esas alındığında, devlet, dinlerin muhtevasıyla, tamamının veya şu yahut bu parçasının doğru mu yanlış mı olduğuyla ilgili değerlendirmeler yapamaz. Kamu otoriteleri, siyasî sistem ve pozitif hukuk bu konulara giremez, bu konularda bir şey söyleyemez, hüküm veremez, değerlendirme yapamaz, vatandaşa “doğruyu” dayatma veya onu “yanlıştan” kurtarma iddiasında olamaz. Dinlerin muhtevası ve dinlerin karşılaştırılması teolojinin ve çeşitli sosyal disiplinlerin işidir. Din özgürlüğü her şeyden önce siyasî bir ilkedir. Siyasal sisteme renk verir. Ancak bundan sonra hukukî bir boyut kazanır.
Hukuk eğer gerçekten hukuksa, din özgürlüğü aleyhine işlemez, işletilemez.
Umarım bu açıklamalar din özgürlüğü hakkındaki görüşlerimi daha net şekilde ifade etmeye yetmiştir.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019