Atilla YAYLA
Bir kadın sanatçı, Yozgat şehrini ziyaret ederken bir grup kadınla fotoğraf çektirmiş. Sonra, bu fotoğrafı sosyal medyada kullanarak yanındaki kadınlar üzerinden ülkenin yüz elli yıl içinde ne kadar geriye gittiğiyle ilgili yorumlar yapmış. Böyle bir fotoğraf çektirmekten ne denli mutsuz olduğunu anlatmak için de fotoğraftaki yüz ifademe bakın demiş. Dikkatle baktım. Hakikaten suratı çok asıktı. Fotoğraftaki diğer kadınlar ise büyük bir mutlulukla gülümsüyorlardı. Belli ki sanatçıyla tanışmış ve fotoğraf çektirmiş olmaktan memnuniyet hatta gurur duyuyorlardı.
Bu tür sahnelerle çok sık karşılaşıyoruz. Bazı insanlar diğer bazı insanları kılık kıyafetlerinden dolayı fütursuzca aşağılıyor. Onların varlığını, görünümünü ilkelliğin, geriliğin sembolü olarak görüyor. Bu vakada daha da üzücü olan şey, fotoğraf grubundaki diğer kadınların mutluluğuna karşılık bu sanatçının mutsuzluğu. Anlaşılıyor ki kadınların kendisine ilgi göstermiş, hürmet etmiş olmasına rağmen kahramanımız onlar kendi kıyafet standartlarına uymadığı için mutsuzluk duymuş.
Bu sanatçının yaptığından hoşnut olmadığını sanıyorum. Nitekim tepkiler üzerine sosyal medya hesaplarını kapattı ve ortadan kayboldu. Daha sonra bir açıklama yaparak özür de diledi. Bunu pişmanlığın bir ifadesi olarak okuyabiliriz. Başka bazıları o kadar saldırgan ve küfürbaz ki, onlar benzer bir durumda dikine dikine gitmeye ve insanları sorgulamaya, aşağılamaya devam ederdi. Bununla beraber, bir suç başvurusu üzerine sanatçı hakkında savcılık soruşturması açılmasının da yersiz olduğunu söylemek gerek.
Türkiye açık ve geniş bir toplum. İnsanlarımız arasında kılık kıyafeti inanç, dünya görüşü, hayat tarzı, zevkler ve tercihler bakımından büyük farklılıklar var. Bu doğal bir durum. Tersini beklemek anormal olurdu. Bu yüzden, toplumdaki çeşitliliğe şaşırmak yağmur yağmasına, suların aşağı akmasına, güneşin doğudan doğmasına şaşırmak gibi bir şey. İnsanlar arasındaki farklılıklarla uğraşmak ve insanları yargılamaya çalışmak eşyanın tabiatına isyan etmekle eş. Yapılması gereken çeşitliliği bir veri olarak almak ve bu gerçek üzerine iyi bir toplumsal sistem nasıl inşa edilir diye düşünmek.
Ancak, sağda olsun solda olsun, hemen her çevrede bu gerçeği reddedenler var. Bunlar toplumun kendi hakikatleri etrafında homojenize edilmesini istiyor. Böyleleri kendi ideolojisini, dinini, hayat tarzını, giyinme biçimini, siyasî çizgisini bu tek tipleştirmenin odak noktası olarak görüyor.
Bu görüştekiler iyi toplum ideallerini hayata aktarabilmek için devleti kendi araçlarına çevirmeye çalışıyor. Ülkede devleti kutsama bu yüzden bu kadar yaygın. Ortak şikâyet devletin niye toplumsal hayata bu kadar müdahil olduğu değil, niye “yanlış” çizgide müdahil olduğu. Her kesim devletin kendi çizgisini esas almasını doğru ve gerekli, başka bir çizgiyi esas almasını yanlış ve zararlı görüyor.
Yeni Yüzyıl gazetesi, ilk gününde yayınladığı manifestosunda ifade ettiği gibi, bu tavrı reddetmekte. Türkiye herkesin. Şu veya bu kıyafet kodunu benimseyen insanlar birbirine üstün veya birbirinden aşağı olamaz. Tüm bireyler eşit. Devlet vatandaşlar arasında ayrımcılık yapamaz, yapmamalı.
Ancak, tüm ayrımcılıklar devletten kaynaklanmıyor; devlette başlayıp devlette bitmiyor. Toplumda ayrımcılığın kökleri olmazsa devlet de zaten ayrımcılık yapamaz. Her birey ve toplumsal kesim ayrımcılıktan uzak durmalı.
Sanatçıların ayrımcılığın yaygınlaşmasında ve derinleşmesinde değil önlenmesinde öncü olması beklenir. Sanatçının kendisini tüm toplumun değil sadece belli bir kesimin sanatçısı olarak konumlandırması çok çirkin ve akıl dışı. Sanatçı toplum içinde ayrımcılık yaparsa hem hitap alanını daraltır hem de toplumda nefreti yayar ve güçlendirir. Bu yüzden, sanatçılardan beklenen soğukkanlı durmak, klişelere teslim olmamak ve insanlar arasında köprü kurma işlevini üstlenmek. Umarım gelecekte bu çizgideki sanatçıların sayısının ve etkisinin arttığını görürüz.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019