Atilla YAYLA
Amerikalı düşünür Rusell Kirk ABD’deki anarko-kapitalistlerle tartışırken, onlara, dünyayı komik denecek ölçüde steril bir yer olarak algılamaya dayanan yorumlar yaptıklarına işaret etmek için, “korkunç basitleştiriciler” adını vermişti. Bunun sebebi çok karmaşık toplumsal olayları bile abartılı basitliğe bağlamalarıydı. Bu tiplere göre dünyadaki her şeyi bir iki şablonla izah etmek mümkündür. İnsan toplumlarındaki her şeye bu şablonlara dayanarak istendiği zaman ve dilendiği gibi şekil verilebilir. Başta M. Rothbard olmak üzere birçok anarko-kapitalistte bu yaklaşımın izleri görülebilir. Aynı olguya “mühendis zihniyeti” kavramı açısından da bakılabilir. Mühendisler boyutları, çalışma biçimleri ve sonuçları kesin mekanizmalarla uğraşırlar. Bu mekanizmalarda nelerin aksadığını kesin olarak tespit edebilirler ve gerekirse dışardan müdahalelerle mekanizmanın istenen şekli almasını sağlarlar. Mühendis zihniyetli sosyal bilimciler toplumu adeta bir makina gibi görürler. Ruhsuz bir sözüm ona ilkeler adına ve herkesin iyiliği için topluma müdahaleleri hak ve görev telakki ederler.
Bu kafaya sahip kimselere iktisatçılar arasında da, hem de ender olmayacak şekilde, rastlanır. Özellikle lisansta mühendislik eğitimi alır ve üstüne iktisadın ruhuna uzanan çalışmalardan bihaber kalarak bir teknik doktora yaparsanız, bir iktisatçı mühendis olmanız kuvvetle muhtemeldir. Hele bir de finans eğitimi aldıysanız. İşin kötüsü böylelerinin kendi teknik alanlarında kalmayıp pek haberdar olmadıkları alanlara da girerler ve mekanik mantıklarına dayanan ezber reçeteleri iddialı şekilde tekrarlarlar.
Bugünlerde ülkemizde bu çizgideki bir arkadaş dikkat çekmeye başladı. Maksat bağcıyı dövmek değil üzüm yemek olduğu için adını vermeyeceğim. Kendisini bir prototip olarak değerlendirmek istiyorum. Akademik özgeçmişine bakıldığında başarılı, parlak bir eğitim hayatı olduğu görülüyor. Mühendislik okumuş, üstüne finans doktorası eklemiş. Ağzı iyi laf yapıyor ve göründüğü televizyon programlarında heyecan içinde gayet iddialı laflar ediyor. Ancak, benim gibi bu meselelere on yıllar harcamış, feleğin çemberinden geçmiş, arkadaşın temas ettiği meselelerin tarihinden, muhtevasından ve boyutlarından haberdar kimseler için yaptığı sadece mekanik ezberciliğin naif bir yansıması anlamına geliyor. Hakkında ahkâm kesmekten çekinmediği çetrefil konuların hiçbirinde muhtemelen geniş bir birikime ve derin bir kavrayışa sahip olmadığı izlenimini veriyor. Örnek mi, örnek çok, en tipiği hukukun hâkimiyeti hakkında söyledikleri.
Arkadaş diyor ki, hukukun hâkimiyeti ekonomik kalkınmaya destek olur. Türkiye hukukun hâkimiyetini kurarsa ülke daha iyi ekonomik performans sergiler. Eyvallah, aksini iddia edecek değilim. Fakat hukukun hâkimiyeti nedir? Ve de hukukun hâkimiyetine nasıl ulaşılabilir? Diyelim ki AK Parti yönetimi altındaki Türkiye’de hukukun hâkimiyeti yok, CHP iktidara gelse ve ertesi gün hukukun hâkimiyetine geçmeye karar verse, geçilmiş mi olur veya geçilebilir mi? Arkadaş, kendisine bu tür sorular sorulmadığı, ne demek istiyorsun ve istediklerin nasıl yapılacak tarzında sualler gelmediği için, ezberleri tekrarlayıp geçiyor. Nitekim, ikinci üçüncü sorular geldiğinde veya ters örnekler verildiğinde ciddî şekilde bocalıyor.
Sormaya devam edelim: Hukukun hâkimiyeti istendiği zaman “şıppadak” tesis edilebilecek bir mekanizma mıdır? Pazardan alınıp buzdolabına konur gibi temin edilebilecek ve ihtiyaç oldukça kullanılabilecek bir mal mıdır? Bir parayı başka bir paraya çevirmek gibi bir şey midir? Bir finans denklemini çözmeye benzemekte midir? Hukukun hâkimiyeti yalnızca siyasî iktidarın tavır ve tutumlarıyla mı ilişkilidir yoksa genel olarak devletle, bu çerçevede hukuk bürokratlarıyla da bir ilişkisi var mıdır? Sonra, siyasetçilere güvenmezken hukukçulara niçin güvenmeliyiz? Hukukçulara karşı hukukumuzu kim koruyacak? Hukukun hâkimiyeti daha önce vardı da bu iktidar döneminde mi ortadan kaldırıldı? Türkiye ne zaman hukukun hâkimiyetine ideal demeyelim ama tatminkâr ölçüler içinde sahip olmuştur? Başka bir şey daha soralım. FETÖ denen çeteye bağlı yüzlerce hâkim ve savcı var. Bunlar korunaklı statülerinden ve hukukun itibarından yararlanarak örgütlerinin gayri meşru hedefleri için hukuka takla attırıyorlardı. Hasımlarına ve rakip sayıldıklarından bile habersiz kişi ve çevrelere kumpas kuruyorlardı. Şimdi, FETÖ üyesi bu kimselerin görevden uzaklaştırılması ve bariz suçlara bulaşanların yargılanarak cezalandırılması hukukun hâkimiyetine katkı mı sağlar, engel mi olur? Bu insanların görev başında olduğu bir Türkiye’de mi yoksa görevden uzaklaştırıldıkları bir Türkiye’de mi hukukun hâkimiyeti daha fazla vardır ve vatandaşlar daha kuvvetli hukukî güvenceye sahiptir? Türkiye FETÖ’yü tasfiye sürecinde hukukun hâkimiyetine yaklaşıyor mu yoksa ondan uzaklaşıyor mu?
Zekâsı parlak bu tür arkadaşlar mekanik insan ve toplum anlayışından sıyrılıp meseleleri bir matematik-finans denklemi değil bir insan davranışları ve davranış müşevvikleri toplamı, çok yönlü ve yüzlü olaylar serisi olarak ve de derinlemesine anlamaya çalışırlarsa daha iyi bir performans sergileyebilirler. Aksi takdirde söyledikleri havaya çalınan ıslık olmanın ötesine geçmez, geçemez.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019