A.Turan ALKAN
Bu yazıyı kaleme alıp almamak konusunda tereddüdlerim var.
Haldun Taner, “Yalıda Sabah” adlı hikâye kitabında buna benzer bir iç hesaplaşmasından bahsediyor; diyor ki,
-Yazsam mı yazmasam mı diye hâlâ kararsızım. Yazsam aklımdan şüphe eden çıkabilir, yazmasam yazarlık vicdanıma yediremiyorum. Korkunun kalemine yapışması ölüm demektir yazar takımına. Yazar dediğin yazacak. Açıksözlü ve yürekli olacak. Yazar olmak inandırıcı olmak mıdır, yoksa samimi olmak mı diye sorsalar samimi olmayı seçerdim ben. Hatta gülünç olma pahasına.
Bunu baştan göze alıyorum.” (Karşılıklı adlı hikâyeden)
BÖYLE PİDEYE CAN MI DAYANIR YAHU?
Önce, yanda gördüğünüz bir fotoğrafa göz atmanızı rica ediyorum: Fotoğraf bir iftar masasını gösteriyor. Hangi parti olduğu önemli değil, bir muhafazakâr partinin ilçe yöneticileri toplanmış iftar ediyorlar. Masanın ortasında kocaman bir Ramazan pidesi. Pidenin üstünde, muhtemelen çörekotuyla yazılmış bir Lâfz-ı Celâl ibaresi: Allah.
Pidenin üçte biri konulduğu ‘protokol' masasında yenildikten sonra artanı diğer masalara dağıtılmış.
İkinci fotoğraf, Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla bir il müftülüğünde yapılan törenden çekilmiş. Pastalı kutlama yapılıyor; pastaya Kur'an-ı Kerim şekli verilmiş ve iki sayfası pastaya nakşedilmiş.
Üçüncü fotoğraf ise, Lâfz-ı Celâl'in üç boyutlu mücevher kakma biblosu. Bu biblolar son yıllarda hızla yayıldı ve özellikle muhafazakâr kanalların dini sohbet programlarında orta sehpanın üstüne kurularak televizyoncu tâbiriyle ‘görsel zenginlik' amacıyla kullanıldı. Bu bibloların hayli çeşidi var. Genellikle Efendimiz'in adını taşıyan biblolarla birlikte pazarlanıyor. Bu iki kelimeyi câmilerde mihrabın her iki yanında birlikte görmeye alıştığımız için göze batmıyor, yadırganmıyor, hatta belki çoğumuz sevimli buluyor. Belki de bulunduğu ortamı İslâmileştirdiği bile düşünülüyor. Pek çok evde ve büroda vitrinlerde, masa üstünde veya sehpalarda gururla sergilendiğini biliyorum, görüyorum.
Soru şu: Şu fotoğraflardaki manzara içinize siniyor mu? En azından “Birşey yanlış olmalı ama ne?” duygusu uyandırıyor mu sizde? Yoksa çoğunluk gibi “Ne var ki bunda; dinin alâmetlerimizi yaşadığımız çevrede görmek ve sergilemek en tabii hakkımız” diye mi düşünüyorsunuz?
Cevabınızı bilmiyorum; ben evvelâ kendi fikrimi söyleyeyim.
MÜ'MİNLER GAYBA MI İMAN EDER; SEMBOLLERE Mİ?
İslâm ‘Ekmel din'dir; yani Hz. Âdem peygamberle başlayan tevhid akîdesinin en son, en kâmil ve en mükemmel ifâdesi. Peki, Efendimiz'in bizlere ulaştırdığı ‘İslâm haberi' niçin en son ve mükemmel olanıydı?
Nâçiz fikrimce dinin kemâl noktasına gelmesi, İslâm akîdesinin bütün insanlar tarafından kavranıp anlaşılabilecek bir soyutluğa erişmesiyle oldu; yani, Efendimiz'den önceki nebî ve resûllerin getirdiği haber tâ başından beri aynı olduğu halde hitab ettiği kitle önceki ümmetlere göre biraz daha gelişip, soyut olanı anlayabilir hale geldiler. Kur'an-ı Kerîm bu nazarla okunup incelendiğinde görülür ki bir silsile içinde peygamberler, iman teklif ettikleri ümmetlerinin itirazlarını, onları ‘maddî' ve görünür alâmetlerle (mucizeler) ikna yoluna gitmişlerdi. Son peygambere gelene kadar toplulukları Vahdaniyet'e ikna etme metodları somuttan başlayarak soyut olana doğru tedrici bir gelişme takib etmiştir. Efendimiz'in getirdiği İslâm haberi ise serâpâ ve sadece soyut bir fikir bütünü olarak tecellî ediyor.
Bu bakış açısıyla Kur'an son derece soyuttur; teklif olunan soyut bir fikir bütünüdür. “Kitab” kavramına biz işte bu mânâyı veriyoruz, yani içinde yazılı olan şeyler hakkında, başkaca maddi bir delil ve isbata gerek duymadan imân ediyoruz ve ‘Kitab' esasen kelimelerden ibarettir. Kelime ne kadar soyut ise Kitab da o kadar soyut.
Görülebilen, ölçülebilen, test edilebilen bir habere imanla, sırf kelimelerden (Kitab) ibaret bir habere iman arasında bana göre dinler tarihinin sosyolojisi bulunuyor. Meselâ Nuh veya Musa Aleyhisselâm'ın ümmetleriyle Efendimiz'in ümmeti arasındaki sosyolojik ve zihnî farkı anlamak lâzımdır. Efendimiz'in iman teklif ettiği kitle, Allah'ın vahyini sadece kelimelerden (Âyet) ibaret şekliyle anlayıp inanacak derecede kıvama erişmiş ve kemâline varmıştı.
İBRAHİMî DİNLERDE TASVİR YASAĞININ ANLAMI
Üç büyük dinin (Musevilik ve Hıristiyanlıkla birlikte İslâm) müştereken yasakladığı tasvir meselesine de bu nazarla bakılmalıdır. Evimizin duvarlarındaki aile büyüklerinin hatıra fotoğraflarına bile tahammül etmeyen takvâ anlayışını da bu çerçevede görüp anlamak gerekir.
Sırf Allah'ın güvenilir ve emîn kıldığı uyarıcıları vasıtasıyla nakledilen bir fikre, mücerret bir habere iman etmek, Müslümanları diğer ümmetlerden ayıran ve üstün kılan en mümtaz niteliktir, çünkü Kur'an'da mü'minler ‘gaybe iman eden' zümreler olarak tarif ediliyor; yani mü'minler salih bir habere, mücerred mânâdan ibaret âyetlere, onun mânâsı inanır, ikna olurlar; mü'minler iman konusunda görünür nesnelere, isbata, determinist ilişkilere hâcet görmezler. Onlar akıllarını ve kalplerini kullanarak hakikate erişebilecek derecede zihni soyutlama kabiliyetine sahiplerdir zaten. Beyinleri ise somut olanı anlayacak derecede kemâle ermiştir. Onlar için –aynı ilkokul çocuklarına yapıldığı gibi kapının üstüne kapı, tahtanın üstüne tahta yazmak lâzım değildir.
GERİCİLİK Mİ; GALİBA ÖYLE!
Benim yorumum budur. Bu yorum çerçevesinde dini kavram ve sembollerin illâki görünür ve hattâ üç boyutla ifade edilir bir görselliğe büründürülmesi, bana sanki dinler tarihinde geriye doğru gidiş, beşeriyetin cahiliye zamanlarına doğru bir sürükleniş olarak görünüyor.
İSLAMî FETİŞ? MÜMKÜN MÜ?
Bir Müslüman'ın, diğer bazı din mensuplarını feci hatâlara sürükleyen tarzda kutsal kavramları görünür hale getiren iki veya üç boyutlu fetiş nesnelerine ihtiyacı var mı?
Sözlük ‘fetiş' kavramını iptidai toplulukla has bir yanılgı gibi tarif ediyor; buna göre fetiş kabilenin, bazen tek tek insanların tapındığı canlı, cansız, tabii veya sonradan yapılmış nesnedir ve bir nevi kutsallık, uğurluluk atfedilen bu nesnelerin gizli güçleri ya da anlamları olduğuna veya bir tanrıyı barındırdığına ya da temsil ettiğine inanılır.
Hiç şüphe yok ki Kâbe veya Kur'an şeklinde pasta veya üzerine mukaddes kelimeler yazılan pide yaptırıp âfiyetle yiyenler makbul bir iş yaptığını zannediyorlar. Hattâ onlar, konu putperestlikten veya fetiş nesnelerinden açılınca hayli sert tepki vermeyi de dindarlığın gereği sayarlar. Onları eleştirmiyorum fakat dindar insanlara kanaat önderliği yapan çevrelerin bu gibi basit ayrıntı görünen konularda bir ihmâl içinde bulundukları açıktır.
Diyanet'in bu noktada hakkını teslim etmeli; pasta skandallarına sert tepki gösterdiler ama daha yapmaları çok ikaz noktaları var geride.
Etrafınıza bu nazarla dikkatle göz gezdirdiğinizde, bu satırlarda işaret edilmemiş daha nice benzer örneklerle karşılaşacaksınız. Oysaki iman etmek ve imanın mucibince amel etmek için bizim hiçbir aksesuara, nesneye ve yardımcıya ihtiyacımız yok.
YERYÜZÜ MESCİDİMİZ
Efendimiz'in şu sözüne bayılırım ve özetlemeye çalıştığım bu muhataralı konuyu çok iyi özetliyor:
“Yer yüzü bana mescid ve sebeb-i tahâret (temizlik sebebi) kılındı. Onun için kim olursa olsun namaz vakti gelip çatmış ise bulunduğu yerde namazı kılıversin.” (Müslim, Mesâcid 3, hadis no: 521; Buhârî, Salât 56, hadis no: 84)
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016