Ayhan AKTAR
Geçen haftaki “Kavanozda yetiştirilen çocuklar” başlıklı yazımla ilgili olarak bir sürü elektronik posta aldım. Galiba, çoğu okurumun gözlemlediği veya varlığından rahatsız olduğu bir meseleyi gündeme getirmişim. Yazıda, “aşırı korumacı” kaygılarla evden dışarı çıkmasına izin verilmemiş, sürekli olarak bilgisayarla oynayan, sokakta hiç top koşturmamış ve hatta Kadıköy vapuruna binmesine izin verilmemiş çocuklardan bahsederek, bunların iyi okulları bitirseler veya birkaç yabancı dili bilseler bile “başarılı” sayılmalarının mümkün olmadığını ifade etmiştim. Kendi dar çevresi dışındaki insanlarla hiç ilişki kurmamış bir gencin meslek hayatında en azından “sorunlu” olacağını iddia etmiştim.
Aldığım elektronik postalardan biri, şimdi emekli olan bir üst düzey yöneticiden geliyordu. Mesajın bazı bölümlerini dikkatinize sunuyorum:
“Ben üç yıl önce emekli olmuş, büyük bir topluluğumuzda, son 13 yılı genel müdür, ondan önceki on yılı ise fabrika müdürü olmak üzere 32 yıl çalışmış ve yüzlerce yüksek tahsilli personeli işe alıp, çalıştırmış bir yöneticiyim. Yıllarca, örnek verdiğiniz sorunlarla mücadele ettim, söz konusu çocukları eğitmek için çaba gösterdim!
Örnek vermek gerekirse; çok iyi yetişmiş –topluluğumuzda sayısı bolca olan Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunları diyelim– birkaç lisan bilen, dünyayı tanıyan, zeki çocuklar, maalesef ürünü satacağımız tüketiciyi ve müşteriyi hiç tanımıyorlardı! Düşünebiliyor musunuz, üretilen ürünü tüketecek halkın yaşadığı şartlar ve ortam, özlemleri, beklentileri, hatta ürünü nasıl kullandıklarını hiç biri bilmiyorlardı! ‘Nereden biliyorsunuz’ derseniz, hep kendilerine soruyordum: Kendisi ve ailesi ile yakın arkadaşlarının tarifini veriyorlardı! Hedef [müşteri] kitlesinin yüzde 99’nun yaşamları ve beklentileri hakkında hiçbir fikirleri yoktu! Diğer yandan, işin daha vahim yönü, bu tür çocuklar ağırlıklı olarak kuruluşların ‘pazarlama ve satış’ bölümlerinde istihdam ediliyorlardı! ... Yani tam bir kaos var. Ve hâlâ da böyle devam ediyor. Çünkü piyasada bir önyargı var. ‘Bu çocuklar daha başarılı olur’ diye ve aksini denemedikleri için sürüp gidiyor. Hâlbuki bu intiba, kuruluşları ölçülemeyen bir biçimde zarara uğratmaya devam ediyor. Tabii ki ‘kârdan zarar’ demek istiyorum.”
Evet, kavanozda yetiştirilmiş çocukların iyi eğitim almış olmalarının veya birden fazla yabancı dil bilmelerinin çalışma hayatında başarıyı getirmediğini, bunların hayat bilgisi derslerinden çakmış olmalarının işyerinde ciddi bir sorun olarak kendini hissettirdiğini bu mektuptan anlıyoruz.
Tabii ki bu gençlerin devam ettikleri üniversitelerin yapacağı çok fazla bir şey yok. Üniversiteler genellikle “hayat bilgisi” vermez. Belki üniversite yönetimlerinden uygulamaya dönük bölümlerde okuyan öğrencilerin staj mecburiyetini ciddi bir biçimde takip etmelerini isteyebiliriz. Bence, mesele öğrencinin üniversiteye adım atmasından önce şekilleniyor. Geçen hafta da ifade ettiğim gibi ailenin tavrı bu konuda çok belirleyici.
Nitekim, yukarıdaki mektubu yazan emekli üst düzey yöneticimiz, ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü’nden 1974 yılında mezun olduğunu, babasının PTT çalışanı, annesinin de ev hanımı olduğunu ifade ettikten sonra şunları belirtmek lüzumunu hissetmiş: “Tahmin edebileceğiniz gibi halk kesiminin her kademesinin içinde yaşadım, onları gördüm ve tanıdım. Fabrikada işe başladığımda yer temizledim, hamallık yaptım, işçiler ve aileleri ile birlikte oldum. Binek arabamıza ise, ancak fabrika müdürü olduktan sonra sahip olduk!”
Yanlış anlaşılmasın, ben 1970’lerde egemen olan ve esas olarak tüketimi ayıplayan, “bir lokma; bir hırka” felsefesini savunuyor değilim! Ama sosyalleşme sürecinin ilk aşaması olan aile ortamında çocuğa kazandırılması gereken değerler bakımından orta sınıf kentli ailelerin çocuklarının Hayat Bilgisi dersinden çaktıklarını iddia ediyorum.
Son yıllarda, Hayat Bilgisi dersinden sınıfta kalmış gençlerin aileleri ile görüştüğünüzde onların sürekli olarak “İmam-Hatip mezunları devlet içinde kadrolaşıyor” diye söylendiklerini duyarsınız. Belki de haklıdırlar, bilemiyorum. Fakat onlara “Sizin oğlunuz acaba işletme okumak yerine neden Mülkiye’ye gitmedi” sorusunu sorduğunuzda çok şaşırırlar. “Kıytırık bir şirkette pazarlama müdürü olacağına vali olurdu, fena mı?” diyerek üstelediğinizde, ne cevap vereceklerini bilemezler. Bir yandan kamu yöneticiliğine “tu kaka” derler, sonra da “başkaları” o işlere girince feveran ederler! Nasıl bir mantık ise, anlamak mümkün değil.
Önümüzdeki yıllarda, büyük şirketler de Hayat Bilgisi’nden sınıfta kalmış gençler yerine imam-hatip mezunlarını satış ve pazarlama elemanı olarak işe alırlarsa ne diyecekler? Çok merak ediyorum.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.02.2016
25.01.2015
3.01.2015
19.03.2014
30.11.2012
29.11.2012
28.11.2012
30.04.2012
16.04.2012
9.04.2012