Ayşe Böhürler
Ekonomist değilim umarım haddimi aşmıyorum. Sıradan bir vatandaşın bulunduğu noktadan bir merakla, bu işlerden anladığına emin olduğum kişilere sorduğum sorularla mini bir ekonomi röportajı yaptım. Meseleye daha reel hayatımızı ilgilendiren noktalardan bakmaya çalıştım. Ayrıca bir vatandaş olarak ekonomide yaşananların kamuoyu ile daha açık paylaşılmasının faydalı olduğuna inananlardanım. Ancak bu paylaşımların geniş bir yelpaze ve fikir aralığındaki kişiler tarafından yapılması toplumu daha da rahatlatacak. Amerikan ürünlerini boykot etmekle bu işin içinden çıkılmayacağını hepimiz biliyoruz. Amerikan kotlarını almayı bıraktığımızda 15 yaşındaydım. İtalyan markaların boykot edildiği günlerde otuzlarımdaydım… Bu tarz şeyler o zaman da bugün de ruhumuza iyi gelir. Ama reel alanda herkesi rahatlatacak önlemler alınmadan işin içinden çıkılmayacağını hepimiz biliyoruz. Nitekim hükümet de krizi atlatmaya yönelik pek çok olumlu adım attı bunun da altını çizmek gerekir. Ancak süreç uzun, bizi bekleyen badirelere karış hazırlıklı olmakta da fayda var.
Her şeyden önce bir hasar tespiti yapılmalı. Durum hafife alınmamalı. Yaşadıklarımızın anormal olduğu ortada. Her şeyden önce % 40’a yakın değer kaybına sebep olacak bir durumu dış operasyon dışında açıklayacak bir sebep de yok. Türkiye’de ne oldu da bir hafta içinde döviz kuruna bağlı bu kadar büyük kayıp yaşandı?
Bilinen ekonomi verileriyle açıklanamayacak bu durum hemen akla önceki yıllardaki krizleri özellikle de Türkiye’ye 20 yıl kaybettiren 2001 krizini akla getirdi. Bugün kongresini yaptığımız ve hafta başında da kuruluşunun 17. yılını kutladığımız AK Parti’nin iktidara geldiği yıllar da o yıllardı. Ve o zaman da ekonomi birinci gündem maddemizdi. Ne olmuştu da bankalarımız batmış, devlet gelirinin % 70’ini faiz giderlerine vermek zorunda kalmış ve halk yoksullaşmıştı? Bu yıllara ilişkin veriler iktidara geldikten iki yıl sonra 2004’de kurulan Yolsuzluğu Araştırma Komisyonu raporunda yer almıştı.4 ay süren Komisyon çalışması Türkiye’ye çekilen ekonomik operasyonların fotoğrafını çekmişti. Bu Rapor AK Parti iktidarına ekonomi alanında ne yapması ve ne yapmaması gerektiği konusunda önemli ipuçları vermişti... Bugün o raporu hazırlayan başkan ve komisyon üyeleriyle bir değerlendirme yapılmasının da önemli olduğuna inanıyorum.
…
2001 krizine benziyor mu?
Bugün o günlerle en ufak bir benzerlik bulunmamaktadır.
2001 krizi geniş spektrumlu ve katastrofik bir problemdi. O zaman döviz artışını durdurmak mümkün değildi. Kriz bankacılık merkezliydi. Türkiye’nin koşulları çok kötüydü.
1994, 2001 gibi bir kriz değil 2008’e göre daha sert ama hallolmayacak bir şey değil. 2001’e göre çok hafif bir kriz. O nezleyse bu hapşırık bile değil…
Bugünkü krizin farkları neler?
Bunun bir dış operasyon olduğu belli. Ancak kırılgan bir ekonomimiz olmasaydı bunu yapamazlardı. Bu da doğru! Krizi hükümet şu anda önlemiş durumda.
IMF’e gidilmeli mi?
Burada uluslararası çevreler bir çıpa istiyor. Gidilebilir ama maliyeti yüksek olur. Ayrıca bugünkü tablo gidilmeyi de gerektirmiyor. Dünya tek bir kompartımandan ibaret değil.
Türkiye’de herkes odalara bölünmüş aslında birbirilerine gaz veriyorlar.
Bir odaya giriyorsunuz yandık kül olduk, diğerinde hamaset var. Karamsarlıkla, hamasetle ya da iyimserlikle bakacağımız noktaların hepsi bu krizde mevcut. Hamaset yapacağız tabii toplum psikolojisi diye bir şey var. Teknik insanlar ile siyasetin uyumlu çalışacağına ilişkin resimler çoğaltılmalı. Kamu bankaları dışında insanların çıkıp yorum yapmaları piyasaya iyi geldi. Bunun gibi daha geniş çevrelerden insanların olan biteni anlatması gerekiyor.
Ancak hasarsız bir durum da yok ortada. Bu ataklarla Türkiye’nin 3 yılını kayıp olarak görebiliriz. Bu süreçte dolar operasyonunun arkasında belki de tek bir adres aramak bizi yanlış sonuçlara ulaştırabilir. Bu süreçten faydalanmak isteyen çöpçü balıklarının da işin boyutunu büyüttüğü söyleniyor. Bu krizden faydalanmak isteyen gruplar durumu abartarak daha da büyütüyor.
Diğer taraftan bu süreç toplumda öyle büyük bir travma yaratmadı. Pazar akşamı gece 12’den sonra yapılan işler tüm idarecilerin durumun farkına vardığı imajını verdi. Türkiye’nin büyümesini yavaşlatan tablonun onarılması, yeni atakların engellenmesi ve de etraftaki çöpçü balıkların temizlenmesine ilişkin somut tedbirlere önerilere ihtiyaç olduğu ortada. Akıl akıldan üstündür, eminim ki ekonomistlerimiz içinde bu süreci çok daha sağlıklı geçirmemize dair önerileri olan çok kişi çıkacaktır.
Bugünün en önemli meselesi ne?
Döviz borcu meselesi var. 500 milyar döviz borcumuz var ki bu halledemeyeceğimiz bir mesele değil. Yapılan operasyonla (başka türlüsü mümkün değil) bir hafta içinde borcumuz % 30 arttı. Bu iş adamlarının kar marjlarını düşürecek, bu krizi kaldırabilmek için iki yıl daha fazla çalışmasına sebep olacak. İşini büyütmesine engel olacak. Bu krizin en büyük hasarı bu.
Batar mıyız?
Şu anda bankalarda milyar dolar mevduat hesabı var ki hiçbir ülke bu hesapla batmaz.
Bir ekonomik kurtuluş savaşı stratejisine ise ihtiyaç var. Bu operasyona devam etmeyeceklerine ilişkin bir veri yok. Tam tersi durum devam edeceklerini gösteriyor.
Ancak şimdiye kadar alınan kararlar yerinde buna devam edilip yapısal reformlar uygulanıp tedbirler alınırsa durum kolaylıkla kontrol altına alınabilir.
Önerileriniz?
Burada en önemli sorun döviz artışı ile birlikte ortaya çıkan şirketlerin teminat açığının kapatılması gibi duruyor. Daha önce de çıkartılan kkf benzeri argümanlar hızlı biçimde aktive edilerek bunun önüne geçilebilir. Artan döviz borçlarıyla birlikte ortaya çıkan teminat açığı kapatılabilir. Böylece yatırımların önü kapanmaz.
En çok zararı kim görecek?
Türkiye’de al-sat firmalarından daha çok üretim firmaları, işletme sermayesi kredilerle dönüyor. Onlara yönelik tedbir alınıp teminat açığına ilişkin önlem alınırsa firmalar da korunmuş olur. Firmaların büyüme kabiliyetlerinin azalmasının önüne geçmek gerekir.
Ayrıca bu süreçte en çok hasarı alacak olan blok ödemeleri olan kuruluşlar. Onlardaki hasara bakmak lazım. Yıkıcı bir hasar mı? Uzun vadeli borçlar içinde bunu halledebilirler mi? Yoksa onlara dair bir önlem almak gerekir.
İşsizlik olur mu?
Bu konuda kanaatim bu krizin işsizliği artırmayacağı şeklinde. Ancak firmaların daha da büyümesini engelleyecek, büyümek için harcayacakları parayı döviz artışından kaynaklanan açıklarını kapatmaya harcayacaklardır. Bu da bir iki yıl kayıp demektir. Türkiye’de kimse dükkanını kapatmaz. Bugünkü verilerle en kötü koşulda bile makro bazda %5 büyümeyi gerçekleştiririz. Bunun karşılığı 1 milyon 200 yeni istihdamdır. Özetle işsizlik artmaz ama azalmaz da…
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2020
29.06.2019
13.04.2019
30.03.2019
9.02.2019
26.01.2019
19.01.2019
12.01.2019
5.02.2019
29.12.2018