Berat ÖZİPEK
Anayasa Mahkemesi (AYM), “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildirisi sebebiyle ceza alan 10 akademisyenin ihlal iddiasını haklı bulduğu için günlerdir hedef alınıyor. AYM Başkanı Zühtü Arslan da öyle.
“AYM katliam diyeni haklı buldu” şeklinde yorumlayan gazeteler de oldu, AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın “niyetini” keşfedip mahkum edenler de.
Oysa, AYM ne katliam diyeni haklı buldu, ne de o yüz kızartıcı bildiriye hak verdi. Aksine, içeriğinin “kabul edilemez,” dilinin de “suçlayıcı, tek taraflı, çelişkili ve sübjektif” olduğu tespitini yaptı. Ama cezayı uygun bulmadı.
Tıpkı, bu metni açıkça mahkum eden, onu imzalayanların da “Barış akademisyenleri” olarak adlandırmayı hiçbir biçimde hak etmediklerini savunan, onların “suça ortak olmayacağız” derken aslında “ahlaki duruş” falan sergilemeyip, sadece bir siyasi pozisyonu ahlakçılık yaparak savunduklarını, bu bakımdan da adaletsizliğe hizmet ettiklerini düşünen, ama akademik özgürlüğün adil olmayan ifadeleri de koruduğunu, ahlak dışılığın veya adaletsizliğin her zaman hukukun konusu olamayacağını ve bu yüzden meslektaşlarının cezalandırılmaması gerektiğini savunan akademisyenler gibi.*
AYM de onlar gibi, üstün bir değer olarak ifade özgürlüğünü ve onunla ilişkili olarak akademik özgürlüğü koruma kaygısıyla hareket etti ve bunu da gerekçeli karara yansıyan bir mantıki ve hukuki temele oturttu.
Mahkeme, bildirinin içeriğini değil, o bildiriden hareketle söz konusu kişileri terör propagandası yapmaktan mahkum eden mahkemelerin kararlarını denetledi. Mahkemeler bu karara varıyorsa, bunu gerekçeli kararında açıklıkla ortaya koymalıydılar ama bu yapılmamıştı. Verilen ceza Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Yargıtay içtihatları açısından da yanlıştı. AYM, “akademisyenlerin açıkladıkları görüşler … tartışmalı olsa veya rağbet görmese dahi ifade özgürlüğünün sıkı koruması altında kalmaktadır” derken, evrensel anlamıyla akademik özgürlüğe; “ifade özgürlüğü sadece memnuniyetle karşılanan … fikirler için değil, aynı zamanda … saldırgan, şok eden, rahatsızlık veren veya ayrılık yaratabilen fikirler için de uygulanabilmelidir” derken de zımnen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin “Handyside Kararı”na ve diğer özgürlükçü içtihatlarına atıf yapmış oluyordu.
“Ankara’da da artık hakimler var”
Bu karar vesilesiyle Prof. Dr. Zühtü Arslan'a gelince, onun AYM Başkanı olması adalet adına bir kazanımı ifade ediyor.
* Bkz. “Suça sahiden ortak olmamak için, Serbestiyet, 14 Ocak 2016, http://serbestiyet.com/yazarlar/berat-ozipek/suca-sahiden-ortak-olmamak-icin-655503
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını bilen, ABD Yüksek Mahkemesi kararlarında ifade özgürlüğüne dair kitabı olan, sakin, mütevazı ve entelektüel bir hakim. Daha önemlisi, pek çok hukukçudan farklı olarak, adalet duygusunu öldürmemeyi başarmış. Sağlam bir doğal hukuk ve insan hakları perspektifine sahip ve savunduğu prensipleri mantıksal sonuçlarına kadar izleme cesaretini gösteriyor.
Kararlarından dolayı ona saldıranlar arasında çok sayıda Ak Partili de var. İktidarı destekleyen medyada da onunla ilgili suçlayıcı haber ve yorumlar yapılıyor. Oysa adaletin ve evrensel hukukun diliyle konuşan bir AYM Başkanının kendi dönemlerinde atanmış olmasıyla gurur duymaları gerek. Aynı şekilde, adil ve mütevazı şahsiyetiyle Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez de AYM tarihinde saygıyla anılacak isimlerden. Egemen fikirlere değil vicdanlarına göre hareket etmelerinden dolayı, aslında onları kutlamaları gerek.
“Sadakat”e gelince. Eğer adalete ve hukuka sadakatten söz ediyorsak, -ki bir hakim söz konusu olduğunda başka türden bir sadakatten söz edemeyiz- Zühtü Arslan o ilkelere gayet sadık. Bundan 30 yıl önce onu tanıdığımda nerede duruyorsa yine aynı yerde duruyor. Sadece 2003’te derlediği ABD Yüksek Mahkemesi ve İfade Özgürlüğü kitabının “Giriş”ini okuyun. Orada Hakim Jackson’ın “halkı zararlı fikirlere karşı korumak devletin vazifesi veya hakkı olamaz” ve Hakim Holmes’un “gerçeğin en iyi testi fikirlerin gücünden geçer” şeklindeki özgürlükçü fikirler içeren içtihatlarına atıf yaptığını görürsünüz. İfade özgürlüğü konusunda ondan Sezer döneminde atanan AYM üyesinin kullandığı yönde oy kullanmasını bekleyenler, bu açıdan asıl kendilerini sorgulamalı.
Argümantasyonu merak edilen ve konuşmaları öğretici düzgün bir insan ve iyi bir hakim o.
“Emeklilik ve ölüm mahkemenin kadıya mülk olmadığını bize hatırlatıyor” diyor konuşmalarının birinde. Ve Sadi Şirazi’nin şu sözlerini ekliyor devamında: “Asıl mutlu kişi, şöhretini ilmiyle adaletine borçludur. Gelen, gider; eken, biçer. İnsana iyi ya da kötü bir ad kalır geride.”
Zühtü Arslan da şöhretini ilmine ve adaletine borçlu. Onun AYM Başkanı olması bir şans herkes için. Ona karşı olanlar için de.
Akıntıya karşı…
Dünyada da Türkiye’de de güvenlikçi perspektif öne çıkıyor ve bu hukuka da yansıyor. ABD’de de Avrupa’da da Türkiye’de de bunun yargıdaki sonuçlarını görüyoruz. İşte tam da böyle bir zamanda sabit bir kaya gibi durup dalgalı zamanlarda özgürlük için güvenli bir liman gerek.
Prof. Dr. Zühtü Arslan, Prof. Dr. Engin Yıldırım ve Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez gibi insan hakları perspektifine sahip üyeler, ifade özgürlüğü adına pek çok güzel kararın ve güzel muhalefet şerhinin altına imza atıyorlar ve Türkiye’de ilk defa farklı bir AYM görüyoruz. Bu süreçte özgürlük ve adalet adına örnek kararlarıyla Yargıtay 16. Ceza Dairesini de anmak gerek.
AYM, son dönemde katılmadığım bazı kararlar vermiş olsa da, genel bir trend olarak özgürlükçü kararlar veriyor ve bugün böyle bir liman olmaya en yakın ve en güçlü kurumu ifade ediyor.
Bu yönüyle, bütün olarak değerlendirildiğinde, tüm yargı için bir adalet çıpası işlevi görüyor ve haksız eleştirilere karşı desteklenmeyi hak ediyor.
Onun başkanı da öyle.
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024