Berrin Sönmez
İktidarın, Boğaziçi Üniversitesi'ni teslim almak için kayyım rektör atamasına tepki göstererek protesto hakkını kullanan öğrencileri, ağır hakaret ve ithamlarla suçlu göstermesi, terörist ilan etmesi kimseyi şaşırtmadı. Bunu hep yapıyor. Ücretleri ödenmediği için gösteri yapan işçilere terörist derken emekçinin alın teri karşılığı hakkını vermeyen patrona sözü yok. Hani işçinin hakkını alın teri kurumadan vermek prensibi vardı ya işte o prensip iktidarın dini söylem lügatinde yok. Yoksulun, emekçinin desteğini alıp devletlu olduktan sonra patronun, sermayenin desteğinden başkasına itibarı kalmadı çünkü. Öğrenci protestolarının rüzgarıyla iktidara gelirken şimdi öğrenci protestolarını ajanlıkla ilişkilendirip altından bir büyük resim çıkararak iktidara tutunma çabasında. İşin aslına bakarsak iktidarın iddialarına inanıp gönülden katılan insan çok az. Emniyetin resmi hesaplarından “yalanla da mücadelemiz sürüyor” iddiasıyla yayınladığı videolardan, Şeyma ile ilgili olanda görüntü kaydının saati ile olay anının saati arasındaki tutarsızlık açıkça görüldüğü için, “yalanla mücadelenin yalanla mı yapıldığı?” sorusu hakim oluyor zihinlere.
Öğrencileri terörle, ajanlıkla itham eden iktidar söylemine tümüyle inanan insanların, tıpkı İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilmesini isteyenlerin ancak yüzde 7 oranında oluşu gibi düşük oranlarda olduğunu tahmin edebiliriz. Mesele şu ki ülkemizdeki tek sorun din-devlet ilişkisi değil. Dindar olduğu iddiasıyla oy alanların da ona sırf bu iddiası için oy verenlerin ve inanmaya devam edenlerin de dini anlayışındaki “yansıtma kolaycılığı” asıl derdimiz. Allah’ın kendisine emredip sorumluluk olarak yüklediklerini yerine getirmeyip tersine dua olarak Allah’a yansıtan, yaygın bir dindarlık biçimi var bizde. Örneğin Allah “olmayana da ver” demiştir ayetle. Yüzlerce yıldır yaygın olan dindarlık anlayışıyla insanlar görevi, Allah’a iade eder adeta O’na ‘işini yap’ der gibi dua eder. Hem de en güzel sofralarda en nadide yemekleri yerken, doyma ihtiyacının çok ötesine geçen o yeme hazzı anında ve gürültülü bir sesle “Allah’ım olmayana da ver” duasında bulunmak sık karşılaştığımız, ‘dindarca’ davranışlardandır. Akif, “Allah’ı vekilharç tayin etmek” eleştirisiyle karşı çıkardı tevekkülü, kendi sorumluluğunu duaya dönüştürüp Allah’a iade eden bu tip yerleşik ve yanlış dindar algıya/alışkanlığa. Tarih boyunca çoğu zaman Müslümanın bireysel sorumluluğunu dua olarak Allah’a iade etmek için devleti yansıtıcı ayna olarak kullandığını görürüz. Bedeli mukabilinde elbette ve bu bedel devlete inanmak değil inanmadığını açıkça söylemekten kaçınmak ve gerçeğin ortaya çıkarılması işini de yine Allah’a havale etmek. Kul hakkını korumak Müslüman’ın görevi ama her konuda sorumluluğunu Allah’a iade ederken kendisine vasıta kıldığı devletin hak ihlaline doğrudan karşı çıkıp ters düşmekten kaçındığı için sessiz kalıp devletin söylemindeki yanlışı ortaya çıkarmak işini de Allah’a bırakıyor.
Ancak böylesi bir profile itiraz eden dindarlık biçimleri de oldu her zaman. Yine var ve etkili oluyorlar. Özellikle eylemlerde baştan itibaren ortaklaşmayı seçen birlikte organize olma yolunu kuranlardan Emek Adalet Platformu, üyeleri olan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin kaleminden olaylara dair açıklamalar yayınlıyor. Geçmişte başörtüsü yasaklarının uygulanamadığı tek üniversite olmasını sağlayan şey öğrenci dayanışması ve özgür akademi geleneğiydi ve şimdi iktidarı rahatsız eden şey tam olarak bu. Ancak geçmişten günümüze akan dayanışma geleneğinin dindar öğrencilerin de katkısıyla sürdürülmesi, toplumun geniş kesimleri ve kolaycı dindarlık biçimlerine ibret olmalı. Geçmişte LGBTİ+lar başörtülü öğrencilerin yanındaydı. Şimdi dindar gençlik kitlesi içinde ufku geniş Boğaziçili öğrenciler LGBTİ+ kulübünün kapatılmasına ve ifade hürriyetinin engellenmesiyle birlikte kayyım rektöre, polis müdahalesine, gözaltı ve tutuklamalara karşı itiraz seslerini birlikte yükseltiyorlar.
Yazık ki başörtülü kadınlar üzerinden yürütülen yasakçı ve dışlayıcı zihniyette hiçbir değişiklik yok. Geçmişte “irticacı” olarak suçlananlar şimdi “yalancılıkla” suçlanıyor. Şeyma Altundal, üzerinde çalışıldığı düşünülen polis kayıtlarıyla yalanlanırken sosyal medya linciyle de başa çıkmak zorunda bırakılıyor. Uzun zamandır bu ülkede dindar, örtülü ve muhalif olmanın bedeli, darbe döneminde ödenen bedellerle yarışır halde. Muhalif dindar kadınlara her türlü hakaret sosyal medya paylaşımları, gazete haberleri, köşe yazıları üzerinden serbest atışla sürdürülüyor. Kabe, Şahmeran ve gökkuşağı sembolünün bir arada kullanıldığı resmi “kutsalımıza hakaret” olarak sunan iktidarın, muktedir olarak LGBTİ+lara ölçüsüz şekilde yönelttiği nefret suçu ve ayrımcı politikasına dindar insanların karşı çıkması bile suç gibi gösteriliyor. Hatta başörtüsünü kutsayarak başörtülü kadınlara hakaret ediliyor.
Diğer yandan yönettikleri, her köşe bucağında tek kişinin emriyle, tam olarak muktedir oldukları bu ülkede bir şirket başörtülü bir kadını işe almayarak ayrımcılık uyguluyor. Boş pozisyona başvuran üç kişi arasında en uygun aday olarak görülmesine rağmen, abdest alıp namaz kılması yasak olduğu için işe alınmıyor bir başörtülü kadın. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sosyal medya hesabından duyurduğu olayda, merkezi yurt dışında olan AUNDE isimli bir fabrikanın çalışanlarına abdest, namaz yasağı getirip buna bağlı olarak başörtüsü ayrımcılığı uyguladığını öğreniyoruz. İşin ilginç yanı firmanın yurt dışındaki merkezinde böyle bir ayrımcılık olmaması zira lafa gelince “bizi kıskanan” Almanya’nın, ayrımcılık, ırkçılık ve nefret suçlarına karşı iyi uygulanan yasaları var. Dindarlık adına mangalda kül bırakmayıp, olur olmaz kutsallık icat eden yöneticiler, yönettikleri ülkede namaz kılma yasağı uygulayan firmaları bilmiyorsa bir dert, bilip de önlemiyorsa o da başka dert. Boğaziçi’ni değersizleştirmeye çalışmaktan, LGBTİ+ nefretini körükleyerek öğrenci dayanışmasını kriminalize etmekten fırsat bulup da egemen olduğu ülkede beş vakit dini mesaj verirken bazı firmaların namaz yasağı uygulamasını, dindarlara izah etmeli, iktidar. Emin olun kolaycı dindarlar bile bunu öğrenmek ister. Öğrencileri terörist ilan etmekten, Boğaziçi Üniversitesini ‘ajan yuvası’ alarak tanımlayıp ülkede pek az kurumda kalmış özgür, akademik ruhun son kırıntılarını da yok etmekle uğraşmaktan asıl işini yapmıyor. Kendi ideolojisi doğrultusunda tüm muhalifleri suçlama kolaycılığı sağlayan ayrımcı politikalar uygulayan bir devletin yönetimi altında olması gereken yabancı firmalar kolaylıkla inanç ve ibadet hürriyetini yok sayarak ayrımcılık yapar kolayca. Bir ülkede nefret suçu sadece devletin tekelinde kalmıyor tabi ki küçük muktedirler de kendi nefretleriyle yönetim politikası belirleme hakkına sahip olup namaz yasağı getirebiliyor işte. Kısacası ya hepimiz özgürüz ya hiçbirimiz.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
10.08.2025
28.02.2025
31.01.2025
27.09.2024
13.09.2024
5.07.2024
18.05.2024