Cafer Solgun
Yazılarımı farklı çevrelerin takip ettiğini gelen okur tepkilerinden anlıyor, biliyorum. Küfür, hakaret, tehdit içermediği ve bir görüş değeri ifade ettiği müddetçe tepkilerden, eleştirilerden asla rahatsız olan biri değilim. Bir yazar, yorumcu, analizci için farklı çevreler tarafından izleniyor olmak, "peki şuna ne diyeceksiniz?" türü tepkilere muhatap olmak rahatsızlık vermek şöyle dursun iyi bir şeydir diye düşünürüm.
İktidar partisinin söylem, icraat ve politikalarıyla ilgili genellikle eleştirel bir duruşum olması nedeniyle "şucu, bucu", haydi daha açık söyleyeyim Cemaatçi, paralelciolduğum yönünde azalmayan okur tepkileri var. "Değilim yahu! Bağımsız bir yazarım" diye kestirip atabilirim ama bunun, ülkemizde son yıllarda herkes açısından düşündürücü olması gereken kutuplaşmanın yansımalarından biri olması nedeniyle geçiştiremeyeceğimiz bir anlamı var.
Nasıl ki bir zamanlar devlet ve onu temsil durumunda olanlar nezdinde inkar ideolojisinin dayatmalarını kabul etmeyen, itiraz eden herkes kolayca "vatan haini" olmakla itham ediliyor ve başına olmadık işler geliyor idiyse, bugün de iktidar partisini eleştiren herkes "paralel" olmakla suçlanır oldu. Bu "paralel" ithamı da tıpkı "hain" olmak ithamı gibi devlet gücünü elinde tutanlar açısından son derece soyut, muğlak ve öyle olduğu için de beğenmediği herkesi içine atıp döveceği bir "torba" işlevi görüyor.
"Paralel" lafı icat edilmeden hemen önce, "Gezici" ithamı vardı. Gezi olayını AKP gibi değerlendirmiyorsanız, örneğin "Gezi, darbe girişimidir, kahramanca bastırdık" demiyorsanız, Gezi'de öldürülen, gözü çıkarılan gençlerin ve onların ailelerinin hukuk mücadelesinin yanında saf tutuyorsanız tabii ki "Gezici" idiniz. Sonra "paralel" çıktı ve şimdi eleştiri ve itirazı olan herkes ya "paralel" ya da "paralelcilerin oyununa gelmiş" oldu.
Bu "paralel" ithamı da tıpkı "hain" olmak ithamı gibi devlet gücünü elinde tutanlar açısından son derece soyut, muğlak ve öyle olduğu için de beğenmediği herkesi içine atıp döveceği bir "torba" işlevi görüyor. |
Bunun da ölçüsü Gezi kadar basit: Kapı gibi delilleri olmasına rağmen görülmemiş bir keyfiyetle üzeri örtülen 17-25 Aralık operasyonlarının bir "darbe girişimi" olduğu dayatmasına karşı çıkıyor, "şüphelilerin" herhangi bir yurttaş gibi yargı önünde hesap vermeleri gerektiğini söylüyorsanız hemen o "torba"nın içerisinde buluyorsunuz kendinizi.
Kimse kusura bakmasın ama bu bir tipik "eski Türkiye" anlayış ve dayatmasıdır. Aktörler değişik, üslup ve söylemler arasında nüans farklar var ama kafa aynı kafa. Çünkü bu "kafa" ile yönetmek kolay.
Kimse kusura bakmasın ama bu bir tipik "eski Türkiye" anlayış ve dayatmasıdır. Aktörler değişik, üslup ve söylemler arasında nüans farklar var ama kafa aynı kafa. Çünkü bu "kafa" ile yönetmek kolay. |
Meydanlarda vıcık vıcık demagojisi yapılan "milli irade"den sadece kendi destekçilerini anlayan bu zihniyet ile memleketin hiçbir köklü sorununa çözüm getirileceğini düşünmüyorum.
Bazı okurlarım hemen ayaklanacaktır; "Yüzüne gözüne dürsün, 12 sene önce ile aynı mıyız? Tabuları yerle bir etmedik mi?"
Yüzeysel ve yanılgılı. Çünkü AKP, Türkiye'nin sorunlarının demokrasi içerisinde çözümünün daha fazla ertelenemeyeceği bir tarih kesitinde sahneye çıktı. Ve Türkiye'yi durdurdu. Değişim ihtiyacını temsil iddia ve çabasından vazgeçti, bir statüko partisi haline geldi.
"AKP, Türkiye'nin sorunlarının demokrasi içerisinde çözümünün daha fazla ertelenemeyeceği bir tarih kesitinde sahneye çıktı. Ve Türkiye'yi durdurdu. Değişim ihtiyacını temsil iddia ve çabasından vazgeçti, bir statüko partisi haline geldi." |
AKP'nin eşit yurttaşlık, insan onuru diyen seçim beyannamesi kendi taraftarları dahil neden kimseyi heyecanlandırmadı acaba? "Paralel" deyince soru cevabını bulmuş mu oluyor?
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- “Her şeyin bir şeyi var”
15.06.2025 - Hayal, hayat, mucize…
1.06.2025 - Hala buradayız
23.05.2025 - Devrimci, demirci, şair… Fadıl Öztürk
10.05.2025 - Emperyalizm bu işin neresinde?
27.04.2025 - “Geçmişe yeniden bakmak” mı? Peki!
19.04.2025 - “Yerli, milli ve anti emperyalist” olmak iyi de…
13.04.2025 - Her taşın altından çıkıyor: Emperyalizm!
4.04.2025 - Demeyin o kadar da değil, oluyor
29.03.2025 - Newroz pîroz be!
24.03.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Sokak Müslümanı
bu şartlarda medyadaki "barış" algısı oluşturma çabası hırsıza yol göstermektir. Yani, Ben Türkiye cumhuriyeti devletinin temel ilkelerine aykırı bir şey istersem, bunu terör faaliyetiyle desteklersem, 30 000 kişinin, çoluk çocuğun, bebeklerin katili bile olsam, yabancı devletlerin taşeronluğunu yapıp ülkeyi yıpratsam, uyuşturucu satsam, suçsuz günahsız askerleri şehit etsem, bir kaç yıl bana "ada tahsis edilir" sonra elimdeki kanlı dolaşırım. demek olmaz mı bu?Allah Adaletini Göstersin İnşallah
Ad Soyad Giriniz...
tespitleriniz çok yerinde Ahmet bey...
Ad Soyad Giriniz...
Peki, Müslüman. Bütün bunları kine dönüştürsek uyuşturucuya devam desek 30 00 daha öldürtsek 4000 Kürt köyünü daha yaksak askerimiz polisimizi şehit ermeye devam etsek ne güzel olur değil mi? Siz otuz yılda eli bin vatandaşın katline yetmez diyorsun elli daha diyorsunuz. Eğer Allah cc adaletini verse sizin gibilerin hali nice olur.
mustafa Ayan
Bizde soruyoruz. Cumhuriye birlikte kurtarildiktan sonra anayasa kürt türk cumhuriyeti resmidili kürtçe türkçe olarak belirlendi sonra kim bunu yok saydı? Aynı zihniyet kürtçeyi yasaklayincaya kadar pkk varmiydi? Yine aynı zihniyet diyarbakır cezaevinde insanlarımıza dışkısını yedirinceye kadar pkk varmiydi? SİYASİ VE KEMALİZİM KARDEŞLİĞİNE HAYIR. BİZİ ASİMİLE ETMEK İÇİN KARDEŞ SAYAN ZİHNİYETEDE HAYIR YA GERÇEK İSLAMİYETİN EMR ETTİĞİ KARDEŞLİK YADA KULLİYATINA HAYIR. SAYGILAR