Cafer Solgun
1988 yılının Aralık ayı idi... Uzun süren bir "takibattan" sonra almışlardı. Yasal bir derginin yöneticisiydim. Meclis'te hakkımda soru önergesi bile verilmişti; "Neden takip ediyorsunuz? Bir yasal problemi varsa savcılığa çağırın" diye. Sonuçta almışlardı... İşkenceleriyle, işkencede ölümleriyle namlı DAL'a götürüldüm arkadaşlarımla birlikte sokak ortasında alınıp...
Benim ve arkadaşlarımın maruz kaldığı gaddar işkenceleri anlatmayacağım uzun uzun.
Konulduğum hücre, sorgu/işkence odasının bitişiğindeydi diyeyim anlayın...
Bir gün aniden açıldı hücremin kapısı ve gözlerimi de bağlamadan panik halinde, "Ulan bize bir şey anlatmadın, birazdan başka bir ekip seni sorgulayacak onlara da anlatmayacaksın. Bir şey söylersen öldürürüz seni" dediler, kapıyı kapatıp gittiler. O ekip de "sorguladı" beni. Sonradan anladım, galiba onlar MİT'ten gelmişlerdi ve emniyet ile MİT arasında gizlemedikleri bir çekişme vardı. Kendi işkencecilerim "çözülmememi" telkin etmişlerdi bana; acı acı gülümsediğimi hatırlıyorum...
Bir başka gün... Her zamanki gibi gözlerimi sıkıca bağlayıp (önce pamuk koyuyorlardı gözlerimin üzerine sonra da bir bez parçasıyla bağlıyorlardı) hücremden çıkardılar. "Eğil! Sağa dön! Şimdi sola!" komutları eşliğinde bir odaya soktular. İşkence odası değildi burası. Ayaklarımın altında yumuşak bir halı vardı. Ağır bir sessizlik... Perişan halde, ama sakindim. Yine de "Kimin karşısına çıkardılar beni acaba?" diye merak etmedim değil.
Az sonra sessizliği "Bu mu?" diye soran bir ses bozdu. "Evet" cevabını alınca, yine sessizlik.
Hiçbir şey görmüyordum doğal olarak, ama hissettim, sesin sahibi olan adam makamından kalkıp tam karşıma gelmiş durmuştu. Nefesini hissediyordum. "Şunu bilesin" dedi, emreden bir ses tonuyla, "Ankara'da yaşatmayacağız sizi".
Bu sözleri söylerken parmağıyla göğsüme vurdu birkaç kez. Sendeledim. Toparlanınca "Ben yasal bir derginin yayın yönetmeniyim..." diye günlerdir ağzımdan çıkan yegane cümleyi söylemeye başladım, sözümü kesti, "Götürün bunu!".
Bir işkence seansı daha... Kimdi acaba o adam? Aklıma takılan buydu.
Sonra bitti işkenceli sorgu. Savcılığa çıkartıldık. O zamanlardan ün yapmaya başlamış Nuh Mete Yüksel'e verdik ifademizi. Adam bizi serbest bıraktı ama her halinden "Bu sefer böyle ama görürsünüz siz..." der gibiydi.
Sonraki yıllarda o sesin sahibi Türkiye'nin gündemine Susurluk Çetesi ile, milletvekili olarak ve başına geçtiği partinin (DYP) genel başkanı sıfatıyla çok gelecekti. Mehmet Ağar...
O Mehmet Ağar, TBMM'de darbe komisyonuna "tecrübelerini" anlatırken, "Sonra anladım, solcular aslında iyi çocuklarmış" gibi bir şeyler dedi. Utangaç bir özür müydü, bilemedim...
Kızı hastalıktan öldü, evlat acısı nedir, bu vesileyle öğrenmiş olmalıdır.
Eğer özür dilemek istiyorsa, varsa yüreği buna, bir Cumartesi günü Taksim'deki Galatasaray Meydanı'na gelir, saat tam 12'de ve Cumartesi Anneleri'nin karşısına çıkar orada söyler sözünü... Mesela bu cumartesi, Cumartesi Anneleri'nin 604. Hafta oturma eyleminde (22 Ekim 2016, saat:12.00, Galatasaray) 21 yıldan beri "kayıp" Fehmi Tosun'un akıbetini soracağız...
21 yıl önce, 19 Ekim 1995 günü arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte gözaltına alınan ve bir daha da kendisinden haber alınamayan Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun ve kızı Besna'nın karşısına çıksın.
"Özür dilerim" demesine de gerek yok, kayıplarımızın akıbeti ile ilgili sorumluluğunu açıklasın...
İşkenceciler ciğeri beş para etmez, yüreksiz, korkak insan suretinde zavallılardır.
Haydi bakalım Mehmet Ağar...
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
19.07.2025
11.07.2025
6.07.2025
30.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025