Celal BAŞLANGIÇ
Cizre'de beş kez ilan edilen sokağa çıkma yasaklarında devlete göre hiç sivil ölümü olmamış. TİHV'e göre öldürülen sivillerin sayısı en az 192. Cizre'de yaşamını yitiren 57 kişi de dört ayrı kimsesizler mezarlığında toprağa verilmiş.
Karanlık iyiden iyiye çökmüştü Cizre’ye.
En son ve en uzun sokağa çıkma yasağı sürüyordu.
Mermiler geceyi deliyor, top sesleri evin camlarını zangırdatıyordu.
Can güvenlikleri için evlerinin en alt katına inmeye karar verdi İnce ailesi.
Halası Berivan 89 günlük Miray bebeği aldı kucağına, önden koşturdu merdivenlere. Silahlar sanki evin içinde patladı birden bire. Miray’ın yüzü kanıyordu ve hiç sesi çıkmıyordu. Öldü zannettiler önce. Bütün aile gözyaşlarına boğuldu. Neden sonra bir mucize oldu sanki. Birden bire ağlamaya başladı Miray bebek.
Hemen 112’yi aradılar. “Tamam geliriz” dediler “Ama siz 155’i arayın izin alın.”
Polisten aldıkları yanıt netti:
“Bir beyaz bayrak alın, bir kadın iki erkek çıkın. Size ateş edilmeyecek.”
75 yaşındaki dedesi Ramazan, 41 yaşındaki amcası Abdurrahman ve 38 yaşındaki yengesi Rukiye kucaklarına Miray bebeği alıp beyaz bayrakla çıkıyor evlerinin kapısından.
Sokağın başındaki zırlı araç birden ölüm kusuyor, tarıyor kucaklarında yaralı bebekleriyle çıkan İnce ailesini.
Miray bebek oracıkta ölüyor. Dede Ramazan İnce de kaldırıldığı hastanede.
‘BURADA CEHENNEMİ YAŞADIK’
İlk sokağa çıkma yasağında doğan Miray bebek son sokağa çıkma yasağında öldürüldüğünde 89 günlüktü.
Cizre’de ilan edilen ilk sokağa çıkma yasağında doğmuştu Miray bebek. En son ve en uzun sokağa çıkma yasağında da öldürülmüştü. Üç aylık yaşamı iki sokağa çıkma yasağının arasına sıkışmıştı.
Suriye’deki savaştan kaçıp sığındığı Cizre’de Burhan ile evlenen Miray’ın annesi Soulin, “Kime, neye, nereye ne şekilde üzüleceğimi bilmiyorum. Sözüm tükendi” diyordu.
Aileden geriye kalanların gözleri önünde öldürülmüştü Miray’la dedesi. Görgü tanıkları zırhlı araçtan ateş açıldığını net biçimde görmüştü, böyle olduğunu da açık açık anlatıyorlardı.
Ama devletin haber ajansı AA geçtiği haberde gerçeği tümüyle tersyüz etmişti:
“Cizre’de PKK’lılara karşı yürütülen operasyonda evlerinin balkonunda halasının kucağında bulunan 3 aylık Miray İnce isimli bebek, PKK’lılarca açılan ateş sonucu başından yaralandı. Olay yerine gönderilen ambulans bombalı tuzaklar ve hendekten dolayı Su Kanalı Sokağı’ndaki eve yaklaşamadı. Bunun üzerine Miray bebeği kucağına alan hala Rukiye İnce ile bebeğin dedesi Ramazan İnce, evlerinden çıkarak 50 metre mesafedeki ambulansa yöneldi. Bu sırada PKK’lıların arkadan ateş açması sonucu yaralanan Miray bebek kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.”
Doğan Haber Ajansı belli ki gerçeği yazamayınca “orta yol”u seçmişti. DHA’ya göre bebekle dedesinin yaşamlarını yitirmelerinin nedeni iki ateş arasında kalmalarıydı.
Miray bebeğin dünyaya geldiği Cizre’deki ilk sokağa çıkma yasağı 4 Eylül 2015’te ilan edilmiş, 12 Eylül”e kadar sekiz gün sürmüştü. Yasağın kalkmasından sonra Barış Bloku’nun çağrısıyla oluşan uluslararası bir heyetle gitmiştik Cizre’ye. Gördüklerimiz, duyduklarımız hem dehşet vericiydi hem de sonrasında yaşanacak daha büyük vahşetlerin habercisiydi.
Operasyonlar sonrası Cizre sokaklarından bir görüntü.
Yasağın sürdüğü sekiz gün boyunca; mahallelere, evlere saldırıyı, kurşunlamayı, havan topu yağdırmayı, keskin nişancılarla insan avlamayı burada kalarak bire bir izleyen HDP Şırnak Milletvekili Fasal Sarıyıldız “Sekiz gün cehennemi yaşadık” diyordu:
“Tam anlamıyla devlet şiddetinin teröre dönüştüğü bir cehennemi yaşadı Cizre. Elektrik, su kesildi. Tüm haberleşme kanalları kesilerek Cizre dünyadan koparıldı. Binlerce Özel Harekatçı sevk etmişlerdi. 21 sivil öldürüldü sekiz günde. Bu insanların tümü ya kapısının önünde ya da mahallesinde öldürüldü. 15’i ateşli silahla ve kafasından tek kurşunla vurulmuştu. Altısı da ambulansların girmesi engellendiği için hayatını yitirdi. Filistin-İsrail savaşında bile olmuyor bu. 100’ün üzerinde insan da yaralandı. Öldürülenler içinde tek bir silahlı kişi yoktu. Dördü beşi gençti. Gerisi de 35 günlük bebekten, 80 yaşındaki insana kadar tümü sivildi. Sekiz gün boyunca tek bir eczane, tek bir fırın açık değildi. Çatılardaki tam 240 su deposu patlatıldı. Küçük bebekler sokaktaki su birikintilerini içtiler. Sokağa çıkma yasağı kalkınca kurşunla vurulmuş yüzlerce güvercin ve kedi ölüsüyle karşılaştık. Hareket eden her şeye ateş etmişlerdi.”
Cizre’de 4 Eylül 2015’ten 2 Mart 2016’ya kadar beş kez ilan edilen sokağa çıkma yasakları 24 saat kesintisiz olarak toplam 90 gün uygulanmıştı. Operasyonlar bittiğinde yapılan resmi açıklamada 23 asker ve polis yaşamını yitirmişti. 603 PKK’lı da etkisiz hale getirilmişti. Yani devlete göre hiç sivil öldürülmemişti. Oysa devletin ajansı en azından iki sivilin yani Miray’la dedesi Ramazan’ın PKK’liler tarafından öldürüldüğünü iddia etmişti. Demek ki PKK’nin öldürdüğü iddia edilen sivilleri bile yok sayıyordu AKP iktidarı! Üç aylık Miray bebek de, 75 yaşındaki dedesi Ramazan da “etkisiz hale getirilen PKK’liler” kategorisindeydi devlete göre.
İlk sokağa çıkma yasağında yaşamını yitirenlerden 16’sı kitlesel bir cenaze töreniyle toprağa verildi.
Oysa Cizre’de yaşanan gerçek bambaşkaydı. Devletin ölümler hakkındaki verilerileriyle STK’ların, Cizre’deki yerel yönetimin verileri tümüyle birbiriyle çelişiyor.
Cizrelilere göre sokağa çıkma yasaklarında yapılan operasyonlarda 60’a yakın YPS’li, 70 kadar sivil yaşamını yitirmiş. Buna üç bodrumda katledilen yaklaşık 170 kişiyi de ekleyince, ölen sivillerin sayısı toplam 240 oluyor. Şu anda Cizre, Silopi, Şanlıurfa ve Gaziantep’teki kimsesizler mezarlığına gömülen cenaze sayısı da 57.
TİHV Dokümantasyon Merkezi’nin yaptığı çalışmaya göre de sokağa çıkma yasaklarında yapılan operasyonlarda öldürülen sivillerin sayısı 192 olarak belirlenmiş.
‘GÖZALTINDA ÇOK VAHŞİ DAVRANIYORLAR’
Bütün bu yaşananlardan Cizrelilerde geriye kalan ruh halini sorduğumda bir yerel yönetici peş peşe şu cümleleri kurdu:
“Devlete, AKP iktidarına büyük bir öfkeleri var. Hala ağır bir hüzün yaşanıyor. Bütün bunlar sanki birkaç dakika önce yaşanmış gibi gözyaşı var. İçleri paramparça.”
Ama bütün bunlara karşın yaşama geri dönme konusunda büyük bir çabaları var Cizrelilerin. Kimine göre 120, kimine göre 140 bin nüfuslu ilçeden göçen binlerce aile geri dönmüş. Bir biçimde barınma sorunlarını çözmüşler yıkılan onca eve karşın.
Cizre Belediye Eşbaşkanı Leyla İmret sokağa çıkma yasakları sırasında görevden alınmış. Ama görevde olmamasına karşın Cizre’nin sorunlarını çözmek için çalışıyor. Diğer Eşbaşkan Kadir Konur henüz görevinin başında. Yasaklar ve operasyonlar sonrası Cizre’nin yeniden hayata dönmesi için yapmalarına izin verilen projeleri uygulamaya, kent halkına biraz olsun nefes aldırmaya çalışıyorlar. Ancak merkezi iktidar hareket kabiliyetlerini neredeyse sıfır noktasına getirmiş.
Şu anda Cizre’de saat 23.00 ile 02.30 arasında hala sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Operasyonlar sonrası başlayan büyük gözaltı dalgası da sürüyor. Gözaltına alınanlar arasında HDP ve DBP yöneticileriyle çocuklarını yitiren ailelerin sayısı dikkat çekici oranda.
Gözaltına alınanlara en çok “Özyönetim nasıl ilan edildi, hendekleri kim açtı” gibi sorular yöneltiliyormuş. “Ancak” diyorlar “Uzun gözaltına pek rastlanmıyor. En çok üç gün sürüyor. Daha önceden gözaltına alınanların çoğu tutuklanıyordu. Bugünlerde tutuklanma oranı düştü. Ama sorgudan geçenlerin çoğu ‘Çok vahşi davranıyorlar’ diye yakınıyor.”
Henüz kamulaştırma yapılmamış. Sadece kente hakim bir tepeye belediye tarafından yaptırılan ve henüz açılmamış olan kültür merkezini kamulaştırmış devlet. Muhtemelen karakol olarak kullanacak.
Cizre’deki hane sayısı 30 bin dolayında. Bunlardan üç bini hakkında yıkım kararı verilmiş. Zaten kentin yüzde 80’i “riskli alan” ilan edilmiş. Yani 10 mahalleden dokuzu “riskli alan” kararı içinde. Burada yeni yapılaşmaya izin verilmiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yapacağı yeni imar planı bekleniyor. Ancak anlaşılan şu ki Cizre’nin yeni imar planında “güvenlik konsepti” egemen olacak.
Yasaklar kalkınca Cizreliler evlerine dönebilmek için uzun kuyruklar oluşturdu.
Bütün bunlara karşın Cizre halkı hem kendi barınma sorununu çözmüş büyük bir dayanışmayla, hemde hala sokağa çıkma yasağı süren Şırnak’ı terketmek zorunda kalan binlerce aileye ev sahipliği yapıyor.
Doğal olarak da yardımların ağırlıklı kısmı Şırnak’tan göçen ailelere yöneltilmiş durumda.
Ancak bugünlerde cehennem sıcakları yaşanıyor Cizre’de. En büyük ihtiyaçların başında buzdolabı ve klima geliyor. Ama yasaklar bittiğinden bu yana yardım için bölgedeki kentlerden Cizre’ye gönderilen buzdolaplarına güvenlik güçleri tarafından el konularak geri gönderiliyor.
“En son Urfa’dan 300 buzdolabı gönderildi” diye anlatıyor Cizreliler, “Ancak kentin girişinde bekletildi önce. Sonra yediemine teslim edildi. Ardından da geldiği yere gönderildi.”
Operasyonlar sırasında insanların terk ettiği, çoğu yıkılmamış, hasar görmemiş evlere kapıları kırılarak girilmiş. Bütün beyaz eşyalar, televizyonlar ya kurşunlanmış ya da çekiç ve balta gibi aletlerle parçalanmış. Hatta evlerdeki giysi dolapları enlemesine kurşunlanmış, tek mermiyle bütün elbiseler delinmiş.
Cizrelilerin anlattığına göre evi az hasarlı olanlara devlet üç bin liralık malzeme yardımı yapıyormuş. Yapılan “kardeş aile” kampanyası sonucu dünyanın dört bir yanından insanlar Cizre’de 800 “kardeş aile” edinmiş. Rojava Yardımlaşma Derneği de bölgede yasakları, operasyonları yaşayan bütün kentlere olduğu gibi Cizre’ye de yardım kampanyası örgütlüyor. Yani Kürtler ağırlıklı olarak kendi yaralarını kendileri sarıyor.
AKP “milli irade”yi dilinden düşürmüyor ama yüzde 80’in üzerinde oy alarak seçilmiş DBP’li Cizre Belediyesi’ni AKP iktidarı kesinlikle muhatap almıyor. Evleri yıkılmış, yüzde 80’i riskli alan ilan edilmiş, altyapısının büyük bölümü tahrip edilmiş ilçede belediye yokmuş gibi davranıyor.
Cizre Belediye Eşbaşkanı Konur AKP’nin milli iradeyi tanımadığı görüşünde:
“Yapacakları hiçbir planı bizimle paylaşmıyorlar. 10’dan fazla bakan geldi Cizre’ye. Bir teki bile kentte yapılacaklar hakkında bilgi vermedi. Aldığımız haberlere göre konut sorununu çözmek için TOKİ, Şırnak yolundaki Konak Mahallesi’nde inşaat yapacakmış. Ancak bu alanda üç köy var. Bu sefer o köylülerin evleri yıkılacak.”
Bütün yaşanılanlara rağmen Cizreliler barıştan umutlarını kesmemiş. “Barışı, müzakerelerin başlamasını dört gözle bekliyoruz. Artık yeter. Normal hayata dönmek istiyoruz” diyorlar.
Ancak iktidar sözcüleri “ya herro ya merro”lu “ölüm kalım savaşlı” tamtamlarını çalmayı sürdürdükçe bu topraklarda çok uzak bir düş barış!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
















































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021