Cemil ERTEM
Seçim sonrası, gerçek renkleri ortaya çıkartan, çok ilginç bir süreç olacak. Bu süreçte ilkönce, Türkiye siyasi hayatında, iki farklı kutup gibi duran ancak bugün aynı yerde ve pozisyonda gördüğümüz iki dinamik açığa çıktı. Birincisi, devletle birlikte büyümüş ve yağma ekonomisine dayanan sermaye yapısı. Diğeri de, bu sermaye yapısının karşısındaymış gibi duran ama aslında aynı cephede yer alan sendikalar, mesleki örgütler ve ‘sol’ siyasi partiler. Bu partilerin bir bölümü bugün el altından nasyonel-sosyalist CHP’yi destekleyerek, nasyonel-sosyalist özlerine dönüyorlar. Yine bunların izdüşümü olan korparatist meslek örgütleri ise korparatist-faşist ideoloji ile örülü seçim bildirgeleri yayınlayarak, seçim sonrasindaki yeni siyasi yapılanmada, sağ taraftaki sahici yerlerini garanti altına alıyorlar. Ancak, bu nasyonel-sosyalist çatıdaki ‘zıtların birliği,’ 12 Eylül referandumunun, şimdilerde kıyıya vurmaya başlayan sonuçları ile sarsılarak irtifa kaybediyor.
Ama bu bloğun çok güçlü bir medya desteği olduğunu ve bu desteğin esasında ideolojik bir bütünlüge doğru gittiğini bilmemiz lazım. Bu ideolojik bütünlüğü ise bugün ana akım medya ve onun ‘radikal-marjinal’ destekçileri sağlıyor. Hemen bir örnek; geçen hafta küresel sermayenin yönlendiricisi ve deniz feneri işlevini gören yatırım bankaları, Türkiye ile ilgili ‘cari açık bahaneli’ birbirinin kopyası raporlar yayınladılar. Biz bu raporların kısa ve orta vadeli iki amacının olduğunu söyledik. Kısa vadeli amaçları, özellikle FED’in genişleme politikası ile açığa çıkan ancak gideceği alan kısıtlı olan küresel likiditeyi ve Ortaoğu’dan çıkan sermayeyi Türkiye yerine, yeniden Doğu Avrupa’ya ve Akdeniz Avrupası’na yönlendirmek.
Bu fonları, yüksek risk nedeniyle, Yunanistan’a yönlerdirmeyi başaramasalar bile, İspanya, Portekiz hatta İtalya piyasasına yönlendirmek kısa vadeli amaçları. Orta vadeli amaçları ise, Türkiye’nin Ortadoğu’yu ve K. Afrikayı’da kapsayacak bir reel büyüme alanı yaratması olasılığına karşı önlem almak istemeleri. Bunun ilk adımı da, seçim öncesi mini bir ekonomik kriz yaratarak bunun etkisinin seçim sonuçlarında görülmesinin sağlanması.
Sözkonusu raporlar, bu stratejinin ilk başlangıç noktasıdır. Tabii raporların piyasalardaki etkisi ayrı bir tartışma konusudur ama bu raporlar bize ruşeym halindeki bir niyeti göstermektedir. Bu niyetin bundan sonra genişleyerek devam edeceğini ve bu genişlemenin ‘bildiğimiz medya’ desteği ile sağlanacağından hiç şüpheniz olmasın. Nitekim biz bu iddiayı ortaya atar atmaz, hadi ‘piyasacı’ olanları boşverin, emperyalizm ve küreselleşme kavramlarını birbirine karıştıracak kadar cahil olanları bile hemen atladılar: Bunlar komplo teorisi.
İşte kırk yılllık piyasacı ile ulusalcıyı böylesine birleştiren ve gerçekleri görmesini engelleyen bu at gözlüğü, seçim sonrası ortaya çıkacak olan Yeni Nasyonel Cephe’nin ilk ideolojik tepkisi ve oluşum adımıdır.
Nasyonel Cephe’nin (eskiden gelen) yeni figürleri
Cumhuriyet tarihi boyunca, aslında kardeş olan bu yapıları ayırararak, sahte bir çekişme üzerinden rejimi tahkim edenler, şimdi bu yapıları birbirine eklemleyerek, yeni demokratik toplum alternatifini ortaya çıkaracak dinamiklerin karşısına bir Nasyonel Cephe olarak dikmek istemektedir.
Seçim öncesi, CHP ve MHP dizaynı aynen bunun hazırlığıdır. Tabii bu güçler, kendilerinini besleyecek karşı güç olarak manipüle edecekleri bir Kürt hareketi de yaratma peşindedirler. Kılıçdaroğlu’na bunun için Diyarbakır’da o ‘çizgi dışı’ konuşma yaptırılmıştır.
Bilmiyorum tehlikenin farkındamıyız; Türkiye’de çok geniş bir faşist cephe örülmeye çalışılıyor. Bu tam da ordunun bu ‘işini’ artık yapamaz duruma düştüğü konjoktürde ‘sivil-aşağıdan’ bir faşist hareket olarak gündeme getiriliyor ve bu hareketin ideolojik-kültürel bütün figürleri (sanatçılarından(!), ‘sol’ partilerine kadar) ince bir ‘işçilikle’ ortaya çıkartılıyor.
Nicos Poulantzas, Faşizm ve Diktatörlük’te ‘Faşistleşme süreci ve faşizm, küçük burjuvazinin siyasal bunalım durumuna ve faşist partilerin desteği ile gerçek bir toplumsal güç haline gelmesine denk düşer’ der. Bu anlamda, hemen seçim sonrası, Türkiye’de iki siyasi süreç karşımıza gelecek. Birincisi, eski rejimin siyasal bunalımında biraraya gelen nasyonel yapıların faşizm süreci... İkincisi ise, Yeni Anayasa yapım süreci ile birleşecek demokratikleşme süreci... Yeni Anayasa sürecini, G.Afrika demokratik bir mevzi olarak kazandı; bunu Türkiye’de yapabilir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018