Cemil ERTEM
Avrupa, geleneksel ‘kemer sıkma’ programlarını tartışırken, dünyada hem yatırım yönünde hem de tüketim yönünde ciddi bir talep daralması olduğunu nihayet gördü ve bu sefer de resesyondan nasıl kurtulacağız meselesini tartışmaya başladı. Ancak bu tartışma öyle hemen sonuçlanacak bir tartışma değil. Çünkü özellikle Avrupa’da krizden ‘yeni’ bir büyüme stratejisiyle çıkacak bütünlüklü bir siyasi program-reçete yok.
Aşağıdaki grafiğimizde 2010’un ilk çeyreğinden itibaren OECD genelinde büyümeye etki eden kalemleri ve büyüme trendini görüyorsunuz. Krizin de etkisiyle 2010 başında stok değişkenin büyümeye etkisi en üst düzeyde. Burada henüz krizle birlikte bozulan kur ve emtia fiyat dengesi kurulamadığından ihracat kalemi düşük. Ancak hemen 2010’un son çeyreğinde, genel büyüme trendinin düşmesine rağmen, ihracatın büyümeye katkısı öne çıkıyor. İşte ihracat kaleminde, genel büyüme trendini hızla iyileştirecek bu düzelme, bize bu krizi, 1929 krizinden ayıran temel özelliklerden birini veriyor.
Ulusal ekonomilerin birbirine bağımlılığı en üst düzeyde ve iç talepteki (hükümet harcamalarından, stok yerine koyma ve özel tüketim harcamalarına kadar) daralmayı ihracat hızla telafi ediyor. Burada ihracatın iç pazarların daralmasına rağmen nasıl hızla yukarıya çıktığı sorulabilir. Bunun nedeni de geleneksel pazarlar yerine hızla yeni pazarların ortaya çıkması ve ülkelerin yeni pazarlar ve uzman oldukları mal alanlarında çeşitlendirmeye gitmek durumunda kalmaları. Örneğin Türkiye, bu dönemde bunu başaran ve bu yolla büyüyen ülkelerden birisi.
Bu ülkeleri -ihracatını artıran- üç ana grupta toplayabiliriz. Birinci grup Rusya gibi tek bir ana -stratejik- doğal kaynağı işleyip ihraç eden ülkeler. Bu ülkelerin, petrol ve doğalgaz gibi emtialardaki avantajı, talebin düşmesine rağmen, bu malların siyasi nedenlerle, fiyatlarının aşağı doğru elastik olmaması oldu. Rusya ve İran (İran ambargoya rağmen) bu süreçte önemli bir avantaj yakaladı. İkinci grup, sanayileşmiş ve hızla sanayileşen ülkeler, örneğin Almanya ve G. Kore. Almanya bu süreçte kriz nedeniyle euronun da düşük olmasından dolayı ihracatını artırdı ama bunun da sonuna geldi. G. Kore ise, görece düşük emek maliyetlerine teknoloji ve marka avantajını ekleyince hızla öne çıktı ve Brezilya gibi ihracatçı ekonomilerin de göreli geriye gitmesine neden oldu. Üçüncü grup, Türkiye, Vietnam, Malezya, Hindistan gibi ülkeler. Bu ülkeler hem coğrafi konumlarını hem de hızla düzelen siyasi istikrar patikasını iyi kullanarak sanayi ve ihracat bazlı bir büyüme yoluna girdiler. Burada Çin, ABD ikilisini ve bunların oluşturduğu dengeyi ayrı tutuyorum. Ama kısaca değinmek gerekirse ABD-Çin dengesi bozulmayacak ama içine, Rusya ve Almanya’dan daha fazla, demin sözünü ettiğim 3. gruptaki ülkeler uzlaşısını alacak.
Çöküş değil, değişim...
Şöyle ki; Roubini’nin dediği gibi 2013’ten itibaren yeni bir kriz dalgası gelecek ama bu kriz dalgası, Avrupa’nın gelişmiş ülkelerini tümüyle yenileyecek, Ortadoğu ve Afrika pazarlarını -piyasasını- açacak bir kriz dalgası olacak. Yani bir çöküş olmayacak. Rusya ve Almanya’nın ihracata dayalı büyümesi sekteye uğrayacak. Çünkü Almanya, kur avantajını kullanarak ihracata yüklenmenin sonuna geldi. Almanya’nın ensesinde Türkiye, G.Kore ve toparlanacak Doğu Avrupa var. Rusya’da yalnız petrol ve doğalgaz ihracatına dayanarak ayakta kalmanın sonuna geliyor. Onun doğalgaz tekelini TANAP gibi geçişlerle Türkiye kırıyor. Ama petrol artık bu kadar yüksek olmayacak ve alternatif enerji geliyor. Üstelik Barzani çok kararlı; Musul-Kerkük’ü Türkiye ile birlikte -Türkiye’den- devreye sokacak. Rusya, Suriye’ye bunun için bakıyor, Esad çözülürse denge bozulur ve Ahmedinecat da sallanır. Musul-Kerkük’ten sonra dışa açılan ve yenilenmiş rafinireleri ile pazara girmiş bir İran, Putin denen çarı bitirir. Almanya ve Neoconlar hatta İsrail için İran’ın nükleer meselesi önemli değil. Bunu, oradaki rejimi ayakta tutmak için kontr-baskı unsuru olarak kullanıyorlar. Ama İran’da da Hameney, Barzani kadar kararlı. O da Türkiye üzerinden yeni bir konsolidasyona gitmeyi düşünüyor. Bunun için İran-Türkiye ilişkileri basının yazdığı gibi değil. Ahmedinecat kanadı artık İran’ın tümü değil.
Türkiye’nin kısa dönemde bölgesindeki mücadelesi Almanya ve Rusya ile olacaktır. Buraya dikkat edelim.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... (2)
25.10.2018 - Neden yeni bir kalkınma hikâyesi gerekli... Paylaş Twitle
24.10.2018 - SORUNLAR, TESPİTLER VE ÇÖZÜMLER...
18.10.2018 - Ekonomi politikasında ‘popülizm’ nedir, ne değildir?
17.10.2018 - Enflasyonla mücadele: Dün ve bugün...
- Dışarısı ve içerisi: Rakamlar-çözümler...
- BM Genel Kurulu: ABD, Türkiye ve diğerleri...
25.09.2018 - Yeni Ekonomi Programı üzerine
21.09.2018 - Cinayeti çözmek: Bakış açınızı değiştirin!
18.09.2018 - Büyüme ve dönüşüm meselesi üzerine...
11.09.2018
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Ali Şen Başkan Fenerbahçe Şampiyon
Grenada birinci Hindistan sonuncu. Londra 2012 de Grenada her 110 bin kişiye bir madalya Hindistan her 300 MILYON kişiye 1 madalya.
Umut Kutal
gerçekçi analiz.