Cemil KOÇAK
Yerel seçimler yaklaştı; adaylar belli oldu; fakat adaylar arasında kadınların seyrek bulunması, yine dikkat çekici… Ama yeni de değil; yapay önlemlerle de üstesinden gelinebilecek bir mesele değil…
Elbette, kadınların siyasette oynamaları gereken rolün önemi, çok uzun yıllar önce anlaşılmıştı. Lâkin, bir meselenin anlaşılması başka bir şeydir; meselenin üstesinden gelinmesi bambaşka bir şey. Hele kadınların kamusal alandaki, özellikle de siyasetteki yerinin derinleştirilmesi, genişletilmesi gibi, emirlerle, genelgelerle, kontenjanlarla üstesinden gelinmesine imkân olmayan bir konuda. İş, toplumun kültürüne vardığında, meselenin boyutu o derece karmaşıklaşır. ‘Gel de çık işin içinden’ demeye kadar varır.
Ha kuruldu, ha kurulacak…
CHP de, zamanında kadınlar kolu kurmak üzere girişimde bulunmuştu. Herhalde ilk sorunuz şu olacak; ‘peki, ama ne zaman?’ Ben yanıtı yazmadan önce, tahmin etmeye çalışınız bakalım; ne zaman olabilir? Bir anlık düşünme sürenizden sonra, yanıtı vermeye hazırım artık… 14 Mayıs 1950 seçiminin hemen öncesinde…
CHP, seçim öncesinde partinin kadın kollarının kurulmasına karar vermişti. İlginç olan yön, çok uzun yıllar boyunca bu konuda hiçbir girişimde bulunulmamış olmasıdır. CHP Genel Sekreterliği’nden 1 Haziran 1949 tarihinde partinin il yönetimlerine iletilen yazıda; CHP’nin kadın kolları kurmak üzere yeni bir yönetmelik hazırladığı belirtiyordu. Kollar henüz kurulmamıştı; daha kurulacaktı.
CHP de, meselenin öneminin ve nedeninin farkındaydı. Yazıda şöyle denilmişti: “Türk kadınının yüksek vasıflarından biri olan, yuvasına ve âilesine derin bağlılığı yönünden bir kısım kadınlarımızın birçok zamanları evlerinde geçmekte ve bu sebeple sosyal ve siyasî cemiyet hayatı içinde çalışma zamanları ve şekilleri ayrı bir hususiyet arz etmektedir. Bu cihetten de parti teşkilâtımız içinde erkek arkadaşlarımızla aynı zamanda çalışmaları bâzı güçlükler doğurmaktadır.”
İşin esasına bir bakalım
Şimdi bu metnin müsveddesine de bir göz atalım; çünkü, meselenin boyutu bu müsveddede çok daha açık bir şekilde ifade edilmiş; ama sonradan özgün yazıda değiştirilmişti: “Aile topluluğumuzun çeşitli hususiyetler arz eden durumlarının tesiri ve bunun zarurî [zorunlu] bir neticesi olarak, kadın vatandaşların devamlı olmasa bile erkeklerle bir arada çalışmak istemedikleri malûmdur. Hele şehir ve kasaba merkezinden uzak bulunan yerlerde bu isteksizliğin çekinme derecesine kadar vardığı bilinen bir hakikattir. Bundan başka, içinde çalışma arzusu olan kültürlü ve hevesli kadınlarımızın mahalli hususiyetlerin zorladığı türlü mani sebeplerden ötürü, erkeklerle birlikte çalışmaktan kendilerini istemeye istemeye men ettikleri de bir vâkıadır.” Yazının devamında da; “bir takım ailevî düşünce ve geleneklerin ârızî [geçici] zorlukları yüzünden, parti çalışmalarında ve memleket hizmetinde kadın vatandaşlardan geniş ölçüde istifade edilememektedir.” deniliyordu.
Özlemler ve beklentiler
CHP de, toplumsal ve kültürel engellerin elbette farkındaydı. Amaç, bunların bir şekilde aşılmasını sağlamaktı zaten. CHP kadın kollarının kurulmasına yönelik karar, partinin yeni kabul edilen tüzüğünün elli sekizinci maddesi gereğiydi. Bu alanda bir de yönetmelik hazırlanmıştı. Yönetmelik, 5 Mayıs 1949 tarihinde CHP Genel İdare Kurulu’nca da onaylanmıştı. Yönetmelik hükümlerine göre; “sırf kadınlardan toplanmış kollar” kurulacaktı. Kadın kolları, yalnız il ve ilçelerle, şartları uygun bucaklarda kurulacaktı. Kadın kolları, partinin il veya ilçe idare kuruluna bağlı olacaktı.
Fakat CHP üyesi olmayan kadınlar da kadın kollarına katılabileceklerdi. “Bu gibiler, parti kayıtları tamam oluncaya kadar, partinin kıymetli yardımcıları” sayılacaklardı. Fakat, “kadın kollarının kurulmasında sosyal şartların elverişli olması ve kuruluşun sosyal rahatsızlıklara ve cemiyet topluluğuna temel saydığımız aile birliklerinin ve düzenin bozulmasına veya sarsılmasına yol açmaması esastı.” Eğer böyle bir durum ortaya çıkarsa, bu takdirde, “mahalli idare kurulu, bu yönetmeliğin o mahalde tatbiki muvafık [uygulanmasının uygun] olmayacağı hakkındaki mütâlaasını [görüşünü] Genel Sekreterliğe” bildirecekti. Bu konuda kesin karar verme yetkisi, Genel İdâre Kurulu’na aitti. Genel İdâre Kurulu, bu konuda karar almadan önce, parti müfettişlerinden görüş alacaktı; ayrıca, “başka yoldan edineceği bilgilerle sosyal ve politik icablara göre faydalı sonuçlar vermeyen kadın kollarını” kaldırabilecekti.
“Kadın kollarının başlıca vazifesi” parti programının yayılmasına ve sevilmesine çalışmaktı. Bir başka amacı da, “durmadan partiye kadın üye kaydetmekti.” Diğer yandan; “bu maksatla yapılacak propagandaların çok özlü ve yumuşak bir dille yapılmasına önemle dikkat edilmeli”ydi. Bu arada, kollar, “aile durumları yönünden kola kaydolmayan veya koldan çıkan kadınların kendilerini kırmadan partiye olan meyillerini artırmaya çalışmalı”ydı.
Hayır işleri ön planda
Yönetmelikte; kadın kollarından beklenen çalışmalara da yer verilmişti. Şöyle deniliyordu; “kadın kollarının sosyal alandaki çalışmaları, değerli kadınlarımızın tertipli ve düzenli bir himaye ve şefkat şuuru ile yapacakları her türlü hizmet, partimizin prensiplerinin yayılmasına, zihinlerde ve şuurlarda yer etmesine en çok yarayacak vasıtalardır. Sosyal çalışmalarda, kadınlara ev idaresi kursu açmak, açılmış olanlardan faydalanmak, imkânlarını artırmak, kimsesizlere yardım etmek, fakirleri himaye tedbirleri almak, okuma çağındaki kız çocuklarından fakir olanların okul ihtiyaçlarını gidermeye çalışmak gibi hizmetlerde elde edilen başarı nisbetinde, partimizin sosyal alandaki prensiplerinin anlaşılmasına yardım edilmiş ve gönüller partimize çekilmiş olur.”
“Kadın kolu olmayan civar bucak ve köylerde Halkevleri ve Halk Odaları ile işbirliği yaparak, buralara yetkili ziyaretçiler göndererek, sağlık ve çocuk bakımı öğütleri verdirmek de, aynı gayenin istihsalini temin ederdi [amacının gerçekleşmesini sağlardı].” Görüldüğü gibi, kadınlardan beklenen, hayır işleri ile uğraşmaktan pek de öteye geçmeyen faaliyetlerdi. Demek kadın çalışmaları bundan ibaret olacaktı. Bu alışkanlık, çok uzun yıllar boyunca devam edecektir. Ve hatta günümüzde de yer yer sürmektedir. Maalesef elimizde kadın kollarının örgütlenmesine, üye sayısına ve faaliyetlerine yönelik herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
PEKİ, KURULDU MU?
Ben de bu soruya yanıt verebilecek durumda değilim; 1950 seçimi sonrasında CHP kadınlar kolunun faaliyetine ilişkin hiçbir bilgim yok. Zaten “genelgeyle inkılâp yapan” bir partinin, yine bir genelge ve yönetmelikle kadınlar kolu kurup, bunu hakkıyla çalıştırabileceğine ilişkin iyimser bir beklenti içinde olmak da, olsa olsa naif bir yaklaşım olabilir ancak. Nitekim, elimde başkaca yazışmalar da bulunmaktadır. Yönetmelik partinin il yönetimlerine iletildikten sonra, merkeze gelen bir yazıdan, en azından bazı illere yeteri kadar gönderilmemiş olmasından şikâyetle, yönetmelikten daha çok miktarda talep ediliyordu.
Çünkü, partinin ilçe yönetimlerine iletilecek kadar elde yönetmelik yoktu! Aradan biraz daha zaman geçtikten sonra, seçime adeta beş kala, 4 Mart 1950 tarihinde bile, Kocaeli gibi önemli bir il örgütü hâlâ yönetmelik talep ediyordu! CHP merkezi, il ve ilçe örgütlerine zamanında bir yönetmelik bile dağıtmakta sorun yaşarken; il ve ilçe örgütlerinin gerçekten de yörelerinde bulunan kadınları, partinin kadın kollarında örgütleyebileceğini mi hayal ediyordu acaba? Sorulmaya ve yanıtlanmaya değer bir soru sanırım.
PARTİ ‘KUR’ DEDİ
Elbette CHP’nin bu kadar zaman sonra bu yönde adım atmasının önemli bir nedeni olmalıydı; bu neden de basitti: Seçimler gelmiş kapıya dayanmıştı. Söz konusu yazıda, bu cihet şöyle açıklanmıştı “Bugünkü demokratik hayatta ve millî hâkimiyetin başlıca ve en önemli tecellisi olan genel seçimlerde, kemmiyetin [sayının] büyük ehemmiyeti [önemi] olduğu şüphesizdir.” Seçim öncesinde CHP, birkaç yönlü bir çalışma içindeydi: Öncelikle hedef, kadın üye sayısına artırarak, oylarını yükseltmekti. Dahası, bu şekilde toplum içinde daha geniş bir propaganda yapma imkânı elde edecekti. Her ne kadar yazıda “kadın hakları”na da atıfta bulunuluyorsa da, bu adımın aradan geçen bunca yıl sonra akla gelmiş olması, son gerekçenin olsa olsa bu listenin sonuna alınması gerektiğini bize gösterir.
1930’da gündeme geldi
Ayrıca, unutulmasın ki, kadınların siyasî partilere üye olabilmeleri 1930’da da SCF’nin kurulmasıyla birlikte gündeme gelmişti. Pek çok kadın CHP’ye üye olarak kabul edilmişti. Bu tarihten itibaren kadınların belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı elde edebilmesi, ardından hiç olmazsa 1935 yılındaki genel seçimde aynı hakkı kullanabilmeleri, CHP’nin yeni bir örgütlenmeye kucak açmasını sağlamak için yeterli olmamış, olamamıştı. Başbakanlık arşivinde elime geçen bu yazıda da görüleceği üzere; bu alanda daha önce bir girişimde bulunulduğuna yönelik hiçbir bilgi bulunmadığına göre, böyle bir girişime ilk kez rastlanıyordu. Nereden bakılırsa bakılsın, yirmi yıllık bir gecikme söz konusuydu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016