Demiray ORAL
Ne oluyoruz yahu? Operasyon başladığından beri bir “sakin ol” muhabbetidir başladı gidiyor.
Televizyonlardan, köşelerden “aman sakin” çekip duruyorlar.
Sakinim ben kardeşim, durmadan aynı şeyi söylemeyin.
Tabii farkındayım dertleri ben değilim, ama ekranda her ağzını açan, köşesinde yazı attıran herkes“itidal manyaklığı” içinde olunca adamın giderek asabı bozuluyor.
Hadi beni geçelim, soruşturmayı yapan savcı ne yapsın?
“Aman sakin”cilere göre şöyle yapsın:
Aman diyim fazla ileri gitme...
Aman diyim fazla genişletme...
Sonra hedef dağılır...
Davanın özü zedelenir...
Toplumda derin çatlaklar oluşur...
Soruşturma tartışmalı hale gelir...
Yargı içinden çıkamayacağı bir noktaya gelir...
Oldu mirim, başka arzunuz?
Bu işin asker dışında, siyaset, sivil toplum, sermaye ve medya ayağı var ama bunları ahlaki olarak toplum yargılasın, sen hukuki olarak yargılamaya kalkma sakın.
Yahu 28 Şubat darbesinin esas özelliği topyekûn “ahlaksız” olmasıdır zaten. İnsanları inançları yüzünden fişleyip, hayatlarını karartan, andıçlayıp hedef gösteren, işinden okulundan attıran bu ahlaksızlığın şu ayağı, bu ayağı muhabbeti mi olur?
O zaman bütün bu söylenenler aslında ne ayak derseniz, izah etmeye çalışayım.
28 Şubat mevzuunda korkunun dağları sardığı yer, “işbirlikçiler” meselesidir. Çünkü darbenin doğrudan mağduru olan mütedeyyin kesimler ve yapılan zorbalığa karşı dik duran az sayıda demokrat dışında kalan hemen herkes 28 Şubat’ın işbirlikçisidir.
Kimi durumdan vazife çıkaran “gönüllüler”, kimi korkusundan “destek verenler”, kimi yapılan baskılarla “katkı verenler”den oluşmaktadır bu işbirlikçiler.
Elbette bunların hukuk karşısındaki durumuyla, darbe ortamının oluşmasına yarayacak provokatif eylemler için emirleri veren, Batı Çalışma Grubu adıyla ordunun içinde kurulmuş cuntadakilerin durumu aynı değildir.
Fakat 28 Şubat, psikolojik savaşın nadide bir örneği olarak tanımlanıyorsa bugün, o savaş şüpheye mahal yoktur ki işbirlikçiler sayesinde kazanılmıştır.
Neticede o dönemde Hürriyet’in isabetle manşetlediği gibi bu “Topyekûn savaş”tı ve topyekûn olmasının nedeni, kod adı “Silahsız kuvvetler” olan işbirlikçilerin savaşa ön cepheden katılmasıydı.
Darbenin yolunu açan siyasetçilere dokunulmasın, devletin bilmem kaç rakımlı tepesinde oturana dokunulmasın, mahşerin beş atlısı adıyla darbe kazanına odun atan sendikacılara dokunulmasın, Başbakan Erbakan’ın MGK’da alnında biriken tere zoom yapan medyaya dokunulmasın... O zaman bari askere de dokunulmasın!
28 Şubat soruşturması bir zihniyetle hesaplaşmaksa ancak işlenen suçla organik bağı olan herkesle hesaplaşarak olur.
Yoksa düşülen pozisyon, AKP’ye muhalefet etmek adına darbeleri desteklemek olur ki, memleketin siyasi sözlüklerinde bu tanımın karşısında üç harf yazmaktadır: CHP.
CHP’nin darbelere karşı şanlı mücadelesi
Başka bir zaviyeden, ama epey başka bir zaviyeden bakınca CHP rahatlıkla darbecilerle savaşan parti olarak da görülebilir.
Şöyle ki, Kılıçdaroğlu liderliğindeki yeni CHP, AKP’ye muhalefet etmek adına “kolaysa şunu da alın göreyim” diye diye ortada komutan bırakmadı.
Balyoz operasyonu yapılıp üst düzey komutanlar tutuklandıktan sonra CHP, “AKP yapılmamış darbenin hesabını soruyor ama yapılmış darbeye dokunamıyor” diye tutturdu. AKP, 12 Eylül ürünüdür hesap soramaz deyip “hayır” oyu verdiler referandumda.
12 Eylül darbesi yargılanmaya başladı, bu kez Kılıçdaroğlu “28 Şubat bugünkü iktidarı doğurmuştur, AKP kendini doğuran sürece dava açamaz” diye tutturdu.
Şimdi 28 Şubat soruşturması geldi çattı, askerler gözaltına alındı.
Geriye kaldı 27 Nisan e-muhtırası.
Malum, Kılıçdaroğlu’na göre e-muhtırayı veren dönemin komutanı Yaşar Büyükanıt’a da zinhar dokunulamaz. Bu hususta bir de teorisi var, hatırlayalım.
Kılıçdaroğlu’na göre Erdoğan ile Büyükanıt arasında Dolmabahçe görüşmesinde gizli bir anlaşma yapıldı. Erdoğan, “bize muhtıra ver” dedi; Büyükanıt da “okey kanka” deyip muhtırayı çaktı ve böylece AKP mağdurları oynayarak seçimde oy patlaması yaptı. Teori şahaneydi ama minicik bir kusuru vardı. Çünkü e-muhtıra, Dolmabahçe görüşmesinden günler önce zaten verilmişti. Eee o kadar kusur Kılıçdaroğlu’nda bile olur artık...
Her neyse, Balyoz, 12 Eylül, 28 Şubat... “Şunu da alın görelim” diye diye bir sürü komutanı içeri aldırmayı başardı CHP.
Şimdi sırada “kolaysa senin için 27 nisanda muhtıra vereni al” muhabbeti var...
Yani CHP’nin darbelere karşı şanlı mücadelesi sürüyor, Büyükanıt kendini kollasın derim.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.05.2015
23.09.2014
13.06.2014
2.04.2014
16.02.2014
13.01.2014
6.01.2014
29.12.2013
19.12.2013
11.11.2013