Ekrem DUMANLI
Terör örgütü ile Oslo'dan beri pazarlık yapanlar… Yabancı gözlemci ve garantörler eşliğinde yapılan görüşmelerde bu ülkenin polis ve askerinin tasfiye edileceğine, boşalan alanların örgüt tarafından doldurulacağına dair korkunç iddialar karşısında kulağı üzerine yatanlar...
Çözüm sürecini sadece birkaç kişinin bilgisi dahilinde gerçekleştirip yaptığı yanlış hamleler nedeniyle terör örgütünü uluslararası bir aktör haline getirenler…
Çözüm sürecine dair bütün iyi niyetli ikazları kulak ardı edip her fırsatta örgüt güzellemesi yapanlar…
“Çözüm sürecini Kürt halkının diğer kısımları ile de görüşün; bu sorunu Meclis denetimi ve bütün Türkiye'nin desteğiyle halledin” diyenleri hain ilan edenler…
Daha ilk günden halkın huzuruna çıkıp “PKK silah bırakacak” vaadinde bulunup, yerel kamu yöneticilerinin “PKK daha fazla silahlanıyor ve örgüte katılım artıyor” demesine aldırış etmeyerek Türkiye'yi aldatanlar…
Çözüm sürecini yanlış yöneten kifayetsiz güvenlik bürokratlarıyla meseleyi topyekûn halledeceğini sananlar ve herkesi de böyle düşünmeye zorlayanlar…
PKK'nın üst yapılanması olan KCK'nın tutuklu üyelerini medyatik övgüler eşliğinde serbest bırakıp; daha sonra umduğunu bulamayınca KCK'yı hapse yığmak için yeni senaryoların peşine düşenler…
“PKK'nın uzantısı” deyip bazı partilerle müzakere yaptıklarını böbürlene böbürlene anlattıklarını unutarak şimdi o uzantı saydıkları partiyi PKK ile özdeşleştirip yeni bir ‘psikolojik algı' oluşturmaya çalışanlar…
İmralı'ya heyetler gönderip Öcalan'ı yücelten, Öcalan'dan gelen mektuplar eşliğinde Kürt sorununun tamamen çözüldüğünü iddia eden ve herkesi o yalancı bahara iman etmeye mecbur hale getirenler...
Kobani çatışmalarını doğru okuyamayarak bir yandan Kürtlerin büyük çoğunluğunu küstüren diğer yandan PKK'yı uluslararası figür haline getirenler…
PKK'nın yol kesmesine, kimlik kontrolü yapmasına, halk mahkemesi kurmasına, vergi toplamasına, özerklik ilan etmesine 3 senedir göz yumup şimdi birden bire intibaha gelmiş gibi riyakarlık yapanlar…
Dolmabahçe mutabakatı adını verdikleri bildiriler eşliğinde medya üzerinden sırıtkan iktidar pozlarıyla barış güvercinleri uçuran; seçimden başarısız çıkınca o mutabakatı külliyen reddederek yalancılığı tescil edilenler...
Çözüm süreci boyunca PKK'nın güçlendiğini, eleman ve silah bakımından tarihin en zirve noktasına ulaştığını bugün TV ekranlarında itiraf etmesine rağmen, üç senedir Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve Emniyet'in elini kolunu bağlayanlar…
Daha saymaya gerek var mı! Bugün PKK aleyhine keskin konuşma yapan iktidar güçleri ve onların borazanları, kendi hatalarını, günahlarını, veballerini ikrar edip Türkiye'den özür dileyeceğine ‘cemaat' senaryosu uydurarak masum insanları suçluyor. Barış güvercini pozlarına bürünüp Öcalan'la Kandil'deki PKK liderleri arasında posta güvercini olanlar, Kandil'in kanatları altına sığınanlar, en samimi uyarıları bile ihanet sayanlar şimdi hangi yüzle kalkıp başkalarına atf-ı cürümde bulabiliyor?
TERÖRDEN FAYDA BEKLEYENLER
“PKK-Cemaat bağlantısı” gibi bir saçmalığı uyduranların ar damarı çatlamış çoktan. Yalan söylemeyi, iftira etmeyi mizaç haline getirmişler. Niçin çarpıtıyorsunuz gerçekleri? Herkes biliyor ki 7 Haziran seçimlerinde 10 puan kaybetmeseydiniz “çözüm süreci”niz aynen devam edecekti. Ne PKK'ya kanlı örgüt diyecektiniz; ne HDP'ye terör yardakçısı muamelesi yapacaktınız. Başkanlık sistemini getiremediğiniz 7 Haziran seçimlerinden sonra birden bire ve tepetaklak değişmenizi millet görmüyor mu sanıyorsunuz?
Acı gerçek: 7 Haziran'dan beri birilerinin elleri kana bulandı. Faili meçhul cinayetler hortladı. Ülke 1990'lara döndü. Peki neden 7 Haziran seçimlerinden sonra? İşlenen onca cinayet ve vahşi terör eylemleri ile nasıl bir atmosfer oluşturulmak isteniyor? Daha açıkçası; terörden kim fayda umuyor? Kim sinsice terör planları yapıyor ve bu aşağılık toplum mühendisliği sayesinde kimler koltuk sevdasını tatmin ediyor!
Boşuna debelenmesin suçlular. Beyhude yorulmasın kanlı toplum mühendisleri. Son üç yıldır yaşanan her şey toplumun hafızasına kazındı. Tabii ki Kürt sorunu çözülmeliydi. Ne var ki iktidarı elinde tutanlar “çözüm süreci” gibi çok hayati bir konuyu kişisel hesapları ve oy devşirme stratejileri uğruna kullandı. Beklentileri gerçekleşmeyince masayı tekmeleyenler -hem siyaset cephesinde hem örgüt safında- her kim ise millete hesap vermek zorunda.
Hal böyle iken ve bugünkü terör olaylarının sorumluları orta yerdeyken kalkıp paralel paranoyasından yeni bir senaryo üretip suçlu arayanlar kendi suçlarını gizlemek istiyor. Hiç kıvırmayın; süreci yöneten sizdiniz; hesabını verin şimdi. Ve iftiralarınızdan vazgeçin, yaptıklarınızdan utanın. Tabii yüzünüz hâlâ kızarıyorsa…
Teröristi yanlış yerde arıyorsunuz
7 Haziran seçimlerinin üzerinden 40 gün geçtiğinde 40'ın üzerinde şehit vardı. Her gün bir aslan düştü toprağa ve analar kan ağladı, babaların göz pınarları kurudu. Gün geçmiyor ki bir ocak daha sönmesin ve al bayraklı tabutlarla şehitler uğurlanmasın…
Tam bu korkunç süreç yaşanırken müstafi ve seçim sonucunda halk tarafından alaşağı edilmiş hükümet ne yapıyor? Okul basıyor, dershane basıyor… Kreşlerin, dershanelerin, okulların önüne polisler geliyor, silahlarıyla birlikte poz veriyor. Darbeciler bile bu kadar pervasız icraatlar ortaya koymadı ve tarihe bu kadar feci bir manzara bırakmadı...
Memlekette kan gövdeyi götürüyor, teröristler karakol basıyor; bazı güvenlik bürokratları istifa mektubu yazacağına eğitim kurumlarına baskın için emir yağdırıyor. Ve halkın gözü önünde yaşanıyor bu korkunç zulümler. 5 yaşındaki çocukların gittiği kreşlere polis memuru sevk eden Emniyet Genel Müdürlüğü, il ve ilçe emniyet yetkilileri vs. nasıl bir siyasi baskı altında iseler, terörist kovalama yerine okul ve dershane için adam sevkiyatı yapmaktan terörle mücadelede başarılı olamıyor. Emniyet İstihbarat ve MİT onlarca istifayı hak edecek yanlışlar yaptı ve yanlış yönlendirme nedeniyle askerler, polisler şehit düştü. Bu feci durumun hesabını kim verecek? Ve vatandaş sormayacak mı: Siz okul basarken teröristler karakol basıyordu. Bu nasıl bir beceriksizlik, bu nasıl bir vicdansızlık!
PANORAMA
Ufukta seçim görünür görünmez Erdoğan, tekrar sahneye attı kendini. Yine günde üç-beş kez konuşmaya herkese ayrı ayrı ağır laflar sarf etmeye başladı. Bu arada muhtarlarla 8. toplantısını gerçekleştirdi. Onlara muhbir olmalarını tavsiye etti. Hatta anayasal bir suç olan fişleme için ihbar hattı bile oluşturulmuş. Merak ediyorum muhtarlar Kaçak Saray davetine hangi kritere göre seçiliyor? Amigoluk yapmaya gelenler de var içlerinde çünkü. Erdoğan'a gaz verenlere o da gülücükler dağıtıyor. Oldu olacak; Meclis'i feshedin, cımbızla seçilmiş bazı muhtarlarla ülkeyi keyfe ma yeşa yönetin. Ya cumhurbaşkanının namusu ve şerefi üzerine yemin ettiği tarafsızlık? Onu da Saray'a davet edilmeyen ve buna layık görülmeyen muhtarlar düşünsün. Zaten rejim değişmiş kimsenin haberi yok; bu sayede parlamenter sistemin bittiğini, tek adam- tek parti döneminin açıldığını herkes görmüş olur…
Hayatında bir gün bile gazetecilik yapmamış; ama şimdilerde kendisine köşe yazdırılan ve TV'lerde tıslaya tıslaya program yaptırılan bir küçük tetikçi şantajlarına devam etmiş geçen hafta. Adamın genel bilgi düzeyi yerlerde sürünüyor; hukuk bilgisi sıfır. “O kaçacak, bu kaçacak” diye papatya falı açmaya yeltenmiş. Yakışır falcılık. Türk basın tarihinde eşine rastlanmayan bir sığlık ile tehditler savuran çocuğa kızamıyorum. Siz de kızmayın. Asıl sorun onu istihdam eden (veya ajan/eleman havasının uyarılmasına rağmen çıkıp da iki kelam etmeyen) istihbarat kurumumuzdur. Hakan Fidan'ın konuşması lazım bu konuda ve bilmemiz lazım ki koskoca MİT, çapsız adamların şantajcılığına mı kalmış; yoksa birileri MİT adını kullanarak çapsızlığını mı perdeliyor...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2015
6.01.2015
3.01.2015
30.10.2015
27.10.2015
23.10.2015
20.10.2015
16.10.2015
13.10.2015